Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

BÜTÇE ÖLÜ DOĞDU; “Lafla peynir gemisi yürümüyor”

2022 Yılı Bütçe Kanun Teklifi üzerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmasını bu hafta tamamlıyor.

Her yıl yazdığımız “bütçe yazısı” bu yıl anlamını yitirdi. 2022 yılı bütçesi henüz Meclis’te kabul edilip kanunlaşmadan tüm öngörüleri ve kabulleri ile değersiz ve geçersiz hale geldi. Ölü doğan bir bütçe üzerinde yorum yapacağız.

Bütçe Kanunu, teoride, “Devletin belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren bir kanun” olarak tanımlanır. Bütçe kanunu, yasama organının yürütme organına verdiği yönetim yetkisi ve görevidir. Ayrıca, “Bütçe Hakkı” toplumun yöneticilerden hesap sorduğu çok değerli bir demokratik değerdir; bütçe hazırlanması çalışmaları ve Meclis’te yapılan müzakereler bu anlamda çok önemlidir.

Bütçe hazırlık süreci, 5018 sayılı Kanunun 16’ncı maddesi uyarınca, en geç eylül ayının ilk haftası sonuna kadar ilkeleri, makro politikaları, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak şekilde hazırlanan Orta Vadeli Programı’n Resmi Gazete’de yayınlanması ile başlar. Orta Vadeli Program (ÖVP), bütçe hazırlanmasında yönlendirici ve bağlayıcıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 5 Eylül 2021 gecesi yayınlanan 2022-2024 yıllarını kapsayan 3 yıllık Orta Vadeli Program’da kararlaştırılan tüm değerler anlamını yitirdi.
Mesela;

Enflasyon, 2021 yıl sonu gerçekleşme tahmini yüzde 16,2 olarak belirlenmiş, 2022 yıl sonu için yüzde 9,8, 2023 için yüzde 8, 2024 için ise yüzde 7,6 hedeflenmişti. Kasım ayı enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 21,8 olarak açıklandı, vatandaşın enflasyonun yüzde 50’nin üzerinde olduğu biliniyor. Hükümet, 2022 yılı için vergi, harç ve cezalar için “yeniden değerlendirme” oranını yüzde 36,1 olarak belirledi; yani bir anlamda 2021 yılı enflasyonu yüzde 36,1 olduğunu kabul etmiş oluyor.

Dolar/TL kuru, 2021 için 8,30, 2022 için 9,27, 2023 için 9,77 ve 2024 için 10,26 olarak belirlenmişti; dolar, 2021 yılsonu gelmeden 15 TL’ye yaklaştı.

Orta Vadeli Program ve buna dayalı hazırlanan bütçe teklifinde tüm hesaplamaların baz alındığı dolar kuru ve enflasyon hedeflemesi bütçe kesinleşmeden geçersiz hale geldi.

Türkiye’nin yaklaşık 450 milyar dolar dış borcu bulunuyor, bunun 185,562 milyar doları 2022 Mart ayına kadar ödenecek, Ayrıca Kamu Özel İşbirliği Projelerinden (KÖİ) kaynaklanan yükümlülüklerin toplamı 160 milyar dolar.

ÖVP ve Bütçe Kanun Teklifinde 2022 yılı vergi gelirleri tahsilatının, ret ve iadeler ile mahalli idare ve fon payları dahil 1 trilyon 430 milyar 41 milyon 337 bin lira olacağı tahmin ediliyor.

Ayrıca bütçenin 2022 yılında 278 milyar 374 milyon lira açık vereceği öngörülüyor.

Kısacası, Türkiye, döviz cinsinden dış yükümlülüklerini hangi gelirle yapacak?

Bu sorunun cevabı bu bütçede bulunmuyor.

“2022 yılı bütçesi ölü doğdu” derken haksız mıyım?

Dolar kuru durdurulamazsa, enflasyon yükselişi önlenemezse 2022 yılında Türkiye’nin ciddi bir döviz krizine, bankacılık krizine, kamu mali krizine, dolayısıyla topyekûn bir ekonomik krize düşeceğini söylemek için üstat Mahfi Eğilmez olmaya gerek yok sanırım.

Sayın Cumhurbaşkanı, dolar kurunun yükselişini durduracaklarını ve enflasyonu düşüreceklerini iddia etmekte; bunun için yeni bir ekonomik program uyguladıklarını ve bunun için 19 yıldır hazırlık yaptıklarını söylemekte ve Milli Ekonomik Kurtuluş Savaşı başlatmış bulunmaktadır.

Kabine toplantısı sonrasında, “Bugün bin yıllık yürüyüşün yeni ve çok önemli bir safhasındayız, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ederek tarihimizde yeni ve şanlı bir sayfa açmanın eşiğindeyiz. Biz ne yaptığımızı biliyoruz, nasıl yapacağımızı biliyoruz, nereye gideceğimizi biliyoruz, ne elde edeceğimizi de biliyoruz. Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyorum” diyor.

Eyvallah, Sayın Cumhurbaşkanı, ben sabırlı olacağım.

Ancak, vatandaşlarınız size güvenmiyor!

TÜİK ve Merkez Bankası tarafından her ay düzenlenen Tüketici Güven Endeksi baş aşağı gidiyor. Geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde “hanenin maddi durumu endeksi” ekim ayında 60,7 iken, kasım ayında yüzde 7,5 oranında azalarak 56,1 oldu. Eylül 2021’de bu oran 62,6 idi.

Gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi ekim ayında 75,6 iken, kasım ayında yüzde 8,8 oranında azalarak 68,9 oldu.

BENCE
Bu sonuçlar doğru okunmalı; toplum, ülke yöneticilerine güvenmiyor.

Kuran-ı Kerim’den ayetler okumak Sayın Cumhurbaşkanı’na yetmeyecektir.

Bir şeyler yapmak gerekiyor!

“Lafla peynir gemisi yürümüyor.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi