Nuray Babacan
İktidarın İstanbul planı bitmiyor
MİLLET İTTİFAKI VE İMAMOĞLU
“Siyasette olmaz olmaz” dediğimiz ne varsa gördük, yaşadık. Sakin sakin, seçim hazırlıklarını, adayları ve seçim kampanyalarını konuşmak varken, birden gizli kapaklı planları, hukuk dışı yöntemleri ve hileli kazanmanın yollarını tartışırken bulduk kendimizi… Bu tartışmanın odağında da İstanbul belediye yönetimine el koymak ve Ekrem İmamoğlu’nu aday yaptırmamak yatıyor. İktidar, bu konudan uzaklaşmaya izin vermiyor. Zira Ankara’da kapalı kapılar ardında ürkütücü oyun planları yapılıyor.
Son günlerin en çok merak uyandıran konusu, İstanbul Büyükşehir Belediye’sine kayyım atanma planı yapılıp yapılmadığı. Bunun ‘hukuki alt yapısı, yasal karşılığı var mı’ diye sormaktan çoktan vazgeçtik. Sistem öyle işlemiyor, zaten. Dediğimiz gibi, bunlar hileli kazanma yöntemleri…
İktidar kanadında, seçimlerden önce İmamoğlu’na siyaset yasağı getirme amacıyla planlanan sürecin hızlandırılacağını da zamana yayılacağını da iddia edenler var. Zamana yayılacağını öne sürenler, önceliğin kayyım atanması olduğunu dile getiriyorlar. Seçimlerde İstanbul yönetiminin iktidarda olması ilk adım. Konunun büyümesine, tepkilerin dozuna ve seçmene etkilerine bakılarak ikinci aşamaya geçileceği, siyasi yasağın bundan sonraki aşama olacağı öne sürülüyor.
İktidarın oldukça keskin tavrının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan kaynaklandığını bilmeyen yok. Bu konuda farklı görüşler dikkate alınmıyor bile. Hikayenin yerel seçimlerde İstanbul’un kaybedilmesiyle başladığı, İstanbul’da atılmak istenen her adımın belediyeye takıldığı, iş insanlarının birer ikişer İmamoğlu ile hareket etmeye başladığı, Karadeniz lobisinde İmamoğlu sempatisinin arttığı, bütün bunların da Erdoğan’ın sert tavrının başlıca nedenleri olduğu belirtiliyor.
AKP kulislerinde, “İstanbul’a kayyım atama kararı alınacak mı” sorusuna verilen yanıt, “Olursa hiç şaşırmayız” ile “Aman olmaz inşallah” noktasında… Erdoğan’ın, “İstanbul ve İmamoğlu ile ilgili kararlar, topumda tepkilere neden oluyor. Muhalefetin açıklamaları sertleşmeye başladı” gibi yumuşatma girişimlerine “Onun (İmamoğlu’nun)İstanbul’da yaptıklarını bilmiyorsunuz?” yanıtı verdiği öğrenildi.
İktidar kulislerindeki başka bir ruh halini aktaralım. Bu da Millet İttifakı’nı ve bundan sonra akıllı siyaset yürütüp yürütemeyeceklerini ilgilendiriyor. İktidar kulislerinde, İmamoğlu ve İstanbul’a yönelik operasyonların etkisinin seçime kadar ortadan kalkacağı hesabı yapanlar var. Yani, seçmenin sandığa gittiğinde bu konuyu unutmuş olacağı bile dile getiriliyor.
Örneğin, siyaset yasağı operasyonunun ilk fişeğinin ateşlenmesinin ardından, tepkilerin giderek azaldığı, İmamoğlu’nun son toplantılarını 50-60 kişiyle yaptığı, bu konunun Millet İttifak’ındaki çatlağı derinleştirmeye yaradığını ifade edenler var. İmamoğlu konusunun Millet İttifakı ortaklarını parçalamak ve içlerindeki sorunu beslemek için kullanabileceği düşünülüyor. Millet İttifakı’nın tepkileri diri tutamayacağı iddia ediliyor. Yani, bir taşla iki kuş vurma planı yapılıyor.
Peki Millet İttifak’ı ne yapıyor? Bu krizden tek vücut olarak çıkıp, bu haksızlığı seçim kampanyasının bayrağı yapıp, daha güçlü mü yürüyecekler yoksa küçük hesaplar yüzünden, tuzağa düşüp iktidarın planına hizmet mi edecekler? Son açıklamalar son derece kararlı görünüyor. Hep birlikte göreceğiz…