Öcalan operasyonunda ikinci aşama: Ön çalışması yapılmıştır, dar kadro biliyordur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin art arda yaptığı ve şimdiye kadar söylediklerinin tam tersini temsil eden “Abdullah Öcalan, Kürt Sorunu ve PKK” açıklamaları, ittifak ortağı AKP’de farklı yankılandı. Kimine göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrünü uzatmak için, kimine göre tabanın çatlaması amacıyla tuzak kurmak için planlanan son operasyonunun çalkantıları epey sürecek.

AKP içerisinde, gelişmelerin soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gerektiğini düşünenler bulunduğu gibi, bunun tuzak veya tezgah olabileceğini dile getirenler de var. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın isimler, “gelişmeleri görmek gerektiğini”, bunun sorunun hızla çözümüne katkı sağlayabileceğini iddia ediyorlar. Bahçeli’nin açıklamasından AKP’de dar bir kadronun haberi olduğunu savunanlar da bulunuyor.

Böylesine farklı ve dikkat çekici bir çağrının kendilerine olsa bile Cumhurbaşkanına sürpriz olmadığını dile getirenler bulunuyor. Erdoğan’ın Bahçeli’nin bu konudaki ilk açıklamasındaki pozisyonu destek olarak yorumlanıyor. Parti kurmaylarının ilginç değerlendirmeleri şöyle:

*MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin söylediği çok ciddi bir konu. Bunu toptan reddetmek yerine anlamaya çalışmak gerekir. Devletin konuyla ilgili kurumlarının bu görüşten haberi olmayabilir. Belki çok dar bir kadro ile konuşulmuştur. Ancak Bahçeli’nin ilk çıkışına cumhurbaşkanının yaklaşımına bakarsanız, buna da mesafeli yaklaşmayacaktır.

*Bu sorunun çözümü zaman içine yayılan ve tartışmalara gebe bir çözüm süreciyle olmaz. Çok sayıda sabotaj yaşanıyor. Sorunun çözümü için kesin net bir tavır ve keskin bir bıçak lazım. Belki de bu yaklaşıma o nedenle bir şans tanımak gerekir. Unutmayın; Bahçeli önceki çözüm süreci boyunca sessiz kaldı ve sorun çıkarmadı. Kalben ve samimi olma olasılığını göz ardı etmemek gerekir.

*Partimiz bu konuda kısa sürede bir görüş geliştirecektir. Arkadaşlarımızdan birçoğu partinin alacağı pozisyonu bekliyor. Bir kısmı bundan korkacak ve bunun altında bize yönelik bir tuzak olduğunu düşünecek. Bunu tezgah olarak görenler olacak. Ama önce iyi değerlendirilmesi gerekir. Sabote etmeden görmek gerekir. Soğukkanlı olmak gerekir.”

BUNDAN SONRA NELER OLABİLİR?

İlk tepkilerden sonra, Bundan sonra neler olabilir? Olay nereye evrilebilir? Hangi noktada kalabilir? Hukuken ne anlama geliyor? gibi çok sayıda soru gündeme taşındı. Hukukçu siyasetçilerin bakış açısıyla aşama aşama olasılıkları buraya taşıdık;

“1-Konunun iki boyutu var; biri hukuki, diğeri ise siyasi. Hukuki açıdan bakarsak, bu ülke geçmişte 8 kez pişmanlık yasası çıkardı. Her biri devletin ilgili birimlerinin kararıyla yapıldı. MGK tavsiyesiyle hayata geçirildi. O dönemde PKK terör örgütünün zayıflatılması, suçun ortaya çıkması, örgütü çökertecek bilgilerin verilmesi amaçlandı ve belli bir sonuç alındı. Son olarak Fetullahçı terör örgütüyle ilgili bilgi verenler de bu haktan yararlandılar.

2-TCK’nın 221. maddesi çok nettir. Örgütlü suçlarda itirafta bulunan, faillerin ortaya çıkmasını sağlayan, örgütün çökertilmesine yarar sağlayanlar bu haktan yararlanır. Bunlar daha çok soruşturma ve dava sürecinde yaşanan gelişmelerdir.

3-Bahçeli’nin dile getirdiği hüküm giymiş biri için söz konusudur. Konunun önemi açısından örgütün lağvedilmesi gibi bir amaç hedeflenmektedir. Bu amaca ulaşır ulaşmaz ama hukuk sisteminde benzer uygulamalar vardır. İyi hal durumlarında ceza indirimi söz konusudur. Zaten tutuklular, cezasının 3’te ikisini yatar. Bu durum terör suçlarında 4’te üçtür. Şimdi denetimli serbestlik uygulamasıyla iyi hal durumunda olan ağır suçlara indirim de yapılmaktadır. Yasal düzenleme ile gerekli adımlar atılabilir. Umut hakkı bu nedenle gündeme gelmiştir.

4-Ama işin bir de siyasi boyutu var. Türkiye terör belasından kurtulacaksa siyaseten de adım atılabilir, gerekirse bedel ödenir. Bu ne kadar samimidir, gerçekler kısa sürede ortaya çıkar zaten. Gündem saptırmak için böylesine önemli bir büyük konuda manevra yapılmaz. Buna farklı bakmak gerekir.

5- PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan Meclis’e gelebilir mi? Grupta konuşturulabilir mi? Bunlar da önemli ayrıntılar. Mahkemelerde bile görüntülü sorgulama yapılmaktadır. Benzer bir formülle istenirse Öcalan gruba görüntülü olarak hitap eder. Önemli olan konunun samimiyetidir, ona ilişkin mekanizmalar kurulur.

6- Siyasetin ne planladığı önemlidir. Devlet Bahçeli bu açıklamaları kendi başına yapmamıştır. Mutlaka dar bir kadro ile değerlendirme yapılmıştır. Tabii ki bunun siyasi sonuçları olacaktır. Erdoğan’a bir dönem daha seçim kazandırmak için adım atıldığı söylenebilir. Ama bu tabandan geri tepebilir ve seçim de kaybettirebilir. Bunların hepsi seçenektir. Bu konu çok denklemli bir problemdir.

7-Diyelim ki; her şey yolunda gitti ve Öcalan beklenen çağrıyı yaptı. Örgütün lav edilmesini istedi. Kandil kendisini dinleyecek mi? Birçok yabancı ülkenin taşeronu olduğu söylenen PKK buna boyun eğecek midir? ABD ve İran gibi ülkeler bütün bunları seyredecek midir? Bu nedenle sonucunu şimdiden kimse öngörmez.

8- Bahçeli’nin tüm açıklamalarında Selahattin Demirtaş’ı dışarda bırakması bir strateji olabilir. Her iki isim arasında rekabet yaratıp, sonuçlarından fayda umuluyor olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nuray Babacan Arşivi