Batıl inancım yoktur ama bu sene yaşadıklarımızı düşününce, İsmail Kartal'ın ahı var dememek elde değil. Bu sene Fenerbahçe aslına bakarsanız taraftarını büyük hayal kırıklıklarına uğrattı. Önce şampiyonlar liginden, Lille son saniye penaltısı ile uzatmalarda elendi. Gerçi, son saniyede acayip bir topumuz direkten döndü ama olsun. Hatta bu aynı son anda elimizden kaçan Lille, hem Real Madrid'i hem de Athletico Madrid'i yendi ama olsun tadımız kaçtı orada, çünkü maç bizim hakkımızdı.
Sonrası ise daha fena, ligde iki tane 2-1 önde olunan maçta son dakikalarda yenen goller ile 2-2 berabere kalmak. Twente maçı var bir de berabere biten. Maçların hepsinin ortak bir özelliği var, farklı kalitelerde oynasak da her maç önce biz gol kaçırdık sonra gol yedik. GS maçıda Syzmanski atsa işin rengi bambaşka ya da Twente maçında Nesyri’nin vurduğunu kaleci mucize eseri çıkarmasa… Veyahut, haftasonu oynanan Samsunspor maçında en az 3 tane yüzde yüz pozisyonu kaçırmasak.. Anlatmak istediğim, Fenerbahçe belki mükemmel oynamıyor ama çok pozisyon buluyor ama kaçırıyor, yetmezmiş gibi basit goller yeyip, sonra debeleniyor. Bu sene Fenerbahçe bizi üzüyor işin gerçeği bu.
Manu dünyanın en büyüklerinden, ama sen daha çok pozisyona girmeyi başarmışsın. Öyleyse atacaksın kardeşim ATACAKSIN. Bak adamlar ilk şutunda 5 pasta tak diye golü buldu. Bir lafım da İrfan Can için. Geldiğin günden bu yana senin için çok Fenerli ile kavga ettim. Geçen sene bir efsane olsan da bu sene aynı seviyede değilsin. Lütfen kendini toparla. Son sözüm, İsmail Kartal’a; “Hocam sana yapılanları affet de maç kazanmaya başlayalım. Haklısın, hakkın yendi ama artık affet be hocam”.