Seçimlerde tarafların birbirini büyük farkla geçmesi çok rahatlatıcı olur. Ancak kimse bunu öngöremediği için santim santim hesap yapılıyor. Özellikle iktidar kanadı, hem Muharrem İnce’nin adaylığına hem de yurt dışı seçmenden gelecek oylara bel bağlamış durumda. Bütün planlar, 1- 1,5 puan oy üzerinden yapılıyor.
Bu “ince” hesap, ilk turda ortada görünen seçim anketlerinin ardından yapıldı. Anketlerde hesaba katılmayan yurt dışı seçmen, AKP’liler için çok değerli görünüyor. Tüm anketler, üzerine 1-1,5 puan konularak revize ediliyor ve kendileri açısından avantajlı rakamlar çıkartılıyor. Örneğin, deprem bölgesinde henüz seçmen kaydını yenilemeyen 2 milyon kişi pek dert edilmiyor. Depremzedelerin tepkili tavrının sandığa yansıması endişe yarattığından sandığa gitmekte istekli olmayan depremzede için özel bir çaba harcanmıyor.
İktidar Partisi, yaz boyunca hemşehri gruplarına göre özellikle tüm Avrupa ülkelerinde seri toplantılar düzenledi. Milletvekilleri özel olarak görevlendirildi. 2018 seçimlerinde yurt dışında sandığa gitme oranı yüzde 53’tü. Oyların yüzde 60’ı Cumhur İttifakı’na çıktığı için sandığa gidenlerin sayısını artırmanın kendilerine avantaj yaratacağı hesabı yapılıyor.
Yurt dışında kayıtlı seçmen sayısı 3 milyon 500 civarında. AKP, bu seçimlerde yurt içinde kaybettiği oyu, buradan gelecekle kapatmanın derdine düştü. Sandığa gidenlerin oranını yükseltmek için yurt dışında sandık kurulacak yerlerin sayısı arttırmak, hatta ulaşım desteği vermek gibi planlar yapıldı.
Örneğin, 2018’de yapılan seçimlerde 60 ülkede 123 temsilcilikte 3 bin 163 sandık kurulmuştu. 2023 seçimlerinde ise buna 11 yeni ülkenin ekleneceği öğrenildi. Yeni oy sandığı kurulacak ülkeler arasında Afganistan, Belarus, Brezilya, Estonya, Karadağ, Libya, Litvanya, Malezya, Nijerya, Pakistan, Portekiz sayılabilir.
Bu çalışmaların, ‘Suriyelilere vatandaşlık veriliyor’ iddialarından daha önemli olduğunu, umarız Millet İttifakı anlamıştır. Çünkü bu seçimde yurt dışı sandıkları, en az yurt içi sandıkları kadar önemli olacak.
ÜÇ DÖNEMLİKLERE VEDA
AKP’de üç dönem sınırlamasının nasıl işleyeceği netlik kazanmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bazı üç dönemliklere istisna tanıyacağı iddiaları artık konuşulmuyor. AKP’nin eski ağır topları, Meclis’e veda edecek. Seçim kazanılırsa Saray’da veya kabinede görev verilmeyi beklemekten başka seçenekleri kalmadı.
Erdoğan, kapalı kapılar ardında ‘3 dönem kuralını işleteceğinin’ açık ve net ipuçlarını vermeye başladı. Öğrendiğimize göre, üç dönemlik bazı vekiller, aracılarla haber gönderdi. Erdoğan’ın, “partinin tecrübesi aktarılsın” önerisinde bulunanlara, “Merak etmeyin, yeni gelenler de tecrübe kazanır” yanıtı verdiği belirtiliyor.
Erdoğan’ın yüz yüze görüştüğü eski yol arkadaşlarına da “teşekkür ederek” adeta veda ettiği aktarılıyor. Hatta kendisine “seçim bölgesi değişince, üç dönem şartı ortadan kalkmaz mı?” diye espri yapan kurmaylarına, “Hangi yolu denersen dene olmaz” yanıtını verdiği anlatılıyor. Üst üste gelen bilgiler, partide üç dönemliklerle ilgili istisna uygulanmayacağı görüşünün ağırlık kazanmasına neden oldu.
Tabii bu kez, partinin eski tüfeklerinin gözleri kabineye çevrildi. Erdoğan’ın mevcut bakanlarını milletvekili yapacağı, yeni kabinenin de listeye konulmayan tecrübeli AKP’lilerle takviye edileceği iddiaları dolaşıyor.
Şimdi, milletvekili aday listelerinin belirlenmesi, 3 dönem kuralına ilişkin uygulama konusunda MKYK’nın yetki devrine ilişkin imzalar da toplandı. Bu konudaki yetki MYK’ya verildi. 3 Nisan’da da MKYK’nın seçimler öncesinde son kez toplanacağı belirtildi, süreç hızlı işliyor.
Ama çıkmayan candan umut kesilmez. AKP’nin eski tüfekleri parlamento dışındaki kendilerine makam yaratmak için şimdiden kulise başladılar. Anlaşılan siyaset anlayışı, “ben olmazsam olmaz…” üzerine kurulu.
