Alaaddin Dinçer
Böyle gelmiş böyle gitmemeli, eşit temsil ertelenmemeli
Devlet/iktidar toplum ilişkisinde yönetici bürokrasi düzenleyici, dengeleyici ve denetleyici rolü itibarıyla kilit konumda olan bir görevdir. Toplumun yarısını oluşturan kadınların kamuda çalışanlarının kamu bürokrasisinde eşit temsili önemli bir eşit yurttaşlık göstergesidir. Kadınlarla ilgili sorunlar ülkenin gündemindeki önemini korumaya devam etmektedir. Kadına yönelik ayrımcılık, şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetler dur durak ve bitmek bilmiyor. “Şiddetle kınıyoruz” ötesine geçmeyen açıklamalar, göstermelik ritüeller ve bireysel çabalar yaşananlar karşısında çok yetersiz kalıyor.
Yaşanan bütün bu olaylar, eğitim ve bilim alanlarında toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimine karşı bugüne kadar geliştirilen ve geleneksel olan ideolojik ataerkil norm ve pratikler ile kadın ve erkeklerin sorumluluklarını fizyolojik gerekçelere indirgeyen yaklaşımlardan beslenmektedir. Bunu aşmanın yolu her düzey eğitim ve bilim kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerini zorunlu kılan düzenlemeleri gerçekleştirmektir. Bir diğer boyutu ise, bilim ve eğitim kurumlarının üst düzey yönetimlerinde kadınların eşit temsilini güçlendirecek politikaları uygulamaktan geçmektedir. Bu yaklaşım toplumsal alanda kadınların genel olarak yaşadığı kronikleşmiş diğer sorunların çözümüne de ışık tutacaktır. Eşit temsil aynı zamanda ülkenin demokratikleşmesinin önündeki engelleri aşmada da etkileyici bir işlev görecektir.
Çalışmamızda eğitim ve bilim alanının üst düzey yönetim piramidinde temsil edilen kadınların sayı ve oranları yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı ülkemizin eğitim kurumları ile bilim kurumlarında cinsiyet eşitliği olup olmadığını sayısal veriler ve oluşan oranlar ışığında nesnel bir analize tabi tutarak açığa çıkarmaktır. Yararlanılan Kaynaklar, ilgili kurumların WEB Siteleri, MEB ve YÖK İstatistikleri
BİLİM ALANLARI
YÖK ve YÖK DENETLEME KURULU (Başkanlar dahil)
Erkek: 35-Oran %94.29/
Kadın: 2-Oran%5.71
ÜAK-TÜBA-TÜBİTAK (Başkanlar dahil)
Erkek: 27-Oran %92.59/
Kadın:2-Oran%7.41
KAMU ÜNİVERSİTELERİ REKTÖRLERİ
Erkek: 120-Oran%84,49/
Kadın: 7-Oran%5.51 (İki üniversiteye henüz atama yapılmamıştır)
REKTÖR YARDIMCILARI
Erkek: 294-Oran %91.46/
Kadın: 28-Oran %8.54
BİLİM ALANLARI TOPLAMI
Erkek: 476-Oran%92.43/
Kadın: 39-Oran%7.57
EĞİTİM ALANI
MEB GENEL MÜDÜRLERİ
Erkek: 15-Oran%93.33/
Kadın: 1-Oran%6.67
İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİ
Erkek: 78-Oran %96.30/
Kadın: 3-Oran %3.70
İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜR YARDIMCILARI
Erkek: 301-Oran %96.47/
Kadın: 11-Oran %3.53
İL MİLLİ EĞİTİM ŞUBE MÜDÜRLERİ
Erkek: 722-Oran %95.13/
Kadın: 37-Oran %4.87
İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİ
Erkek: 907-Oran %98.33/
Kadın: 15 Oran %1.67
EĞİTİM ALANI TOPLAMI
Erkek: 2023-Oran %96.79/
Kadın: 67-Oran %3.21
- Devlet üniversitelerinde görev yapan erkek dekan sayısı daha fazladır. Görevde bulunan 1.388 dekanın 1.172’si erkek yalnızca 216’sı kadındır. Bu rakamların oranlarına baktığımızda devlet üniversitesi fakültelerinin %84,44’ünü erkek dekanlar yönetirken %15,56’sını kadın dekanlar yönetmektedir. Türkiye’de Akademide Cinsiyet Eşit(siz)liği Raporu: 2020 Yaşar Aldırmaz Ege Üniversitesi.
- Kamu üniversitelerinde 65.825 kadın (%43.88) ile 84.157 (%56.12) erkek akademisyen görev yapmaktadır. Verilere göre, kamu bilim alanı kurumlarında üst düzey yönetim temsilinde kadınların oranlarının çok düşük seviyelerde kaldığını görmekteyiz. Toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarsız kalan bilim alanının çoraklaşmaktan ve zamanla çölleşmekten kurtulamayacağı, demokratikleşmekten uzaklaşacağı bir gerçektir.2019-20 MEB İstatistiklerine bakıldığında, kamu okullarında görev yapan öğretmenlerin %56’92’si (554.420) kadınlardan %43.08’i (419.493) erkeklerden oluşuyor, CHP Milletvekili Gamze Taşçıer’in soru önergesine Milli Eğitim Bakanın verdiği yanıta göre, Türkiye genelinde bulunan 54 bin 36 devlet okulundan yalnızca 2 bin 904’ünde (%5.34) kadın müdür bulunuyor.
- Araştırmada bazı veriler belirgin bir farklılık göstermektedir. Buna göre: Bölgesel bazda G. Doğu Anadolu Bölgesi 4 kadın il müdürü, müdür yardımcısı ve şube müdürü sayısı ile en az kadın yönetici atanan bölge olurken, Marmara Bölgesi atanan 10 kadın il müdürü, müdür yardımcısı ve şube müdürü ile en çok kadın yönetici atanan bölge olmuştur.
- Bazı iller öğrenci ve eğitim emekçisi sayısı az olmasına rağmen atanan fazla sayıdaki (7 büyükşehirden de fazla) şube müdürü sayısı ile dikkat çekmektedir. Bu iller: Aksaray, Afyon, Osmaniye, Siirt, Kilis, Batman, Ağrı, Iğdır, Adıyaman, Sivas ve Çorum. Trabzon ili ise atanan 14 şube müdürü ile 26 büyükşehirden daha fazla şube müdürü atanan il olduğu görülmektedir. Bu tablo haklı olarak atamaların ihtiyaç analizleri üzerinden yapılmaktan çok siyasi kadrolaşma amaçlı yapılmış olma iddialarını doğrulayan veriler olarak öne çıkmaktadır
- Her iki alan verilerinin toplamının sayısal ve oransal sonuçları geleceğe ilişkin kaygı düzeyimizi yükselten bulgular gösterse de, kadınların bu yolda verdiği örgütlü mücadele umudumuz ve ilham kaynağımız olmaya devam edecektir.
Sonuç
Kadın haklarının korunması hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Eğitim ve bilim alanı geleceğin toplum inşasında çok etkili ve belirleyici alanlardır. Bu alanlarda cinsiyet eşitliğine dayalı temsil aynı zamanda toplumsal barışa ve ülkenin demokratikleşmesine pozitif katkı sağlayacaktır. Eşit yurttaşlık ve temsil talebi kadınlar yönünden çok yönlü ve bütünlüklü olarak ele alınması gereken bir sorundur ve bu sorunun çözümünü iktidarların insafına bırakmak büyük bir yanılgı olacaktır. Eğitim ve bilim alanında eşit temsilin sağlanabilmesi için var olan sorunları aşma ve çözme yolunda bütün zorluklarına rağmen eğitimde ve akademide görev yapan kadınların mücadelede kararlı, ısrarlı ve inatçı olması gerekmektedir. Bu alanlarda faaliyet yürüten kurumların yönetim piramidinde kadınların merkezden başlayarak yerele doğru temsilinde eşitlikçi yaklaşım toplumsal ve kamusal alanlara örnek olacaktır. Böyle gelmiş böyle gitmemeli, kadınların eğitim ve bilim alanının kurumlarında eşit temsiline olanak sağlayacak düzenlemeler zaman kaybetmeden yaşama geçirilmelidir. Atamaya yetkili kişi ve kurullar bu çağrıya kulak vermeli, cinsiyet eşitlikçi yönetimleri gerçekleştirmeyi temennilerde bulunmaktan, propaganda amaçlı slogan olmaktan çıkararak, alanın bileşenlerinin doğrudan katılımı ile yapılacak seçimleri esas alan demokratik yöntemi uygulamaya koymalıdır.