Beşiktaş morali düzeltti
Moral bozukluğu içinde, eksikleri var, maç zor, saati tuhaf… Yahu Beşiktaş ya düzgün bir öğlen maçı yapsın ya da gece… 18.30 nedir yani? Haftanın ortasında kim nasıl yetişecek kutsal mabede?
Buna rağmen beklediğimin üstünde bir taraftar topluluğu vardı Malmö maçı öncesi İnönü’de. Son maçta Eintracht Frankfurt’a 3-1 mağlup olmanın acısı büyük ancak Lyon maçı umutları yeniden yeşertti. Malmö’de moraller yerinde. Türk takımlarıyla çıktıkları son 4 maçın dördünü almayı başardılar.
Immobile sakat, tribünde ama sevindirici haber Paulista’nın dönüşü.
Beşiktaş hızlı başladı maça, konsantrasyon üst düzeydeydi. Hatta 4. dakikada şansı yaver gitse Rafa Silva’nın asistiyle Semih golle buluşabilirdi. Immobile’nin yokluğunda tam santrafor görevindeki Semih, adeta abluka altındaydı. Bu ablukanın dağılacağı belliydi ama Semih ilk yarı hayli zorlandı.
Çok pas yaparak, topu ayağında tutarak rakibi ilk yarı hayli hırpaladı Beşiktaş. Misal, dakikalar 20’yi gösterdiğinde Beşiktaş yüzde 54 oranıyla topa sahipti. Muçi doğru seçimdi. Sağ kanattan topu alıp sol ayağının üstüyle sol köşeye yuvarladığı meşin yuvarlak istediği yeri bulamadı. Hemen arkasından Mert’in kritik kurtarışları mavililere öne geçme fırsatı vermedi.
İlk yarı hem şansız hem golsüz sona erdi.
İkinci yarıya iki takım da değişiklik yapmadan başladı. Beşiktaş 60’a gelmeden yine öne geçme fırsatını tepti. Rafa Silva, hızlı çıkışıyla topu ceza sahasının sağ çaprazına kadar getirdi, vuruşunu da yaptı olmadı top Joao Mario’nun önünde kaldı. Bu kez de kaleci Friedrich takımının imdadına yetişti.
Son çeyreğe girilirken Beşiktaş topa sahip olma ve organize atak yapmakta zorlanmaya başladı. Bu bocalama hocanın oyuna dokunuşuyla son buldu. Zira, Al-Musrati ve Rashica oyuna girerken, Joao Mario ve Ndour kenara geldi. Rashica sağ kanada, Muçi sol kanada geçtiğinde golün geleceğini de anlamış olduk.
Zira Semih biraz daha rahatladı. Artık top ayağına geldiğinde beklemeksizin kaleyi hedef alacağının işaretlerini vermeye başladı. 75’te vurdu olmadı ama 76’da Beşiktaş Muçi’nin ayağından ilk golünü buldu. Svensson’un harika pasıyla arka direkte buluşan Muçi affetmedi. Muçi açılıyor. Son üç maçta üç gol. 10 dakika geçti, beklenen gol Semih’in ayağından geldi. Tam Semihvari bir goldü. Sezonu artık açmış oldu. Helal sana çocuk.
Uzatmalarda da gole yaklaştı yine Semih ile Beşiktaş, ama vuruşları direkleri adeta yalayarak dışarı çıktı. Maç böyle biter derken Malmö’nün golü geldi. Önce ofsayt çalınan gol VAR’ın devreye girmesiyle kayıtlara geçti.
En çok Semih’ten bahsettiğimin farkındayım. Ama maçın adamı kesinlikle Svensson idi. Hem mücadelesi hem isabetli pasları ve son kertede müthiş asistiyle gecenin yıldızı oldu.
Müsabaka 2-1 sona erdi. Beşiktaş moral buldu. Avrupa liginin dibinden 14. sıraya yükseldi.
Maç sonrası yapılan açıklamalara bakınca Feyyaz Uçar’ın sözleri dikkat çekiciydi. Takımın sorumlusu Feyyaz Uçar, “Daha yapılacak çok iş var. Tamamen takımı değiştiriyoruz. Yeniden yapılanıyoruz. 31 oyuncuyla vedalaştık. 8 yeni oyuncu. 11 yeni sözleşme. Vedalaşmalar olursa devre arası ve sezon sonunda yapılanma sürecek. Dolayısıyla sabır gerektiren bir süreç” diyordu.
Farkındaysanız VAR ile yenen gole rağmen hakem eleştirisi yapmadı. Çünkü gerçekten adil bir hakem, maçın kaderine etki etmiyor, futbol kazanıyor. Feyyaz Uçar buna da vurgu yaptı, “Kulüpler toplanıp yabancı hakem gibi bir istekte bulunursa, biz de o grubun içinde bulunuruz" dedi.
Hakemlerimiz kendilerini tümüyle imha etmeden akıllarını başlarına almalılar.
Beşiktaş için güzel bir gündü.