Oğuz Pancar
ÖYKÜLÜ ŞARKILAR, ŞARKILI ÖYKÜLER
Geçen haftadan devam…
Radio Tarifa, Sin Palabras (Cruzando El Rio, 2000)
Adını Avrupa’nın en güneydeki noktasından, Cebelitarık Boğazı’ndaki Tarifa’dan alan bir grup Radio Tarifa. Müzikleri doğma büyüme Akdenizli; flamenko, Endülüs ve Arap müziğinin eşsiz bir harmanı. 2012’de kaybettiğimiz muhteşem Benjamin Escoriza’nın benzersiz sesiyle can verdiği Sin Palabras, adı gibi nefes kesici bir şarkı…
Kebnekaise, Horgalåten (Kebnekaise II, 1973)
Adını İsveç’in en yüksek dağından alan nefis bir grup, yaptıkları müzik rock ve İsveç folkunun müthiş bir füzyonu. Şarkıların Türk ezgileriyle olan benzerliklerine bakarak “Yoksa İsveçliler Türk mü ya da biz İsveçli miyiz?” demeyin, değiller, değilsiniz…
Gabriel Fauré, Sicilienne Op. 78 (1893)
Fauré’nin Sicilyalısı. Bu, çello için yazılmış olanı ama piyano için olanı da başka güzel…
Fruupp, Graveyard Epistle (Future Legends, 1973)
Kadri az bilinmiş müthiş gruplardan biri daha. 1973 tarihli Future Legends, yapılmış en iyi çıkış albümlerinden biri. 1973-75 arasında dört albüm yaptıktan sonra dağılan grubun daha ilk albümde bu kadar olgun bir sound yakalamış olmaları hayranlık uyandırıcı…
Jethro Tull, Sossity: You're a Woman (Benefit, 1970)
Benefit Jethro Tull’ın üçüncü albümü. Grubun erken döneminin son ürünü bu albüm, bundan sonra gelen Aqualung hem sound hem de müzisyenlik düzeyi olarak öncekilerden farklı olacak. Yine de grubun sevenleri arasında Benefit’in yeri bambaşka. Sossity de albümdeki güzel parçalardan biri, “başka” şarkılardan…
Hair, Hair (Hair OST, 1979)
1979’da Milos Forman tarafından sinemaya da uyarlanan 1967 tarihli Broadway müzikaliyle aynı adı taşıyor bu şarkı. Müzikaldeki diğer bütün parçalar gibi Galt MacDermot tarafından bestelenmiş. Oyunun/filmin bütün ruhunu özetleyen bir şarkı Hair. Bas gitarın (muhteşem Wilbur Bascomb) 40. saniyeden sonra zincirlerinden boşanmış bir hayvanmışcasına başlayan ve sonuna kadar durmayan koşusu müthiş…
Joni Mitchell, Banquet (For The Roses, 1972)
Benzersiz Joni Mitchell’in 1972 tarihli For The Roses albümünden, “başka” şarkılardan, her yılın çalma listesinde demirbaş…
Family, Spanish Tide (Fearless, 1971)
Ailenizin grubu Family’den, kimselere benzemeyen Roger Chapman söylüyor…
Alison Moyet, Je Crois Entendre Encore (Voice, 2004)
80’li yılların Yazoo ikilisinden Alison Moyet’in modernize ederek yorumladığı bir Bizet aryası, “İnci Avcıları” operasından. Moyet’in Yazoo sonrası gösterdiği gelişim inanılmaz, tabii ki bir operacı kadar geniş ses aralığına sahip değil ama tekniğiyle ve yorumuyla bu eksikliği haydi haydi kapatıyor, nefis…
Pell Mell, Frost of An Alien Darkness (Rhapsody, 1975)
1971’de Almanya’da kurulmuş bir senfonik rock grubu Pell Mell, kendi besteleri yanında sıklıkla klasik eserleri de yorumlamışlar. Frost of An Alien Darkness Franz List’in Macar Rapsodisi’nin bir yorumu, albümle aynı adı taşıyan üç bölümlük şarkının ilk parçası…
Gleb Kolyadin, Insight (Gleb Kolyadin, 2018)
Gleb Kolyadin genç bir virtüöz, iamthemorning’in piyanisti. 2018’de adıyla çıkardığı solo albüm, grubun “neo-klasik vokal indie pop” çizgisinden oldukça farklı, saf bir neo-prog. Porcupine Tree, Antimatter, Dream Theater gibi kalbur üstü grupların üyeleri de albümde ona eşlik ediyorlar. Tamamı nefis ama ben albümden bu yıl en çok Insight’ı dinledim, albüm versiyonunu değil ama, aşağıdaki prova kaydını...
Kingston Wall, You (Kingston Wall II, 1993)
90’ların kesinlikle en iyi rock albümlerinden biri. Kingston Wall bir power trio, yani solo gitar, bas gitar ve davuldan oluşan bir üçlü. Grubun esas oğlanı Petri Walli, kurucu da o zaten, olağanüstü bir yetenek. Grup 1992-94 arası üç albüm yaptıktan sonra Walli’nin kendini Helsinki’deki bir kilisenin kulesinden atarak yaşamına son vermesiyle dağılıyor. Walli’nin 26 yaşında çok erken sönen ışığı her Kingston Wall dinlediğimde içimi acıtıyor… Uriah Heep, Salisbury (Salisbury, 1971) Grubun ikinci albümünden, albümle aynı adı taşıyan 16 dakikalık bir hard/senfonik/prog rock başyapıtı. 24 kişilik bir yaylı ve nefesliler orkestrası da eşlik ediyor bu şarkıda. Bu yıl kaybettiğimiz Ken Hensley’in anısına… Prokofiev, Dance Of The Knights (Romeo and Juliet, 1935) Herhalde “Her an büyük ve kötü bir şey olabilir” duygusunu çok iyi aktardığı için 2020’de çok dinledim, yüksek tansiyonlu ve diken üstü geçen bir yıla çok uydu, umarım yeni yılda hiç dinlemem… Quella Vecchia Locanda, Un Giorno, un Amico (Il Tempo della Gioia, 1974) Muhteşem İtalyan gruplarından biri daha, sadece iki albümleri var ama ne albümler! Klasik, prog ve cazın benzersiz bir harmanı. Her türlü övgüyü hakediyor, fevkalbeşer… Renaissance, Ocean Gypsy (Scheherazade and Other Stories, 1975) En sevdiğim topluluklardan. Muhteşem Scheherazade and Other Stories albümünü temsilen seçtim bu parçayı, yoksa başlayınca sonuna kadar dinlediğim albümlerden. İşte beş oktava ulaşan olağanüstü sesiyle Annie Haslam … CSN, Cathedral (CSN, 1977) Crosby, Stills ve Nash’in, Young’sız yaptıkları CSN albümünden. Graham Nash bu şarkıyı “yüksek”ken Winchester Katedrali’ne yaptığı bir ziyaretten esinlenerek yazmış. Vokalin gelmiş geçmiş en başarılı gruplarından biri, epik bir şarkı… Fever Tree, Imitation Situation (Creation, 1970) 60’ların kısa ömürlü Amerikan saykedelik rock gruplarından. Bu şarkıya neden bu kadar düşkün olduğumu hiç bilmiyorum, Dennis Keller’ın nazal, buğulu vokaliyle köşeli ritmlerin uyumu belki de nedeni, yoksa enstrümanların performansları lise orkestralarından biraz hallice. Bir süre dinlemeyince özlediğim şarkılardan… Avishai Cohen Trio, Eleven Wives (Gently Disturbed, 2008) Albümün yapıldığı dönemde Avishai Cohen (kontrbas), Shai Maestro (piyano) ve Mark Guiliana’dan (davul) oluşan üçlünün yaptıkları müziği etnik caz ve trip-hop’un özgün bir bileşimi olarak nitelendirmek herhalde yanlış olmaz. Hepsi olağanüstü müzisyenler. Cohen zaten trio öncesinde de tanınan bir müzisyen(miş) ama diğerleri de, özellikle davulda Mark Guiliana, büyük yetenekler… Traffic, Glad (John Barleycorn Must Die, 1970) Traffic’in -bence- en iyi albümünden. Önce Steve Winwood’un solo çalışması olarak planlanan albüm, eski Traffic üyeleri Chris Wood, Jim Capaldi ile eski Family/Blind Faith üyesi Ric Grech’in katkıları nedeniyle Traffic albümü olarak piyasaya sürülmüş. Glad de stüdyoda değil sanki jam session’da kaydedilmiş bir parça gibi, bendine sığamayıp taşan coşkun bir şarkı, her yılın listesinde… Esperanto, Eleanor Rigby (Last Tango, 1975 ) Esperanto Belçikalı, İngiliz ve İtalyan müzisyenlerden kurulu kısa ömürlü bir grup, 1973-75 arası üç albüm yapmışlar. Yaptıkları müzik de bir karışım, “senfonik pop-rock” dersek herhalde yanlış olmaz. Son çıkardıkları “Last Tango” en olgun albümleri, albümü temsilen Beatles bestesi Eleanor Rigby’yi koydum, yoksa bütün albüm güzel… The Talking Bugs, Broken Sword (View Of A Nonsense, 2013) Genç –ve tembel- İtalyan müzisyenlerden kurulu bir Akdeniz “indie folk” grubu. Sadece bir albümleri var ama ne albüm! Albümdeki her şarkı aynı hüzün ve kırılganlıkla tığ gibi işlenmiş. Şarkılar hüzünlü ancak depresif değiller, hatta zaten hüzünlüyseniz teselli edici bir sihre de sahipler. Bu albümden beri yenisini çıkarmalarını bekliyoruz ama anlaşılan daha çok bekleriz…