Mehmet Şandır
ÖĞRETMENE ÖZÜR BORCUMUZ VAR
BENCE; öğretmen kişiliğin ve kimliğin mimarıdır.
Bireyin ve toplumun temelinde onun imzası vardır.
Sözün özü; öğretmen yaşamın öznesidir.
Cümlede özne fiilin anlam ve etkisini nasıl belirlerse öğretmen de bir ferdin ve toplumun geleceğini belirleyen en etkili güçtür/öznedir.
Anne karnında başlayan öğrenme/eğitimle insan, öğretmenin emeği ve sevgisiyle beslenir bir sanat eserine dönüşür. Öğretmen eserini koruyamazsa veya korumaya gücü yetmezse o insan yıkıcı, yok edici bir canavara dönüşür; bebeklere tecavüz eden, kadınları öldüren, soykırım yapan, nükleer silahla insanlığı tehdit eden gibi...
24 Kasım Pazar günü Öğretmenler Günü’ydü; yine bilindik/bayat demeçler dinledik; derslik sayılarının artışı ile eğitim sisteminin gelişmesini anlattılar, övündüler...
Öğretmeni bir özne olarak ele alan yok...
Abbas Güçlü’nün ifadesiyle söylersek öğretmenler, yorgunlar, borçlular, dışlanmışlar, kiradalar, kredi kartıyla yaşıyorlar ve en önemlisi de yapayalnızlar!..
Daha da kötüsü; öğretmenlerin yüzde 83.8’i gelecekte öğretmen olmak isteyen gençlere öğretmenlik mesleğini tavsiye etmeyeceğini söylüyor.
2024 yılında; Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, AK Parti İktidarı’nın 22 yılı sonunda öğretmenleri “sorun” parantezinde anmak utanç konusudur; utanmasını bilene...
Temel eğitimde; 12 yıl (okulöncesi, ilk, orta ve lise) yaklaşık 20 milyon öğrenci, bir milyon öğretmen var; (Ne kadar büyük bir zenginlik değil mi?) ülkemizin; devletimizin ve milletimizin geleceğini kuruyorlar;
Ancak mutlular mı, huzurlular mı? Soran var mı?
“Onlar mutsuzsa ülke mutsuzdur. Onlar gelecek konusunda tedirginse herkes tedirgindir. Onlar geçinemiyorsa yüzde 80’imiz geçinemiyordur. Onlar borç batağındaysa herkes borç batağındadır. Onlar mesleklerinden memnun değilse, emeklerinin karşılığını alamıyor ve mesleklerini başkalarına tavsiye etmeme noktasına geldiyse gerisini siz düşünün… “
Bu cümlelerin ötesi var mı?
Anadolu Eğitim Sendikası’nın (AES) Öğretmenler Günü Anketi yayınlandı;
Ankete katılan 4480 öğretmenden;
“Yüzde 94.7‘si ücretinin yeterli olmadığına inanıyor.
Yüzde 87.2’sinin kredi kartı borcu var.
Yüzde 38.4’ü kirada oturuyor. Gelirlerinin yüzde 54.7’si gıdaya, yüzde 30’u kiraya, yüzde 8.1’i giyime, yüzde 7.2’si de enerji ve yakıta gidiyor.
Yüzde 46.9’u yaşayabilmek için azami ihtiyaçların dışında her şeyden, yüzde 42.5’i sosyal ve kültürel faaliyetlerden, yüzde 7.8’i gıda ve giyim harcamalarından fedakarlık ettiklerini belirtirken yüzde 2.8’i fedakarlık yapmalarına gerek kalmadığını kaydediyor.
Çalışma şartlarının ağırlığından dolayı dört yıla bir yıpranma payı verilmesi gerektiğini belirten öğretmenlerimizin oranı yüzde 97.8, verilmemeli diyenlerin oranı yüzde 2.2.
Yüzde 40’ı adil ve öngörülebilir bir atama sisteminin olmayışını, yüzde 36.9’ u Bakanlığın plansız atamalar yaptığını düşünüyor.
Meslek Kanunu’nun sorunlara çözüm olacağına inananların oranı sadece yüzde 3.4. Yüzde 96.6’sı bir çözüm getireceğine inanmıyor.
Yüzde 95.6’sı mülakatı doğru bulmazken, doğru bulanların oranı yüzde 4.4.
Yüzde 98.1‘i mesleklerine hak ettiği değerin verilmediği kanaatinde!
Yüzde 91.6’sı içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle motivasyonunun her geçen gün düştüğünü söylerken, yüzde 7.5’i kendisini etkilemediğini, yüzde 0.9’u ise motivasyonunu yükselttiğini ifade ediyor.
Yüzde 58.4’ü 24 Kasım’da öğretmenlerin maddi manevi itibarının yükseltilmesinin hayata geçirilmesini beklerken yüzde 39.1’i oranında önemli bir bölümü de öğretmeni övmekten başka bir şey yapılmayacağına inandığı için beklentisinin olmadığını dile getirmiş. Yüzde 2.5’i de uzman ve başöğretmen uygulamasının kaldırılması gerektiğini belirtiyor”
SONUÇ NE?
Türkiye’de yaklaşık 10 milyon öğrenci akran zorbalığı yaşıyor. Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Ege Üniversitesi’nden uzmanların TÜBİTAK destekli araştırmasına göre; Zorbalığa uğrama oranları, ilkokulda yüzde 69, ortaokulda yüzde 72 ve lisede yüzde 68.
Korkunç bir sonuç değil mi?
Sokakta yaşanılan şiddetin kökleri nereye dayanıyor, görüyorsunuz!
Gallup'un "Global Emotions" raporuna göre 100 ülke arasında yapılan araştırmada Türkiye, yüzde 48 ile en yüksek sinirlilik oranına sahip ikinci ülke; keskin sirke önce küpünü eritirmiş...Bindiğimiz dalı kesiyoruz!
Özne mutsuz olursa fiil anlamını yitirir!
Öğretmeni/özneyi bu kadar çok mutsuz eden karamsarlığa düşüren; sistem, siyaset, toplum, yönetim kimse, neyse; suçludur, sorumludur...
Sözün sonu; Öğretmenlerimize özür borcumuz var;
Karanlıkte yollara döktüğümüz öğrencilerimize de...
Öğretmenlerin ellerinden öperim...