Alaaddin Dinçer
Uluslararası Yasalarda Eğitim Hakkı
Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda, UNESCO Anayasası’nda ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde eğitime ilişkin üzerinde hassasiyetle durulan ve 1974 Yılı Kasım ayının 19. Gününde karara altına alınmış tavsiye kararları bulunmaktadır. Genel Konferans, Üye Devletlerin, bu tavsiye kararında öne sürülen ilkeleri kendi bölgeleri içerisinde yürürlüğe koymaları için yasal ya da her bir devletin anayasal uygulamasına uygun olmasını gerektiren diğer adımların atılarak aşağıdaki hükümleri uygulamaları gerektiği tavsiyesinde bulunmaktadır. Genel Konferans, Üye Devletlerin Genel Konferans tarafından kararlaştırılacak tarihlerde ve formda olmak üzere, bu tavsiye kararı gereğince alınan eylemlere ilişkin Genel Konferans’a rapor sunmalarını tavsiye etmektedir.
Temel İlkelerden ön plana çıkan bazı maddeler şunlar:
◆ Eğitim, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda, UNESCO Anayasası’nda ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde, özellikle 26. Madde’nin 2. Paragrafında geçen “Eğitim, insan kişiliğinin tam gelişmesini, insan haklarıyla temel özgürlüklere saygının güçlenmesini amaç olarak almalıdır.
◆ Eğitim bütün uluslar, ırklar ve dini topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu güçlendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın sürdürülmesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.” ifadesi ortaya konulan hedefler ve amaçlarla aşılanmalıdır.
◆ Her bireyin, üst paragrafta belirtilen hedeflerin yerine getirilmesine aktif olarak katkıda bulunmasını sağlamak; bireylerin ve toplumların yaşamlarını etkileyen dünya problemlerini çözmede uluslararası dayanışma ve işbirliğini geliştirmek için aşağıdaki hedefler eğitimsel politikalara yol gösteren temel prensipler olarak değerlendirilmelidir:
(a)Eğitimdeki her seviyede ve onun tüm biçimlerinde uluslararası bir boyut ve küresel bir bakış açısı;
(b)Etnik kültürler ve diğer ülkelerin kültürleri de dâhil olmak üzere, bütün insanlara, onların kültürlerine, uygarlıklarına, değerlerine ve yaşam biçimlerine karşı saygı ve anlayış;
(c)Halklar ve uluslararasındaki küresel işbirliğinin geliştirilmesine dair farkındalık;
(d)“Öteki”yle iletişim yeteneği;
(e)Sadece hakları değil, aynı zamanda bireylerin, sosyal grupların ve ulusların her birinin diğerine yönelik yükümlü oldukları görevlere dair bilinç/farkındalık;
(f)Uluslararası dayanışma ve işbirliğinin gerekliliğini anlama;
(g)Kendi toplumunun, ülkesinin ve bütünüyle dünyanın problemlerini çözmede yer almaya bireysel olarak hazır bulunma/istekli olma.
*Öğrenme, eğitim, bilgilendirme ve eylemin bir bileşiminden oluşan uluslararası eğitim uygun bir şekilde bireyin entelektüel ve duygusal gelişiminin ilerlemesine katkıda bulunmalıdır. Daha az imkâna sahip gruplara ilişkin, sosyal sorumluluk duygusu ve dayanışmayı geliştirmeli ve günlük uygulamada eşitlik ilkelerinin gözlemine önderlik etmelidir. Aynı zamanda, bireyin, problemlere yönelik, ulusal ve uluslar arası bir düzeyde eleştirel bakış açısı edinmesini sağlayan nitelik, kabiliyet ve beceriler geliştirmesine; gerçekleri, düşünce ve fikirleri anlama ve açıklamasına; bağımsız tartışmaları kabul etmesine ve bu tartışmalarda yer almasına; herhangi bir tartışmaya uygulanabilir basit prosedür kurallarını gözlemlemesine ve değer yargılarını ve kararlarını ilgili gerçek ve etkenlerin rasyonel analizine dayandırmasına yardımcı olmalıdır.
Sonuç olarak, TIMSS sonuçları arasında en çarpıcı sonuç çocukların okula yorgun ve aç gelen öğrenci oranının uluslararası ortalamanın üstünde olmasıdır. TIMSS kapsamındaki ankette öğrencilere okula yorgun ve aç gidip gitmedikleri de soruluyor. Sorulara verilen yanıtlarda giriş paragrafında yer alan oran ve sayılar hepimizi kaygılandıran ve ister istemez bardağın boş tarafından bakmamızı gerektiren oranlardır. Bu oranlar, uluslararası ortalamaların oldukça üzerindedir. TIMSS döngüsünde yükselen puan ve sıralamaya sevinildiği kadar üzerinde durmak, düşünmek, üzülmek ve çözüm üretmek gereken önemli bir sonuçtur neredeyse her iki öğrenciden birinin okula yorgun ve aç gidip gelmesi. Açlığa ve yorgunluğa çare bulmadan başarısız sonuçlara çare bulamazsınız. Müjde, övünç ve hamasetin gölgesinde kalan bu sonuçlar asgari düzeyde de olsa iyileştirilmediği sürece puanlar üzerinden gerçekleşen sıralamada üst sıralarda yer almak geçici zaferler sağlamış olsa da gelecekte yine düşük puanlı sonuçlar elde ederek alt sıralarda yer almak kaçınılmaz olacaktır. Önemli olan elde edilen başarıların kalıcı olmasını sağlayacak, çocukların temel eğitim alt yapılarını sağlam kurmak ve eşit fırsatları çocuklarımızın tamamına ulaştırmayı amaçlayan yukarıda yer alan uluslararası yasaların karar altına aldığı ilkeleri, “ancak, ama ve fakat” demeden uygulamaktır.