Nuray Babacan
BİRLİKLER VE SENDİKALAR POTADA
İktidarın, demokrasinin temel unsuru kabul edilen sivil toplum örgütleri, birlik ve odalar ile sendikalara bakış açısı, son günlerde ilgili-ilgisiz yasaların arasına sıkıştırılan maddelerle çok net görünür oldu. Bu kuruluşların yönetimini ele geçirme ve etkisizleştirme üzerine olan siyaset anlayışı, bazı meslek örgütleri ve STK’larda işlemeyince, yasa değişiklikleriyle arkadan dolanma yoluna gidildi.
Geçen yıl gerçekleştirilenlerle, yeni yıl planlanan operasyonları alt alta koyarak, daha görünür kıldık.
1- Türkiye Barolar Birliği’nin muhalif duruşundan hoşlanmayan AKP, 11 Temmuz 2020’de yaptığı yasa değişikliğiyle çoklu baro sistemini getirdi. Partiler, meslek örgütleri, 80 il barosu, Türkiye Barolar Birliği itiraz etti. Düzenlemeye karşı çıkan çok sayıda baro başkanı ve avukat, Ankara’da “savunma nöbeti” başlattı. Cumhur İttifakı’nın teklifiyle Ankara, İstanbul ve İzmir’de birden çok baro kurulmasının yolu açıldı. Ancak, Türkiye’nin en büyük meslek örgütünü parçalayıp yönetme anlayışıyla hazırlanan yasanın ardından alternatif barolar kurulsa da iktidarın istediği etkiyi yaratamadı.
2- İktidar, bu kez sendikalara yönelik bir operasyonu geçen ay yaptı. Enerji yasasının içinde CHP, İYİ Parti milletvekilleri, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin itirazları arasında, bu kez ‘kamuda sendika ayıklamasına’ gidildi. Bu düzenlemeyle kamu çalışanlarının ‘istediği’ sendikaya üye olabilme hakkının ekonomik gerekçelerle elinden alınması söz konusu oldu. Yani ‘yüzde 2 oranında üyeye sahip olamayan sendikalara üye olursanız toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanamazsın’ denildi. Örgütlenme özgürlüğü dolaylı yolla engellendi. Anayasal ve yasal düzenlemelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler, iktidara yakın sarı sendika formülüyle ortadan kaldırıldı.
3- Hazırlıkları yapılan ve muhalif görüşe sahip meslek örgütlerini susturma amacı taşıyan diğer bir taslak metin ise bundan iki ay önce hazırlandı. Meclis gündemine getirmedeki tek hesap, ‘seçimden önce mi sonra mı yapsak’ tartışmasıydı. MHP’nin oldukça ısrarlı olduğu bu taslak yasa teklifiyle tıpkı Türkiye Barolar Birliği’nde olduğu gibi hem Türk Tabipler Birliği’ne alternatif birlik kurulması hem de ‘Türk’ ifadesinin isimden çıkarılması planlandı. Teklifle TTB’nin yapısı, tıpkı Türkiye Barolar Birliği’nde olduğu gibi alternatif odalar ve birlik kurulması amacıyla değiştirilecek. Ayrıca, doktorların TTB veya farklı bir çatı örgüte zorunlu olarak üye olmaları da ortadan kaldırılacak.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği için de aynı plan yapılıyor. ‘Türk’ ifadesi çıkartılacak, ancak TMMOB’da alternatif birlik yerine seçim sistemi değiştirilecek. Burada alternatif birlik kurulması yerine nispi temsil sistemi getirilecek. Amacın, mevcut yönetimin etkinliğinin kırılması olduğu iddia ediliyor. Seçim sonuçlarında üç büyük ilin belirleyici olduğu belirtilerek, parlamento seçimlerinde olduğu gibi, küçük illerin temsilini arttıran sistem kurulacak. Bu çalışmaya, Türk Eczacıları Birliği’ni katmak isteyenler olduğunu da daha önce yazmıştık.
4- Gelelim son operasyona. Aslında bütün bu yapılanları alt alta yazıp yeniden anımsatma ihtiyacı biraz da bundan aklımıza geldi. Şimdi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa teklifiyle satır aralarına sıkıştırılmış bir operasyon daha geliyor. Bu kez esnaf odalarıyla ilgili bir düzenleme yapılıyor. Yasayla esnaf odası üyelerinin genel kurul toplama talepleri zorlaştırılıyor. Bundan sonra üyelerin yüzde 40’ının imzası olmadan olağanüstü kongre istenemeyecek. Bu düzenlemenin de bugünkü TESK yönetiminin istediği olduğu öğrenildi.
Yapılanlar alt alta yazıldığında son dönemde, biraz farklı düşünen, iktidarın uygulamalarına itiraz eden, hukuk içerisinde görüşlerini dile getiren, demokrasinin vazgeçilmezi olan meslek örgütleri, sendikalar ve STK’larla bir uğraşma var. Seçim öncesinde kimi yasaların satır aralarına sıkıştırılan bu bilinçli operasyonun görünmesini istedik…