Alaaddin Dinçer
YKS’de Kazanan ve Kaybedenler
Bir net doğru yanıtı olanın bile tercih yapma hakkı kazandığı barajsız YKS sonuçları açıklandı. Barajların kalkması ile birlikte sınava giren aday sayısı bir önceki yıla göre 615 bin 4 artış gösterdi. 2022’de yapılan YKS, yıllardır uygulanmakta olan barajlı sınavın yerine ikame edilen yeni modelin (barajsız) uygulanması ile gerçekleştirildi.
Puan barajlarının kalkmasının yanında, süre uzatımı ve soruların geçmiş yıllara göre zorluk derecesinin daha düşük tutulduğu bir sınav olarak kayıtlara geçti. Dolayısıyla bu durum hem doğru soru sayılarındaki ortalamaların hem de puanların yükselmesinde etkili oldu. Elbette her eleme ve sıralama sınavında olduğu gibi YKS’nin de kazanıp kaybedenleri olacak. Ancak, artan sınava giren aday sayısı ve aynı kalan örgün program kontenjanları nedeniyle, kazananlar aynı kalırken kaybedenlerin sayısı daha da artacak. Bu durumda MEB’e bağlı eğitim kurumlarında var olan karmaşa ve kördüğüm hali şimdi üniversite kapılarına taşınacak. Milyonlarca genç “üniversite hayali satan” zihniyetin mağdurları olarak kapıdan içeri adımını atma şansı bulamadan geri dönecek.
Beş yıllık veriler karşılaştırılarak bazı çıkarımlar yapmak gerekirse;
· 2022 yılında başvuru yapmasına rağmen sınava girmeyenlerin sayısı 235 bin 138 oranı %7,25//2021’de 175 bin 416//2020’de128 bin 580 oranı %5,30//2019’da 124 bin 621 oranı %4,96//2018’de 121 bin 139 oranı %5,81
· 2022’de 100 puan barajının altında kalanların sayısı diğer dört yıla göre daha yüksektir. 2018’de sınava girmeyenlerin sayısı 41 bin 281 oranı %1,82// 2019’da sayı 15 bin 274 oran %0,64// 2020’de sayı 38 bin 467 oran %1.62// 2021’de sayı 23 bin 691 oranı %0.98// 2022’de sayı 96 bin 776 oranı %3,21
· 2022’de yapılan sınavın diğer yıllara göre sorulara verilen net doğru ortalamalarının daha yüksek olduğu görülmekte. 2022’de TYT’de ortalama 120 soruda 35,94 AYT’de 34,28//2021’de TYT’de 35,07 AYT’de 29,64//2020’de TYT’de 30,30 AYT’de 26,39//2019’da TYT’de 29,28 AYT’de 25,20//2018’de TYT’de 31,65 AYT’de 24,24
Beş yıllık sonuçlar içerisinde özellikle Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih 1 ve Tarih 2 gibi “yerli ve milli hassasiyetlere” dayanan, milliyetçi ve muhafazakar siyaset tarafından propaganda ve hamaset/husumet aracı olarak görülen/kullanılan derslerdeki net doğru ortalama düşüklüğü oldukça düşündürücü.
Kılavuzda yer alan bilgilerden, açık öğretim dahil kontenjanların toplamının 1 milyon 61 bin 686 olacağını anlıyoruz.2 milyon 911 bin 511 aday tercih yapacak. Böylece hemen hemen her 3 adaydan 1’i bir programa yerleşme şansı yakalayacak. Başarı sırası puan barajı tıp için 50 bin, diş hekimliği 80 bin, eczacılık 100 bin, hukuk 125 bin, mimarlık 250 bin mühendislikler ve öğretmenlik 300 bin olacak şekilde belirlendi. Ön planda ve gözde programlar olan bu 7 bölüm (tıp 18.362,dış hekimliği 9 bin 264,eczacılık 4 bin 893,hukuk 16 bin 663,mimarlık 7 bin 558, mühendislikler 73 bin 237, öğretmenlikler 43 bin 485) lisans programları kontenjanlarının %31.52’sini soğurmaktadır.
Sonuç olarak, sınavlara hazırlık süreçlerini her türlü olanağı kullanarak tamamlayan ve oranı %10 olan bir kitleye hizmet eden bu adaletsiz sınavlı sistemin kazananları olacağı daha başlangıçta belli. Geriye kalan %90’lık kitlenin ise tercih yapma olanağı bulsa bile kaybedenler tarafında kalacağını söylemek mümkün. 96 bin 776 adayın 100 puan dahi alamayacak sonuçla bu sınavdan çıkmış olması normal bir durum olmasa gerek. Bu eleyici, adaletsizlik ve eşitsizlik yaratan sistemle ülkeyi geleceğe taşımak olanaklı değil. O nedenle hem eğitim hem de okul sistemini yeniden planlamaya ve tasarımlamaya ihtiyaç olduğu kesin.