Bir zamanlar Anzer Yaylası’nda

Bu fotoğraf 24 yıl önce Rize’nin Anzer Yaylasında çekildi. Eski dostlardan Arıcı İsmet arşivinden çıkan fotoğrafı sosyal medya üzerinden paylaşmış. Kameraman Mehmet Canpolat ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde paket paket haber hazırladığımız 1996 yılına ait. Anzer Yaylasının efsanevi balının izini sürüyoruz. Anzer Balı, o vakitler Rize’de kuyumcularda satılıyordu.


ANZER BİR DÜNYA MİRASIDIR
İkizdere ilçesinin Anzer Yaylası, deniz seviyesinden 3 bin metre yükseklikte. Ağacın olmadığı, dağların eteklerinde dünyada hiçbir yerde yetişmeyen 300‘den fazla çiçek türü var. Yaylanın tembel arıları yılda sadece haziran ve temmuz aylarında bal yapıyor. Soğuklar başladı mı arılar da paydos ediyor, bazı yılları boş geçtikleri bile oluyor. Anzer Balı bu yüzden pahalı. Kavanozu 250 liraya Anzer Balı ilanları görüyorum, sakın kanmayın… Rekoltenin topu topu en fazla 150-180 kilogram olduğu Anzer’den çıkan balın alıcıları zaten belli!
Buradaki bitkiler ve çiçekler yıllarca bilimsel araştırmalara konu oldu. Yerli yabancı bilim insanları arıları ve çiçekleri incelediler, çıkan sonuç şuydu; “arılar da çiçekler de sadece bu yöreye özgü, kesinlikle korunması lazım…” Koruma deyince; kendi haline bırakalım meselesi değil… Ekoloji uzmanları, Anzer Yaylasına giriş çıkışların bile kontrol altında tutulduğu bir doğal alan statüsü gerektiğini belirtiyorlar. Yaylanın, hayvancılığa da kapatılmasını, sadece “Arı Merası” olarak değerlendirilmesini istiyorlar.


Anzer Yaylası’nda dünyanın en güzel balı var ama yaylaya çıkınca biraz şaşırırsınız; ne çam ağaçları görürsünüz, ne de su kaynağı. Baharı yaşamayan yaylada kışın kar, kısa süren yaz aylarında ise çiçekler göz alır. Yazın bile geceleri soğuk olur, aniden sis basar, göz gözü görmez olur. Aradan yıllar geçtikten sonra Anzer Yaylası da diğer Karadeniz yaylaları gibi yağmadan, talandan kaçamadı. Doğal korumanın zirvedeki yerlerinden olan Anzer’de, bir yıl önce bazı kaçak yapılar yıkıldı ama dostlardan edindiğim bilgilere göre, 25-30 yıl önce defalarca gittiğim yaylanın hali iyi değil.


KARADENİZ YAYLALARI
Şu Karadeniz yaylaları, İsviçre’yi falan sollayıp geçerdi ama bizdeki yönetim anlayışı, halkın korumayı hiçe sayan davranışları birleşince ortaya vahim bir tablo çıktı.
Sel ve heyelanlar, bir acayip yapılaşmanın yanı sıra saçma sapan santrallerle başı dertte olan yayla ve vadilerde, yine de bin yılın deneyimleriyle kurulan yüzlerce arı kovanı görürsünüz.
Anzer balı çok özel bir bal ama Karadeniz yaylalarının diğer ballarını da yabana atmayalım. Sadece Anzer değil, Artvin’den Ordu’ya kadar tüm yaylalarda arı yetiştiricileri çok kaliteli balı, dünyanın olmazsa olmazı arılardan alırlar.
Sadece bu bölge değil, Karadenizli arıcıları Doğu Anadolu meralarında, Akdeniz dağlarında, Ege’nin çam ormanlarında görürseniz şaşırmayın… Kamyonlara yükledikleri kovanlarıyla mera ve yaylaları dolaşıp kestane, çam ve çiçek balı elde ederler.


SAHTE BAL VE PİYASA BALI
Balın sahtesi günümüzde çok yaygın. Dört kilogram balı internet üzerinden 100 liraya satanlar var. Sakın inanmayın. Köy pazarlarından doğal peteği içinde bal alın daha iyi.
Bir eski fotoğraftan çıkıp bu haftanın yazısını bala bağladım. Bu kadar dert arasında bir parmak balla bilgilendirmek istedim.
Her şey bitti de bal mı kaldı… Acıyı bal eyleyen halkımıza çare olmayacağını aklımın bir köşesinde hep tutuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi