Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

Altın Portakal sinema hazinesi, birlikte yaşatmalıyız

Sansür tartışmalarının ortasında kalan ve geçen yıl gerçekleştirilemeyen Altın Portakal Film Festivali bu yıl gerçekliyor. Türkiye’nin en köklü sinema şenliğinin başkanı Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek. Festivalin İdari Direktörü Av. Cansel Tuncer, Sanat Direktörü ise Deniz Yavuz. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Ferzan Özpetek'in jüri başkanlığını üstlendiği festivalde Ulusal Yarışma Jürisi; Deniz Göktürk Kobanbay, Gökçe Bahadır, İlker Kaleli, Melis Behlil, Melisa Önel ve Mercan Dede'den oluşuyor.

afflogolightblackbuyuk.jpg

Festivalin açılış töreni gerçekleşti, biz de Gazete Pencere olarak festivaldeki yerimizi aldık. Açılış töreninde, usta sanatçılara saygı ifadesi olan Onur Ödülleri Erdal Özyağcılar, Işıl Yücesoy, Müjdat Gezen, Selçuk Yöntem ve Şerif Sezer’e takdim edildi. Başarı Ödülleri’nin sahibi ise genç oyuncular Farah Zeynep Abdullah ve Aras Bulut İynemli oldu. Festival 5-12 Ekim tarihlerinde gerçekleşiyor.

emrc0430-1.jpg

Adana Film Festivali’nde buluştuğum Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Festival Sanat Direktörü Deniz Yavuz’a tartışmaları, bu yılki festivali ve detaylarını sordum. Siz bu röportajı okurken biz Antalya’da festivali takip ediyor olacağız. Festivallerin sansürsüz olması ve devam etmesi dileğimizle… İnadına sinema ve yaşasın festivaller!

whatsapp-image-2024-10-02-at-19-09-04.jpeg

Geçen yıl sansür tartışmalarından dolayı maalesef festival gerçekleşemedi. Nihayet festivalimize kavuştuk ve Antalya Altın Portakal Film Festivali başladı. Nasıl bir festival bekliyor bizi, heyecanınızı öğrenebilir miyim?

Kısa bir hazırlık sürecinin ardından kuvvetli bir festival hazırladık. Özellikle uluslararası film seçkisini oluştururken çok titiz hareket ettik. Uluslararası seçki davet ve başvuru usulü ile oluşuyor. Son yılların en nitelikli seçkisi oldu diyebilirim. Hafta başında satışa çıkan biletler bir saat gibi kısa bir sürede ‘online’da tükendi.

Bu yıl ‘hikâyemiz birlikte’ vurgusuyla yola çıktınız. Neden ‘hikâyemiz birlikte’?

Sinema yaşamın içinde, sinema hayatın ta kendisi. Yaşantılarımızın her biri aslında izleyemediğimiz filmler. İyi ki sinema var ve biz dünyanın dört bir yanından, onun aracılığıyla yaşamları izleyebiliyor ve hayal gücümüzü geliştirebiliyoruz. İşte bu yüzden, aslında ‘hikâyemiz birlikte’... Çok benzer şeyleri kendimize özgü yaşıyor, anlatıyor ve aktarıyoruz...

“Ortak hedefimiz, festivali hep birlikte yaşatmak.”

Bu yıl jüri üyeleri nasıl belirlendi, festival seçkisinde neler var? Festivalin içeriğinden, programından ve yeniliklerinden bahseder misiniz?

Klasik bir jüri oluşturma süreci yaşamadık. Altın Portakal’ın geçen yıl ki negatif ve ağır bagajından ötürü sinema yaşamında ve sinema profesyonellerinde, sanatçılarda da bir endişe hâkimdi. Bu endişeler tam anlamıyla ortadan kalkmış da değil. Bütün bu negatif algılar içinde 55 jüri üyemizle, onların büyük teveccühü ve desteği ile yola devam ediyoruz. Herkesin beklentisi ve hedefi büyük. Ortak hedefimiz sinema kültürümüzün hazinesi olan Altın Portakal’ı her şeye rağmen, hep birlikte yaşatmak. Festivalin klasik bölümleri olan dört yarışmalı bölümü değiştirmeden sürdürüyoruz. Ulusal uzun metraj, kısa metraj, belgesel film ve uluslararası uzun metraj bölümlerimize bu yıl Sinema Okulları Öğrenci Filmleri yarışma seçkisini ekledik. Film Forum’u 12. kez gerçekleştiriyoruz. Bu bölümler bu festivalin sinemamıza bıraktığı miraslar. 2003 yılında yine Antalya’da yapılmış sinema çalıştayını 21 yıl sonra tekrar Antalya’da gerçekleştireceğiz.

omer0144.jpg

“Bu trajik tesadüf hayli şaşırtıcı...”

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin sizin için önemi, diğer festivaller içindeki yeri nedir ve eski festivallere dair unutamadığınız anınız var mı?

Şahsen Altın Portakal’ın 40. edisyonundan bu yana irili ufaklı görevler aldım. Özel film seçki bölümleri, paneller, gösterim sonrası söyleşilerde moderasyon, katalog editörlüğü, kitap editörlüğü yaptım. Hepsinden de çok keyif aldım. 50. yılın ardından bazı senelerde festival danışmanlığı görevinde de bulundum Antalya’da. 61. yılda yollarımız içerik tasarımı ve direktörlük noktasında kesişti. Bundan dolayı öncelikle gururluyum. Bahsedebileceğim en trajikomik durum şu sanıyorum: 2007 yılıydı yanlış hatırlamıyorsam, Altın Portakal o döneme dek SİYAD’dan bir üyeyi ana yarışma jürisine dâhil ediyordu. Bu geleneğe ek olarak o dönemde genel sekreteri olduğum SİYAD’ın adıyla ayrı bir eleştirmenler jürisi olması gerektiğini önermiştim. O yılki festival yönetimi tarafından bu önerimiz hemen kabul edildi. Aradan geçen onca yılın ardından, direktörlük görevini yürüttüğüm festivale SİYAD, adıyla jüri göndermemeyi tercih etti. Bu trajik tesadüf hayli şaşırtıcı...

GEÇEN YILIN MUHASEBESİ

Antalya Altın Portakal Film Festivali Sanat Direktörlüğü teklifi nasıl geldi, kabul etme sebepleriniz neler oldu ve sansür tartışmalarına neden olan bir festivalin direktörü olmak ağır bir sorumluluk değil mi?

Festival yönetimi her şartta büyük sorumluluk gerektiren bir görev. Bahsettiğim gibi gerek Altın Portakal’da gerek de diğer festivallerde çeşitli kademelerde görevler aldım ve destek verdim. Hem kişisel olarak hem de ekibim ve şirketimle her zaman olumlu katkılarımız oldu, oluyor, olacak. Yerel seçimlerin ardından Altın Portakal’ın gerçekleşmesi, idari ve sanatsal direksiyonunun nasıl şekilleneceği belirlenmemişti. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimleriyle içerik üzerine bazı görüşmelerimiz oldu. Karşılıklı fikirler ve öneriler ortak bir havuzda toplandı ve uygun bulundu. Seçimlerin ertesinde çok hızlı bir şekilde idari yapılanmaya gidildi ve tasarım departmanı olarak görevi üstlendik. Altın Portakal’ın 2023 edisyonuyla ilgili süreci ben dışardan takip ettim. Çok kuru bir şekilde geçen yılın sorunsal adının ‘sansür’ olarak konmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Bunun bir sansür olmadığını da göreve gelip çalışmaya başladıktan sonra daha net gördüm. Bu yılki direktörlük görevinin sorumluluğu ne kadar hassas ve ağırsa bütün yılların ve bütün festivallerin de aynı görev sorumluluğu ve hassasiyeti ağır. Keşke geçen yıl süreç çok daha aklıselim ile yönetilse ve tamamlanabilseydi. Büyük çabalar ve iyi niyet sonucunda hüsranla biten ve yapılamayan bir festival ortaya çıktı. Geçen yılı derinlemesine konuşup, telafisini sağlayıp, ayağa kalkıp yola devam etmeliyiz.

ahmt0768.jpeg

“Hatalarımızdan ders aldık deniyor”

“Kanun Hükmü” filminin programdan çıkarılması sansür tartışmalarına neden olmuş, alınan karar “sanatsal ifade özgürlüğüne açık bir tehdit” olarak yorumlanmıştı. Hatta bu nedenle maalesef festival gerçekleşemedi. Bu noktada belediye öz eleştirisini yapabildi mi ve yeniden, kaldığımız yerden festivale devam derken neler değişti ve festival kadrosu nasıl oluşturuldu?

Belediyenin geçen yılın finalinde yaptığı açıklamada; ‘üzülerek iptal ediyoruz’ deniyor. Bu yılki çalışmalara da başlarken yine belediyenin idari sosyal medya hesaplarında, büyükşehir belediye başkanının açıklamalarında aynı tarz söylemler var. Kimse bu durumdan memnun değil. Tarafların yaptığı açıklamalarda da Kanun Hükmü’nün seçkiye bir alınıp bir çıkartıldığını okuyabilirsiniz. Hepsinden önemlisi belediye açısından ‘hatalarımızdan ders aldık’ deniyor bu yılki basın toplantısında ve bütün gücüyle 2024’ün de sekteye uğramaması adına çalışmalar yürütülüyor. 60. edisyonu yok saymadan, onun telafi yollarını arayarak yeni bir festivali yapmak kolay değil ve bu uğurdaki çabaların da desteklenmesi gerekiyor.

“Festivalin tek finansörü Antalya Büyükşehir Belediyesi”

Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yıl festivali gerçekleştirebilmek için finansal zorlukları nasıl aşabildi, kimlerden, hangi kurumlardan destek aldı?

Özellikle devlet kurumlarından alınan destekler çoğu zaman mecburi tahakkümlere sebep olabiliyor. Geçen yıl yaşanan sorunun başlıca sebebi de bu durum diyebilirim. Yine de bu klasik süreç daha sakinlikle yönetilebilirdi. Festivalin tek finansörü bu yıl Antalya Büyükşehir Belediyesi. Herhangi bir devlet desteği bulunmuyor. Sınırlı sayıda özel hizmet sponsoru eşliğinde belediyenin kaynaklarıyla gerçekleşiyor festival.

“Bağımsızlığı çok iyi gözetmek gerekir”

Bir festivalin sürdürülebilir olması finansal olarak bağımsız olabilmesi ile gerçekleştirilebilir diye düşünüyorum. Festivallerin sansür ile anılmaması için nasıl bir yapı oluşturmak gerekiyor ve tam da bu noktada Antalya Altın Portakal eski prestijli olduğu ve sansür ile anılmadığı dönemlere dönebilecek mi?

Sizi şu konuda temin ederim; Ekibim ve ben sanatsal içeriğin oluşturulmasıyla ilgili olarak idari paydaşlarımızdan en ufak bir tahakküm ya da öneri almıyoruz. Fakat bu çaptaki festivallerin idari ve sanatsal departmanlara bölünmesi şart. Uluslararası ve ulusal yönetim için özellikle belediye profesyonellerinin ve bürokratlarının uzmanlıklarını almak zorundayız. Uluslararası bir kent festivali yapıyoruz, bir kasabada dağ çileği şenliği yapmak için bile yerel yöneticilerin, muhtarın idari desteğini almalısınız. Antalya gibi noktalarda idari ve sanatsal departmanlar arasındaki bağımsızlığı çok iyi gözetmek ve uygulamak gerekir. Bunu başardığımızı düşünüyorum.

“Bu yıl SİYAD jürisi olmayacak.”

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), geçen yıl iptal edilen 60. Antalya Film Festivali’ne yönelik sansür uygulamaları ve belediyenin özür dilememesi nedeniyle bu yıl festivale jüri göndermeyeceklerini duyurdu. Siz bu kararlarını nasıl yorumluyorsunuz ve nasıl karşıladınız?
SİYAD ile açıklama sonrasında yaptığım görüşmelerde, bu bildirimin kamuoyuna değil, üyelerine yapıldığını belirttiler. Bu çok da mühim değil, kamuoyundan gizlenecek bir durum değil. Tepkilerini haklı buluyorum. Festival bu yıl henüz SİYAD’dan bir jüri talebinde bulunmamıştı. Bildirilerinde bahsettikleri hassasiyetlerin de hepsiyle ilgili çeşitli aksiyonlar aldık ve alıyoruz. Bu yüzden SİYAD bu tavrında biraz aceleci, bizim de sinema yaşamını bilgilendirmede gecikmemiz olduğunu söyleyebilirim. İletişimi doğru kurduğunuzda bu tür talihsizliklere de sebebiyet vermemiş oluyorsunuz aslında. Bu yıl SİYAD jürisi festivalde olmayacak. Yanı sıra ana jürilerimizde ve ön jürimizde dernek üyesi meslektaşlarımız yer alıyor. Festival basın konuklarımızın da birçoğu SİYAD üyeleri.

“Yine de hatalarımız ve yetemediğimiz noktalar var”

Geçen yıl yaşanan tartışmalardan dolayı festivalde bir kan kaybı yaşandı mı, SİYAD gibi tavır koyan başka dernek, kurum, kuruluş ya da kişiler var mı?
Elbette, hazırlık sürecinin de darlığında ötürü bir kan kaybı bir yavaşlama yaşadık. Her şeye rağmen iyi bir tasarım yaptığımızı düşünüyoruz. Süreci daha çok diyalog ve diplomasiyle yürütmek zorunda kaldık. Yine de hatalarımız ve yetemediğimiz noktalar var. Kanun Hükmü bir belgesel film. Belgesel Sinemacılar Birliği – BSB’nin belgesel film yönetmen ve yapımcılarının normal olarak açıklamalardan ve eylemlerden tatmin olmadığını görüyoruz. Kişisel olarak ben onları da tepkili olan bütün sinema insanlarını da anlayabiliyorum. Zor bir süreçti. Anlaşmak için de yola devam etmemizin sakıncası olmadığına, aksine barışma sürecine fırsat olacağına inanıyorum.

“Kültür ve sanat baskıdan uzak olmalı...”

Sansürle savaşmak için festivallere katılmamak çözüm mü, başka çözümler ne olabilir?
Sansürle savaşmadığımız, adını dahi anmadığımız kültür sanat ortamlarına ihtiyacımız var. Filmler izlenmek için yapılır. Kültür ve sanatın baskıdan uzak, özgür habitatları olmalı...

mercan-dede.jpg
Mutlu Hesapçı- Mercan Dede

MERCAN DEDE; “SİNEMA AŞIĞIYIM VE ALTIN PORTAKAL’DAN FEYZ ALACAĞIMI DÜŞÜNÜYORUM”

İstanbul’da Anadolu Efes’in ‘Denize + 1 Nefes’ etkinliğinde bir araya geldiğim Mercan Dede’ye jürisi olduğu Altın Portakal Film Festivali’ne dair duygusunu da sordum.

Altın Portakal’da bu yıl jüri üyesisiniz, festivalin sizin için önemi nedir ve neden destek olmak istediniz?

Türkiye’nin en eski ve en önemli festivali dile kolay 60 yıllık bir festival. Festivalin varlığı Avrupa için bile köklü ve önemli. İçinde yer almamın birinci nedeni bu. Sinemanın aslında geniş kitlelere ulaşması anlamında çok önemli ikincisi bu. Özellikle Ferzan Özpetek’in jüri başkanı olması, onun başkanlığında ve yönetiminde olmak benim için mutluluk verici çünkü ben Ferzan başta olmak üzere festivalden feyz alacağımı düşünüyorum açıkçası ve bu bana çok heyecan veriyor. Biliyorsun filmler açıklandı. O konuda da söylemek istediğim çok şey var ama bu kadar söyleyeyim. Nasıl olsa festivalde buluşacağız. Benim için inanılmaz bir öğrenme, arınma, heyecan duyma ortamı olacak. Ben çok uzun yıllardır söylüyorum; sinema bizim çağımızın en önemli sanat dalı ve buna gönülden inanan bir insanım. Sinema aşığıyım, yurt dışında hasbelkader film müzikleri yapmaya çalışıyorum, o yüzden heyecanlı bir zaman geçireceğiz. Festivalde buluşmak dileğiyle!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi