4 YANLIŞ, 1 DOĞRUYU GÖTÜRÜR

AKP’nin seçim kampanyasını yönetenler, pozitif hava oluşturacaklarını anlatırken, ‘doğruya doğru’ sloganını billboardlarda paylaştılar. Maalesef, kısa sürede gördüler ki yanlış doğruyu götürüyor. Üniversiteye giriş sınavlarında olduğu gibi 4 yanlış 1 doğruyu sildi. Pozitif kampanyanın tüm argümanları, iktidar partisi üyeleri ve ortağı tarafından son bir ayda yapılan hatalarla tepe taklak oldu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında siyaset yasağı yolunu açan mahkeme kararı, herhalde iktidar mensuplarının doğru hanesine yazdığı epey başlığı götürmüştür. Bütçe görüşmelerinde atanmış bazı bakanların, bütçesini savunmak yerine hakaret savurması, tarikat ve cemaatlere verilen desteklerin aldığı hal, muhalefet belediyelerinin hizmetlerini engellemek için çevrilen tüm numaralar, iş takibi, yolsuzluk, komisyon iddiaları ayyuka çıkan partililere bir şey yapılmaması gibi yüzlerce başlık, yapılan doğruları götüren yanlışlar olarak sıralanabilir.

AKP kurmayları, her ay yaptırdıkları anketlerle seçmenin nereye doğru evrildiğini takip etmeye çalışıyorlar doğal olarak. İmamoğlu kararından önce yapılan son ankette Tayyip Erdoğan olası rakipleriyle yarıştırıldı. Bu adaylık yarışında Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4 puan, Mansur Yavaş’ın 2 puan önünde görülüyordu. AKP anketlerinde Erdoğan’ın başa baş olduğu iddia edilen tek isim İmamoğlu olarak gösterildi. İnsanın, İmamoğlu kararı nedeniyle bu anketi suçlayası geliyor…

Hala anketlerde ekonominin kötü yöneltildiğini düşünenlerin oranı yüzde 75’den fazla. Hala hükümetin başarılı bulunduğu alanlar terörle mücadele, dış politika ve savunmada atılan adımlar olarak sıralanıyor. Ancak dış politika ve savunma yatırımlarının oya dönüşmediği de kabul ediliyor. Ve hala bu ülkenin insanları, hakkaniyet, liyakat ve adaleti ekonomik krizden sonraki en önemli sorun olarak görüyor.

AKP kurmaylarını seçim çalışmalarında en zorlayan konu, Kürt seçmene ulaşmak. Bölgede HÜDA PAR ve aşırı muhafazakar yapılarla kurulan ilişki, oyların beklenen düzeyde artışını sağlamıyor. HDP’yi PKK ile bir tutan söylemin tam tersi sonuçları olduğu da görüldü. Hatta strateji ekibinin son toplantısında HDP seçmenin yüzde 70’ten fazlasının kendisini PKK’dan ayrıştırdığına ilişkin veriler paylaşıldı. Bu nedenle partideki hakim dilin değiştirilmesi gerektiği de vurgulandı.

Kampanya boyunca benzer arayışları duymaya devam edeceğiz. Örneğin, AKP’ye en uzak kitle olan gençleri kazanmak için paket açıklanacak. Projelerden biri, Türkiye Gençlik Fonu kurulması. Girişimci gençlerini desteklenmesi, belli bir yaştan sonra kullanmaları için kredi verilmesi gibi öneriler tartışılıyor.

Ayrıca, partinin sanatçılarla arasının düzeltilmesi için öneriler hazırlanıyor. Tabii bundaki en büyük güçlük, projenin Erdoğan’a kabul ettirilmesi. Sezen Aksu, Tarkan, Orhan Pamuk gibi isimler zikredilerek, Türkiye’nin birer değeri oldukları, görüş ayrılıklarına rağmen bu kişilerin sanatıyla değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin yeni bir söylem oluşturulmaya çalışılıyor.

Bütün bunlar planlanırken, herkesin aklına art arda yasaklanan festivaller ve sanatçılar geliyor. Zaten bu yaklaşım olmasaydı, sanatçılarla arayı düzeltmek gibi bir başlığa da ihtiyaç duyulmayacaktı. Yani önce yanlış adım, ardından bunu düzeltmek ve unutturmak için kampanya projeleri… Sistem böyle işliyor.

Girişte vurguladığımız, ‘doğruya doğru’ sloganına dönersek, bunun içinin doldurulması planlanıyor. Doğruya doğru sloganını destekleyecek söyleşiler yapılarak, ‘hakkın teslimi’ gibi sözler alınacak. Tabii, bu çalışma tamamlanana kadar, iktidar mensupları yeni çam devirmezse…

Partide, kapalı kapılar ardından seçim stratejisi ve kampanyada atılacak adımlar tartışıla dursun, siyasetin kendi akışında evdeki hesap pek de çarşıya uymuyor. Parti kurmaylarının her önerisi, bir yerlerden atılan havai fişekle darmaduman olabiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nuray Babacan Arşivi