Mehmet Şandır
Umut fakirin ekmeğidir
Geçen hafta OVP açıklandı;
Yöneticiler için bir yol haritası olarak sunulan Orta Vadeli Program, hayat pahalılığı altında ezilen insanımıza bir umut ışığı yakacak mı, göreceğiz!
2026 yılı sonunda kişi başına gelirimiz 14 bin 855 dolar olacakmış, enflasyon %8,5’e düşecekmiş. Programda, bir doların 47,7974 TL. olacağı öngörüldüğüne göre her Türk vatandaşının 710 bin 30 TL. geliri olacağı müjdeleniyor; olur mu, göreceğiz!
Umudumuzu kaybetmeyelim; az sabredelim(!)
Falcı adama 40 yıl boyunca açlık ve sefalet içinde yaşayacağını söylemiş. Adam da heyecanla ve umutla “Peki ya sonra?” demiş. Falcı, “Alışacaksın!” demiş.
Vatandaşın değişmez kaderi bu; hayal etmek, umutlanmak, yutkunmak, aldatıldığını bilmesine rağmen çaresiz sabretmek, kendini kandırmak ve sonra alışmak…
Umut, ülkeyi yönetenlerin, yönetenlerle iş tutanların, tuzu kuru olanların, Erdoğan’a göre faiz yerine “mevduat kazancı” alan KKM vurguncularının dilinde ise ilahi(!) bir söylemdir; “umutsuzluk imansızlıktır” diye Allah ile korkutmaktır, aldatmaktır; umuda mahkum insanı!
Olsun, yine de umudumuzu kaybetmeyelim.
“Umut fakirin ekmeğidir, ye Memet ye” diyor Orhan Seyfi Orhon bir şiirinde.
Nazım Hikmet, “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak” diyor. Yahya Kemal Beyatlı da “Deniz Türküsü” adlı şiirinde ”İnsan, hayal ettiği müddetçe yaşar” der.
Hayal ve umut hayatın değişmez gerçeğidir. Vaad edilen güzel günler, Kaf dağının arkasında olsa da umudu kaybetmeye hayat müsaade etmez. Yaşıyorsak umut içimizdedir.
OVP ile bir parmak bal sürüldü fakirin hayal ekmeğine; ye Memet ye…
2023 yılında 25 bin dolar olacağı ilan edilen fert başına gelirimiz 2026 yılı sonunda 14 bin 855 dolar olacakmış ve enflasyon % 8.5’e düşecekmiş; umut fakirin ekmeğidir; ye Memet ye…
Sayın Cumhurbaşkanı, “Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız” diyor. İnanmaya ve beklemeye mecburuz!
Daha önce de söylemişti; “Bundan 20 yıl, 15 yıl, 10 yıl önceki hedeflerimize ulaşmakla kalmadık, çoğu alanda daha ötesine geçtik. Hamdolsun artık dışarıya gıptayla bakan bir Türkiye değil çalışmaları ve başarıları mercek altına alınan bir Türkiye var. Hiçbir alanı boş bırakmadan, hiçbir alanı ihmal etmeden siyasetten ekonomiye, sosyal alandan teknolojiye tüm başlıklarda zirveyi hedefliyoruz Şimdi gözümüzü 2053’e diktik” demişti. (12.01.2023)
2023, Cumhuriyetin yüzüncü yılı hedefleri gerçekleşti mi?
2023 yılında Türkiye’nin gayri safi yurtiçi hasılası 2 trilyon, ihracatı 500 milyar dolar ve dünyanın 10. büyük ekonomisi olacaktık; oldu mu? Yeni bir Anayasamız olacaktı. Yoksulluk, yolsuzluklar bitecek yasaklar kalkacaktı; oldu mu?
Türkiye’yi aynı siyasi kadro yönetiyor ve nutuk aynı; şimdi, Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi ile toplumun önüne yeni hedefler konulmakta; yeniden bir umut rüzgarı estirilmek istenmektedir.
Aslında Orta Vadeli Program (OVP), yapılması bir kanuni zorunluluktur, bir şekil şartının yerine getirilmesidir. Merkezi yönetim bütçesi hazırlık süreci OVP ile başlar. Her sene Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından üç yıllık bir perspektif ile hazırlanır. “Program (OVP), makro politikaları, ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri, gelecek üç yıla ilişkin toplam gelir ve gider tahminlerini, bütçe dengesi ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren temel politikaları belgeleyen resmi dokümandır.”
Bir seçim sonrasında ve yaşanan ekonomik krize çare olarak hazırlandığı için ve yeniden seçilen AKP iktidarının yol haritası mahiyetinde olduğundan bu seneki OVP’nin yansıması ve yarattığı umut büyük olmuştur. Televizyon ekranlarında ve gazete köşelerinde uzmanlar tarafından yeterince sorgulanmaktadır. İlgili taraflar özellikle iş hayatı kuruluşlarının yöneticileri OVP hakkında çok olumlu değerlendirmeler yapıyor. OVP sonrasında uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarının ve Dünya Bankası’nın tavrı da ümit vericidir.
Başta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz olmak üzere yeni ekonomi yönetiminin yarattığı güven ortamı toplumun da umudunu arttırmıştır.
BENCE
Bu seneki OVP, ülke yöneticileri için bir “yol haritası” olmanın ötesinde topluma verdikleri bir taahhütnamedir; artık yanılmaya/aldatmaya hakları kalmamıştır!
Başarmak, bu iktidar için bir mecburiyet olmanın ötesinde bir beka sorunudur.
Toplum olarak biz de çok umuda kapılmayalım; başarılması umud edilen OVP’dan payımıza düşecek olan yine külfettir; 3 yılda toplanması hedeflenen 28.279 trilyon TL. tutarındaki verginin %67’sini KDV, ÖTV olarak biz ödeyeceğiz. 2024 yılında vergiler %73 artacakmış!
Bu acı ilacı içeceğiz!
Ancak, yine de;
“Sen bugünden yarına birazcık umut sakla.”