Alaaddin Dinçer
Örgün Lisans Programları Gençlerin İlgisini Çekmiyor!
2021-22 YÖK İstatistikleri yayınlandı. İstatistikler, her yıl olduğu gibi bu yıl da dikkat çeken veriler içermekte. 2017-18 öğretim yılı istatistiklerine göre 2021-22 yılında başvuran sayısında yüzde 7.556 artış yaşanmakta. Verilerde, ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programlarına ilişkin faaliyetlerin “aktif” olarak listelendiği toplam program sayısı 22 bin 480’dir. Ayrıca toplam 3 bin 127 program “pasif” olarak listelenmekte. Aktif faaliyet yürütülen fakülte, yüksekokul, enstitü ve meslek yüksekokulu toplam sayısı 3 bin 979 olup pasif olarak gösterilen kurum sayısı toplamı 52’dir.
İstatistiklerde yer alan açık ve örgün öğretim program verilerine göre ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında 8 milyon 296 bin 959 öğrenci bulunmakta. Son 5 yıllık karşılaştırma üzerinden bakıldığında, genel toplam öğrenci sayısında yüzde 18.339, örgün programların toplam sayısında yüzde 13.812 oranında artış olurken, örgün lisans programlarına yerleşme oranında görülen yüzde 8.222’lik azalma/düşüş dikkat çekmekte. Azalma/düşüş oranı açık öğretim programlarında yüzde 1.980 olurken, ön lisans programlarında ise her iki programın aksi yönünde yüzde 16.909 artış olduğu görülmekte. Bir anlamda 4 yıllık programlardan iki yıllık programlara doğru bir kaçış gözlenmekte.
Başvuran lise çıkışlı adayların sayısında 2017’ye göre 2021’de; genel liselerde yüzde 23.465, meslek liselerinde yüzde 6.726, İHL’de yüzde 18.568 artış olmuş. Lisans, ön lisans ve açık öğretime yerleşen lise türlerine bakıldığında genel liselerde yüzde 6.849 artış olurken, meslek liselerinde yüzde 7.336, imam hatip liselerinde yüzde 8.153 azalma/düşüş yaşanmakta.
Akademik Unvanlarda Kadın Oranı
2017-18’de 129 kamu ve 75 özel üniversite ile 4 meslek yüksekokulunda 70.235’i kadın, 87.863’ü erkek olmak üzere toplamda 158.098 akademisyen görev yaparken, bu sayı 2021-222’de yüzde 17.184 oranında artış sonrasında 100.364’ü erkek 84.461’i kadın olmak üzere toplam 185.265 akademisyen görev yapmakta. 2021-22 İstatistiklerinde kadın profesör oranı yüzde yüzde 33.243, doçent yüzde 40 209, doktor öğretim üyesi yüzde 45.718 öğretim üye ve eleman toplamında kadın oranı yüzde 45.837’dir. Bu oran 2017-18’de yüzde 44.425 olmuştu. Aradan geçen 5 yılda kadın akademisyenlerin sayısında yüzde 1.412 oranında artış olmuştur.
Bir Doçent Ortalama 186 Öğrenci İle Muhatap
YÖK 2021-22 İstatistiklerinin öğrenci toplam sayısının özetlendiği tablo incelendiğinde örgün programlarda okuyan öğrenci sayısı 3 milyon 762 bin 138 olduğu bilgisi yer almakta. Toplam akademisyen sayısına bölündüğünde;
-bir akademisyene 20
-bir profesöre 117
-bir doçente 186
-bir doktor öğretim üyesine 91 öğrenci düşmekte.
Sonuç, yükseköğretimin bütün programlarına kayıtlı 8 milyon 296 bin 959 öğrencinin 10’u 16 yaş altında, 758’i 65 yaş üzerindedir. Geriye kalanlar ise 16-65 yaş aralığında yer almakta. Bu verilere göre, yükseköğretimde kayıtlı olan toplam öğrenci sayısı ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 9’una karşılık gelmekte. Kuşkusuz bu olumlu bir durumdur. Ancak aynı olumlu değerlendirmeyi nitelik yönünden yapmak çok olası değil. Pasif kurum ve programların çokluğu bu programların tercih edilmediği, kontenjanların boş kaldığı yorumu yapılmasına neden olmakta.
Örgün lisans programlarında 5 yıl öncesine göre azalma/düşüş, ön lisans programlarında artış yaşanması, 4 yıllık örgün yükseköğretim programları yerine 2 yıllık programların tercih edilmekte olduğunu göstermekte. Bu duruma son yıllarda yaşanmakta olan ekonomik krize bağlı eğitim harcamalarındaki artış ile istihdam olanaklarının azalmasının yol açtığını söylemek mümkün. O nedenle nicelik kadar niteliği yükseltecek tedbirlerin alınması ve yatırımların yapılması, mevcut neo-liberal piyasacı politikalar yerine kamucu politikalara yönelmek üniversiteler arasındaki eşitsizlik makasının daralmasını, örgün lisans programlarının gençlerin ilgi alanına girmesini sağlayacaktır.