TEKNİK DİREKTÖR İMZASI

İsmail Kartal, birkaç haftadır kendisine yöneltilen eleştirilere, Rize maçında yaptığı doğru hamlelerle cevap verirken, gerçek bir teknik direktör imzası attı. Felaket bir zeminde, ağır yağmurda oynanan ilk 45 dakikada geriye düşen takımını, devre arasında yaptığı üç değişiklikle bambaşka bir havaya sokarken, şahane geri dönüşün de mimarı oldu.  

 

Aslında bu maçta puan kaybetmek çok da garip olmazdı.  Ağlamayı sızlamayı bilmediği için olsa gerek en kötü zeminlerde, en zor koşullarda oynuyor Fenerbahçe… “Her iki takım için de aynı koşullar geçerli” demeyin. Öyle olsa “zemin bozuk” diyerek Ankaragücü maçını başka yerde oynamak için on gündür her numarayı yapmazdı Galatasaray. Muhtemelen Rize’de sahaya bile çıkmazlardı. Çünkü bu tür zeminler en çok teknik oyuncuları, pas oyunu oynayan takımları olumsuz etkiliyor. Evet her iki takım da rakipten çok zeminle mücadele etti ama daha çok olumsuz etkilenen Fenerbahçe’nin teknik ayaklarıydı. 

    

İlhan Palut Fenerbahçe’nin dönen topları almasına izin vermeyerek, atak devamlılığını kesmeyi planlamıştı. Ayrıca önde baskı yaparak zeminin de yardımıyla Fenerbahçe’yi ilk dakikalarda geride kilitledi Rize. 

 

Geriden pasla çıkmak istediğinde çok zorlandı Fenerbahçe. Ne top sürebilmek mümkündü ne pas yapabilmek. Fenerbahçe kanat ataklarla hücum etmek istedi ama zeminin de en bozuk olduğu alan kanatlardı. Ferdi ve Cengiz, atak yapmak bir kenara topu kendi yarı sahalarından çıkarmakta bile zorlandı. Tadiç ve Osterwolde de zeminle boğuşup durdu. Yediği bir gole karşılık sadece 6 kere rakip ceza sahasında toplu buluşup, yalnız bir şut atarak tamamladı ilk yarıyı Fenerbahçe… Oyun hiçbir şekilde maçın döneceği işaretini vermiyordu. 

 

İkinci yarıya 3 doğru değişiklikle başladı İsmail Kartal… Çamura saplanıp kalan Syzmanski, Cengiz ve Kruniç’i çıkarıp, Mert Hakan, İrfan Can ve Serdar Dursun’u oyuna aldı. Ve üç ismin oyuna getirdiği enerji ve hırs bütün oyunun karakterini ve gidişini değiştirdi. Maçtan sonra Dzeko’nun da dediği gibi “ilk yarı pas yapamayacağını anlamayan” Fenerbahçeli oyuncular ikinci yarı pastan vazgeçip uzun toplarla oynamaya başladı. 

 

Kariyerinde en çok Rize’ye gol atan Serdar Dursun, ayağının tozuyla geleneği bozmadı ve İrfan Can’ın ortasında beraberliği yakaladı.Ardından hahneye Mert Hakan’ın mücadeleci ruhu çıktı. Gerçek bir 8 numara gibi oynayıp takımı ileri doğru taşıdı. Serdar Dursun da hava hakimiyetiyle ilerde top tutunca Fenerbahçe rakip ceza sahasına daha sık girmeye başladı. Ve Dzeko, Mert Hakan’ın asistiyle gol suskunluğunu bozarak takımının ikinci golünü attı.

Ve İrfan Can…  Girdiği dakikadan itibaren sağ kanadı etkili kullanan İrfan, uzatma dakikalarında Tadiç’in sol kanattan yaptığı ortada yine bir forvet gibi ceza sahasına girmişti ve yine golünü attı. Bir gol bir asiste imza atan İrfan Can, “hala mı Cengiz?” diye sorsa hakkıdır. İsmail hoca herhalde şu son iki maçtan sonra herhalde Cengiz’i yanına alacaktır. 

Fenerbahçe için artık her maç final. Galatasaray kaybetmedikçe rahat nefes alamayacak Sarı Lacivertli oyuncular ve taraftarlar… Şimdi sakin ve soğukkanlı olma zamanı.

 

////////////////////////////////////////////////////////

 

EN ZOR YAZI…

İBRAHİM CAN 

 

Sanırım bugüne kadar yazdığım en zor yazıyı kaleme aldım. Bunun sebebi ise maçın gerginliği, stresi falan değil. Neler kanunen hakaret, neler değil onları araştırıyordum. Anladım ki içimden gelen, aklımdan gelen hangi kelimeyi kullanırsam kullanayım yazı işlerinin canını sıkacağım. O yüzden, “adaletsiz lig” demekle yetineceğim. Arkadaş böyle zemin olur mu? Dün oynanan şeye gerçekten futbol denilir mi? Siz aklınızı mı yitirdiniz? Bu Rize'ye de yazık değil mi? Eyyy TFF, buna nasıl izin verirsin? Bütün hafta kıyameti koparan rakip takım bugün muhtemelen tertemiz bir sahada oynayacak. Dün top yuvarlanmıyordu yahu top. Siz hangi futboldan, hangi spordan bahsediyorsunuz?! Neyse, ne farkeder ki, çıkıp da haklısın mı diyecekler? Atatürk'ün adı geçen filme İMDB'de sırf Fenerbahçe var diye düşük puan veren bir güruhtan bahsediyoruz. Dün İsmail Kartal ilk yarı maçı verdi ikinci yarı ise geri aldı. Yaptığı her bir değişiklik neredeyse 'doğrunun' tanımıydı. Dürüst olmak gerekirse, Mert Hakan Yandaş o kırmızı karttan sonra kendini affettirdi. Muazzamdı, dün gecenin gerektirdiği her şeyi yaptı. Ya İrfan Can? Arkadaş sen neymişsin ya? Ben buradan sana Alper Potuk bile dedim. Çok özür diliyorum, sen bir efsaneymişsin. Beni affet ve ben gerçekten seninle gurur duyuyorum. Bu statta maç oynatanlar utanmaz, ama seni ıslıklayan herkes bu gece çok utanıyor. Eveeet, bu 'adaletsiz' düzene rağmen biz çoook keyifli uyuyoruz... Gerisini onlar düşünsün.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi