Fatma Acar Ünlü
TÜRKİYE'DE KADIN İSTİHDAMININ BİLANÇOSU
Kadınların iş gücü piyasasına girmeleri ve piyasada istikrarlı olarak üretim yapmaları, sürdürülebilir bir büyüme ve ekonomik kalkınma açısından önemlidir.
Kadınların istihdamı, onların ekonomik bağımsızlığa kavuşmalarını sağlar ve karar alma süreçlerindeki güçlerini artırır. Kadın ve erkek eşitliğinin sağlanmasının da en önemli koşullarından biridir. Çalışma yaşındaki toplam nüfusun yarısını oluşturan kadınların etkin olarak katılamadığı bir ekonomiden sağlıklı ve verimli bir büyüme beklenemez.
Türkiye’de ve birçok ülkede cinsiyete göre iş gücü piyasası incelendiğinde, erkek istihdam sayısı kadın istihdam sayısının üzerindedir. Emek piyasasında karşılaşılan birçok eşitsizlik, kadınların iş gücünü arz etmemelerine ve doğal sonucu olarak da istihdamın düşük olmasına neden olmaktadır.
Kadınların iş gücü piyasasındaki konumu ve işlerinin değeri ile ilgili toplumda kadınlara ilişkin kalıplaşmış yerleşik klişeler aşılırsa, dezavantaj ve ayrımcılık giderilirse; kadınlar için daha iyi bir iş geleceği ancak gerçekleşebilir. Bu hedefe ulaşmak için eş zamanlı olarak birçok eylem gerekir.
KUTU MU OLSA BURASI? YA DA BAŞKA BİŞİ 5 MADDE
KADIN İSTİHDAMINDA EŞİTLİĞE GİDEN YOLLAR
- Kadınların ve erkeklerin eşit fırsatlara sahip olduğu bir iş geleceği
- Ayrımcılık, şiddet ve tacizden arınmış bir iş geleceği
- Kadınlar tarafından yapılan işlerin tanındığı ve değer verildiği bir iş geleceği (Eşit işe eşit ücret ödenmesini gerektiren yasal uygulamalara rağmen cinsiyette ücret farklılıkları devam etmektedir)
- Kadınların yönetim ve liderlik pozisyonlarına katılımının daha da artması gerekir
- Annelik, babalık haklarını ve ebeveyn iznini kapsayıcı iş geleceği (Kapsamlı bir çalışma mevzuatı yapılmalı)
KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMI
- Türkiye’de iş gücüne erkek nüfusunun %72,7’si katılabilirken, kadın nüfusunun yalnızca % 34,2’si işgücüne katılmaktadır.
- AB ve OECD üye ülke ortalamalarına bakıldığında ise kadınların ve erkeklerin iş gücüne katılım oranlarının %52’den fazla olduğu görülmektedir.
- Türkiye ile benzer demografik ve sosyo-ekonomik yapılara sahip ülkelerden İtalya’da kadınların işgücüne katılım oranı %41,1, Yunanistan’da %44,3, Güney Afrika’da %48,4, İspanya’da ise %53’tür.
- Türkiye’de iş gücü içerisindeki her 10 kadından yalnızca 3’ü istihdama katılabildi.
- Kadınların istihdama katılım oranı %29,4 iken erkeklerin istihdama katılım oranı %65,7. AB üye ülke ortalamasında kadınlarda istihdama katılım oranı %48,7, erkeklerde %60,6;
- OECD üye ülke ortalamasında kadınların istihdam oranı %50, erkeklerin istihdam oranı % 65’tir.
- Kadın işsizliği oranı; AB üye ülkeleri ortalaması %7,1; OECD üye ülkelerinde %5,4’tür.
- İşsiz Kadın Sayısı 2014’ten 2019’a %52 artmış ve 2 Milyona yaklaşmıştır.
İŞSİZLİK EN ÇOK GENÇ KADINLARI ETKİLİYOR
Yaşları 15-29 arasında bulunan 17.8 milyon gencin 5.7 milyonu, yani neredeyse üçte biri ne okuyor, ne çalışıyor, her 100 gençten 32’si hiçbir şey yapmıyor.
- Eğitimine devam etmeyen ve çalışmayan gençlerin oranı kadınlarda % 43'ü buluyor.
- Türkiye’de 15 yaş üzerindeki toplam nüfus 63 milyon 39 bin. Bu nüfusun 31 milyon 827 bini kadınlardan oluşurken 31 milyon 212 bini ise erkeklerden oluşuyor.
- 2020 Kasım ayında istihdamda olan toplam kadın nüfusu 8 milyon 270 bin kişi, bunun da 1 milyon 109 binini 15-24 yaş arasındaki genç kadınlar oluşturuyor.
- Bu sayılar oransal olarak değerlendirildiğinde de kadınların işgücüne katılma oranının %30,6, istihdam oranının %26, işsizlik oranının %15 ve genç kadınların işsizlik oranının %30,6 olduğu tespit edilmiştir.
- 15-24 yaş arası genç kadınların istihdama katılım oranı %21,4 iken genç erkeklerin istihdama katılma oranları %43,9’dur.
- Yani her 10 genç kadından yalnızca ikisi çalışabilirken her 10 genç erkekten 4’ü çalışmaktadır.
- 1 Milyondan Fazla Kadın Uzun Sürelerle ve Kayıt Dışı Çalıştırılıyor
- 2019 yılında 2 milyon 932 bin kadın haftalık 45 saatten fazla çalıştırılırken bu kadınların % 34,4’ü (1 milyon 9 bin) kayıt dışı çalıştırılmıştır.
- Yaşları 25-29 arasında bulunan 3 milyon 75 bin kadının %56.1 oranında 1 milyon 726 bini ne okuyor, ne çalışıyor.
- Boş oturan ya da boşta gezen, istihdama katamadığımız her 100 genç kadından kadından 56'sı evinde oturuyor. Bu yaş grubundaki kadınlarda istihdamda olanların sayısı bir milyona bile ulaşmıyor.
- İstihdamdaki genç kadın sayısı bir yılda en çok artış gösteren meslek grubu olan nitelik gerektirmeyen işlerde toplam genç kadın istihdamı içindeki payı da %14,1’den %21,5’e yükselmiş.
- İşsizlikte ise her 10 genç kadından 3’ü işsizdir ve işsizlik oranları her geçen yıl artmaktadır. Buna göre genç kadın işsizlik oranı %30,9 iken genç erkeklerin işsizlik oranı %21’dir.
KADINLARIN SOSYAL GÜVENCESİ
Kadınların ücretsiz aile işçisi olarak çalışması, onların sosyal güvencelerinin olmadığı anlamına gelmektedir. Bu çalışma şekli genelde tarım ve nispeten de hizmetler sektöründe görüldüğü için ailesine yardımcı olan kadınlar, ailede tek kişinin ve genelde aile reisi olarak değerlendirilen erkeğin sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmasını yeterli bulmaktadır veya başka seçeneği olmadığı için kabullenmek zorunda kalmaktadır.
Ne yazık ki çalışan kişilerin geleceği için bir güvence olan sosyal güvenlik kurumuna kayıtlılık durumu ülkemizde önemli bir sorundur. Türkiye’de zamanla kayıtdışı istihdamda azalmalar yaşanmaktadır ancak hâlâ yüksek oranlarda özellikle de kadın istihdamında karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç; Kadınların iş gücüne katılımlarının artması yoksulluğun azalması açısından da hayati önemi taşımaktadır. Kadınlar aktif iş hayatının içerisinde yer aldıkça; toplumda ekonomik ve sosyolojik olumlu etkileri de artmaktadır. Kadın istihdamının yükselmesi pozitif dışsallık sağlayarak; çocuklarının, çevresindeki kişilerin de gelişimine etki etmektedir.
Nüfusunun yarısı kadınlardan oluşan ve çalışabilecek aktif nüfus içerisinde bu kadar kadın nüfusa sahip olan bir ülkemizde neden hala kadın istihdam oranlarının çok düşük olduğunun da sorgulanması gerekmektedir.