Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

Korkularımızla yaşamak!

Seçimler tamamlandı; milli irade tecelli etti.

Toplum, 50+1 OY’la seçilecek olan “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ile yönetilmeyi tercih etti. Önümüzdeki 5 yılda bu sistemle yönetileceğiz. “Denge ve Denetim Sistemi” olmayan bir devlet yönetiminin yani yürütme erkinin insafına terk edilmiş bir gelecek bizi beklemektedir.

Demokrasi +1 OY sistemidir; sonucu kabullenmek demokrasinin gereğidir. Ancak bu sisteme karşı itirazlar, muhtemel tehdit ve tehlikelerin oluşturduğu korkular devam etmektedir. 

Sosyal medyada ve birçok vatsap grubunda Zahide Uçar imzasıyla “Artık Acı Gerçeği Görelim mi?” başlığı altında dolaşan yazı, adeta bir toplumsal çığlığa dönüştü. Aslında böyle düşünen ve bu endişeleri taşıyan bir kişi de olsa bu, çok dikkate alınmalıdır. 

Bu çığlığa kulaklarımızı kapatamayız!

"2017 yılında rejim değişikliği için referandum yapıldı. Cumhuriyeti el birliği ile yıkıp monarşiyi getirdiler. Monarşilerde gerçek bir seçim olmaz.

Atatürk, AKP’nin bir benzeri olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kapattırmıştır. Atatürk ile röportaj yapan Amerikalı bir gazeteci Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın neden kapatıldığını sorduğunda Atatürk şu kısa yanıtı verir: 

"Bu fırkayı kuran kişilerde Cumhuriyetçi bir kişilik yoktu ve Cumhuriyetin varlığını halk oylamasına götürebileceklerini zannettiler. Cumhuriyetin varlığı oylanamaz."

T.C. Devletiyle sorunlu ailelerin çocukları parti başkanı, vekil, bürokrat, gazeteci, yazar, akademisyen kimliği ile bir araya gelip T.C. Devleti ve kurucu unsur olan Türklere savaş açtı. Milli bayramlarımız bile yasaklandı. Bir ülkenin milli bayramlarını ancak işgal güçleri yasaklar. Önce bu gerçeği idrak edeceğiz. Tabii, onurumuzla özgürce yaşayacağımız bir vatan derdimiz varsa…

2017 yılında T.C. Devletinin rejimini değiştirdiler. Hem de el birliği ile… 

Kemal Kılıçdaroğlu; “Ben Dersimli Kemal” dediği gün aslında devletle sorunlu bir ailenin çocuğu olduğunu da açıklamış oldu. Sonra, “İktidar olunca Dersim arşivlerini açacağım” dedi. Ne gariptir ki, AKP Genel Başkanı Erdoğan da Türk Milletini; “Ben de Dersim arşivlerini açarsam” diye tehdit etmiştir. Bu tehdidin arkasından AP’nda Dersim soykırım dosyası açılmıştır. Bir iftira daha…

Düşman mı arıyorsunuz? Buyurun size düşmanlık!.. Türkiye Cumhuriyeti Devletini yargılatmak için Avrupa Parlamentosu’nda bir dosya açılmasını sağladılar…

…Türk Ordusu ne durumda, gücü nedir bilmiyoruz. İnsan insana istihbaratı çok iyi olan Jandarma ABD’nin de isteği ile Ordudan kopartılıp kır polisi yapıldı. Jandarma, Ordunun kulağıdır, bacaklarıdır. Ordunun insan insana istihbaratına darbe vuruldu. Bacakları kesildi, İçişleri Bakanlığına takma ayak yapıldı. Okulları kapatıldı. Hastaneleri kapatıldı. Artık dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuzdur. Kendi ordusunun hastanesini kapatan güdümlü akıl, deprem bölgesine ABD ordusunun askeri sahra hastanelerini davet etti. Kimse güvenlik sorunu da doğuracak bu rezil durumdan utanmadı.

Üniversiteden asker yetişmez! Subay adayları liseden itibaren askerlik eğitimi alırken aynı zamanda birbirlerini tanıyor, kocaman bir aile oluyorlardı. Bu aileyi parçaladılar.

Afganistan’dan sayısını bile bilmediğimiz Amerikan askerleri hazır kıta olarak ülkemize sokuldu. ABD Suriye’de PYD/PKK devletini ilan edecek. Türk Devleti karşı çıkarsa bu lejyoner ABD askerleri harekete geçirilecek. Türkiye Şeyh Sait isyanında olduğu gibi iç karışıklıkla uğraşırken PYD/PKK devleti ilan edilerek, oldubittiye getirilecek. ABD Dedeağaç’a yığınak yaptı. Hem de silahlandırılması yasak olan bir yere, sınırımıza. AKP’nin sesi çıkmadığı gibi, muhalefetin de sesi çıkmadı. Amerikan savaş gemisi Bizans Bayrağı takarak Ege Denizinden geçti. Hamdolsun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden kimse görmedi(!).. İşgal edilen Ege adalarımıza sadece Yunan Ordusu değil, ABD askerleri de yerleşti. Bizim kurmalı hükümet görmedi. Kurmalı muhalefet görmedi. Ne yazık ki Ordu mensupları da görmedi. Karadeniz’den gaz çıkarttık diyen AKP, Ege’de Türk Kıta sahanlığı içinde bulunan bölgeden Amerikan ortaklı Yunan şirketinin petrol çıkarmasına, yani petrolümüzü çalmalarına göz yumdu. Emekli Albay Ümit Yalım sayesinde bu işgal ve peşkeşi öğreniyoruz…”

Bence

Yazı, başka iddialarla  çok daha uzun; çok beğeni alıyor ve paylaşılıyor. Benzer endişelerle konuşan ve yazan çok sayıda insan tanıyorum. 

Seçimler öncesinde 50+1 OY sistemi ile seçilen “Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi” ile ilgili endişelerimi ve bunların gerekçelerini birçok yazıda ifade etmiştim; bunların bu kadar çok paylaşılması korkularımı daha da arttırdı.

Artık, siyasi iktidarı bu endişeler doğrultusunda takip edeceğiz!

Korkularımızla yaşayacağız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi