Nuray Babacan
Meclis’e yeni düzen planı: İlk kötü sürpriz içtüzük
Siyaseti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği ‘yeni anayasadan’ önce başka bir sürpriz bekliyor. O da TBMM’nin anayasası sayılan içtüzüğü değiştirmek. AKP iktidarları boyunca en az on kez gündeme alınan bu konuda, yeni çalışma başladı bile. Meclis’i Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uydurma amacı taşıdığı öne sürülen yeni içtüzük, muhalefetin sesini kısma sonucu doğurabilecek.
Yeni anayasanın çok yolu var. Zira TBMM’de uzlaşma olmadan yapmak matematiksel açıdan mümkün değil. Ancak içtüzük öyle değil. TBMM’nin çalışma el kitabı sayılan içtüzük değişikliği Cumhur İttifakı’nın oylarıyla çok kolay yapılabilir. Bugün bu konuda başlık açmamızın bir nedeni var. Çünkü geçtiğimiz dönem yeni içtüzük taslağı için cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilen Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu çalışmalarına hız verdi.
Kurtulmuş'u ziyaret
Yaptıkları ilk iş de TBMM’nin yeni başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaret etmek oldu. Mustafa Şentop’un başkanlığı döneminde çalışmalarına başlayan ancak Mustafa Şentop-Mehmet Uçum çekişmesi nedeniyle sonuç alınamayan bu çalışma, bu kez hızlanacak. Kurtulmuş’a yapılan ziyarette, “ortak çalışma kararı alındığı” belirtiliyor. TBMM’yi ilgilendiren bir konunun neden sarayda çalışıldığı da ayrı bir tartışma konusu.
Yeni talimat var
Yeni içtüzük ile neyin amaçlandığına gelince. AKP iktidarları boyunca, “Meclis’i verimli çalıştırmak” diye yola çıkılan ve muhalefetin sesini kısmaya dönüşen taslak çalışmalardan sonuç alınamadı. Bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir talimatının söz konusu olduğu belirtiliyor.
Gizli çekişme
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Mehmet Uçum başkanlığında yapılan ziyarette, çalışmanın ‘senkronize’ şekilde yürütmesi gerektiğine ilişkin konuşmalar yapıldı. Kurtulmuş’un Uçum ile öncesine dayanan bir çekişmesi olmadığı için şimdilik hava olumlu. Çünkü genellikle meclis başkanları Meclis’le ilgili her konuda tek söz sahibi olmak isterler. Saraydaki kurullar hem bakanlıklara hem de Meclis’e sık sık müdahale edince kapalı kapılar ardından epey çatışma yaşandığını biliyoruz. Sistem ne deve ne kuş olunca bu da kaçınılmaz oluyor.
Onlar ne yapacak?
Özetle yeni dönemde, Millet İttifakı’nın yüzde 1’lik oylarına onlarca milletvekili hediye ettiği DEVA, Gelecek ve Saadet Partilerinin desteği ile anayasa sınavından önce bir içtüzük sınavı yaşanacak. Buradaki ince çizgi, içtüzüğün ne kadar antidemokratik unsurlar içereceği.
Taslakta ne var?
Çalışmaya katılan ekip, denge-denetim ilkesinin korunacağını, amacın muhalefetin sesini kısmak olmadığını, komisyonları etkin hale getirip, genel kurulu onay mekanizmasına dönüştürmeyi planladıklarını anlatıyorlar. Yasaların, komisyonlarda çok ayrıntılı görüşülmesi, komisyon çalışmalarının televizyondan yayınlanması, Genel Kurul’un üç gün müzakere, bir gün oylama yapan bir yapıya dönüştürülmesi gibi formülleri gündeme getireceklerini belirtiyorlar.
Ayrıca komisyonların yasa üreten, teklif veren, bakanlıkların çıkardığı yasaların uygulayıp uygulamadığı takip eden güçlü kurumlara dönüştürülmesinin planlandığı savunuyorlar. Bunların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine uyum olarak adlandırılmasına karşın, “konuşma süreleri, kürsü kullanımı, önerge verme hakkı” gibi muhalefeti yakından ilgilendiren başlıklar pek de iyi niyetli değil.
Halef-selef çekişmesi
Neredeyse tamamı komisyon başkanı yapılan eski bakanlarla yenilerinin çekişmelerini bilmeyen yok. Bu birbirinden haz etmeyen halef-selef ilişkisinde, güçlü komisyon başkanı durumu çok ilginç olacak. Tabii eski bakanların komisyon başkanlıkları ömür boyu sürmeyecek ama örneğin Süleyman Soylu ile Ali Yerlikaya’nın birlikte yasa yapmalarını görmek isteriz! Birbirlerinin telefonlarına bile çıkmadıklarını düşününce…