Mehmet Şandır
"İnşallah Türkiye değişmez"
Yeni dönem başladı.
Bakanlar Kurulu belirlendi, önemli kurumlara atamalar yapıldı.
İçeride ve dışımızda çok zor bir süreçten geçiyoruz, öncelikle sorumluluk yüklenenlere başarılar diliyorum. Ülkeye ve insanımıza hayırlı hizmetler yapmalarını dilerim.
‘Yeni’ tanımlaması yaşayacağımız süreci güzelleştirmeye yetmez. Ayrıca, bu dönem için yapılan “Türkiye Yüzyılı” tanımlaması ne yazık ki karın doyurmuyor; toplumun büyük kısmı ‘burnunun ucunu’ bile göremiyor; yüzyılı değil yarının nasıl olacağından emin değil, bugünü arar duruma düşmekten korkuyor.
Özellikle de bu yıl nasıl tamamlanacak? Bu kadar borcun altından kalkabilecek miyiz? Devlet borçlu, özel sektör borçlu, daha kötüsü her insanımız boğazına kadar borçlu. Merkez Bankası kasaları mayıs ayı sonuna göre eksi 61.9 milyar dolar bakiye veriyor. Bu rakam, 2001 krizinde bile sadece eksi 8.4 imiş. Bütçe rekor düzeyde açık veriyor, dış ticaret açığı kapatılmaz seviyeye yükseliyor; bu yıl içinde toplam yaklaşık 400 milyar dolar bulmamız gerektiği ifade ediliyor; nereden bulacağız, neyin karşılığı bulacağız?
Yine ‘Acı Reçete’ çözümü mukadder akibet olarak önümüze konuluyor.
Ümitleri artıracak bir ekonomik program henüz açıklanmadı, var mı ve açıklanacak mı bilmiyoruz. Olağanüstü bir üretim yok, tasarruf hiç yok; özellikle bu iki konuda seferberlik çağrısı yapan bir anlayış ve politika da yok. Sahte bir saltanat ve safahat yaşıyoruz; altta kalanın canı çıksın anlayışında denizi tükettik. Duvara dayandık; ne duvar ileri gidiyor ne de bizim geriye dönmemiz ve alıştıklarımızdan feragat etmemiz mümkün görülmüyor.
Bu sonucun müsebbiplerine de her şeye rağmen seçimlerde %52 OY vererek tekrar iktidara getiriyoruz; çaresizsiz ve mecburuz! Değişime cesaret edemedik, değiştirme gücümüzü her geçen gün daha çok kaybediyoruz, güce teslim oluyoruz.
Ne yazık ki daha önceki dönemlerde yaşadığımız bir sürece hızla sürükleniyoruz; Yine, küresel sermayenin adamları “ülkenin üzerine gelip oturdular” geleceği artık onlar belirleyecek; biliyoruz, öldürmeyecekler ancak süründürecekleri kesin. Adlarının Hafize ve Mehmet olması ve “bizden” görünmeleri bir şeyi değiştirmiyor!
Sayın Şimşek, “zaman ve sabır” talep ediyor; elimiz mecbur sabredeceğiz!
Ancak, toplumda şu soru soruluyor; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “naas var nas” fermanına ve “faiz sebep enflasyon sonuç” dayatmasına kaç ay veya kaç yıl dayanacak, veya ne zaman yeniden görevden alınacak?
Sayın Bakan, “Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” dedi. Bu sözler ne anlama geliyor? Bu tespitinin bedelini ödemeyecek mi? Çünkü bu sözleri ile bugünkü sonucun mimarı olan Sayın Cumurbaşkanı’nı suçladığını ve sorumlu olarak gösterdiğini bilmiyor mu? Çatışmayı göze aldı mı, o kadar güçlü mü?
Bir hafta oldu, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan herhangi bir açıklama, bir destek ifadesi gelmedi. Piyasalar bundan dolayı hala güvensiz ve olumsuz yönde hareketli.
TC Merkez Bankası, doları baskılamaktan vazgeçti gibi görünüyor, politika faizini serbest bırakacak mı, göreceğiz. Sayın Şimşek, ekonomik hayatın irrasyonel yönetilmesini bütünüyle terk edebilecek mi, bunun için kendisi ile uyumlu çalışacak bir kadro kurmasına müsaade edilecek mi? İlk günden bu konuda başarılı olamayacağı görülmekte; “Naas var nas” fermanını uygulayan Sayın Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası başkanlığından alınması tamam da, BDDK başkanlığında işi ne? Saray’daki yapıya, doğrudan cumurbaşkanlığına bağlı ekonomik kurulların ekonomik kararlara müdahale etmesini önleyebilecek mi?
Ayrıca ülkemizin etrafında milli güvenliğimizi tehdit eden son derece telikeli gelişmeler yaşanıyor. Özellikle Rusya- Ukrayna savaşında “aktif tarafsızlık” diye tanımlanan dış politika nasıl devam ettirilecek? Sayın yeni Dışişleri Bakanı, “Ankara merkezli bağımsız(!) bir milli dış politikayı sürdüreceğiz” diyor; “para verenler” karşısında dik durabilecek mi? Müttefik bildiklerimizin güneyimizde ve batımızda hasmane tavırlarına karşılık hangi tedbirleri alabilecek?
Soru çok, endişe çok, piyasalar ve toplum rahat değil; ancak ne yazık ki siyasetçiler hala birbirleri ile kavgaya devam ediyorlar!
Sayın Bahçeli, “Önümüzdeki dönemde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez” diyorsa, bunu çok ciddiye almalıyız.
Bence
Ataların her yeni başlangıçta yaptığı dua ile bitirelim; “korktuklarınızdan emin olasınız, umduklarınıza nail olasınız.”
Duaya şimdilerde çok ihtiyacımız var!