Pelin Batu
Kadınlar vardır, kadınlar…
31 Mart seçimleri pek çoğumuzdaki umut ve yaşama sevincini bahar gibi yeşertti. Benim için en heyecan verici kısmı ise başarılı, çalışkan kadınların seçilmesi oldu. Kadın belediye başkanları ve muhtarlar adına da heyecanlıyım çünkü büyük bir enkazla karşı karşıyayız. Şimdi daha çok çalışmaları, yapılan yanlışları düzeltip nasıl bir fark yaratacaklarını gösterme şansları var.
İnanıyorum ki memleketini seven, onun için dürüstçe çalışıp işi liyakatli kişilere teslim eden bir yönetim olduğu sürece yapılan haksızlıklar ve türlü hırsızlıkların önüne geçilecek ve hayatlarımız güzelleşecektir. Çünkü hakettiğimiz gibi yaşamak bir lüks değildir.
Çok büyük bir sınav onları bekliyor. İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde bizleri gururlandıracaklar ve ülkedeki pek çok şeyin önünü açacaklar, tıpkı onlardan evvel gelen kadın muhtarların ve belediye başkanlarının yaptığı gibi. Bu bağlamda bugün sizleri Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki seçimlere götürüp bazı müstesna kadınlarla tanıştırmak istiyorum.
Ülkemizde kadınlar ilk kez 1930’da çıkarılan Belediye Yasasıyla Eylül 1930’dan itibaren belediye seçimlerine katılıp oy kullanmaya hak kazandılar.
İLK KADIN BAŞKAN
Ülkemizde ilk kez bir kadın belediye başkanı seçilen Artvin Yusufeli’nden Sadiye Hanım oldu. Karadenizli kadınların gücünü ve dirayetini bilenler belki de ilk kadın belediye başkanının Artvin’den çıktığına şaşırmazlar. Gel gör ki Sadiye Hanım’dan sonra buradan bir kadın belediye başkanı çıkmamıştır. 1897 yılında İstanbul’da doğan Sadiye Hanım, iki sene boyunca belediye başkanlığı yapmıştır. Sadiye Hanım ailede siyasete atılan tek kadın da değildi. Belediye başkanlığı yaptığı dönemde teyzesinin kızı olan Trablusgarp ve Kosova valiliklerini yapmış olan Hafız Mehmet Paşa’nın kızı Mediha Hanım belediye meclisi üyesi olan ilk kadınlardan biri olmuştur.
İLK KADIN MUHTAR
26 Ekim 1933 yılında çıkarılan kadınların köy muhtarlıkları ve heyetlerine seçilme kanununun çıkartılmasıyla kadınlar muhtar olarak seçilme hakkına erişmiştir. Kaynaklar bize ilk kadın muhtarımızın Aydın’ın Çine İlçesindeki Karpuzlu Bucağından Gül Esin olduğunu söylüyor. Yerel gazeteler 500 oyla seçilen yeni muhtarın ahali tarafından büyük bir sevinçle kucaklandığını gösteriyor. Esin, görev yaptığı iki sene boyunca çok acayip şeyler yapar. Mesela ilk yaptığı şeylerden biri kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklamaktır. Köy işlerinin kahvehanelerde değil herkesin toplanacağı bir yerde olması gerektiğini düşünen Gül Esin, köyünün de onayını alarak bir “köy odası” inşa ettirmeye karar verir. Bunun için köylünün ürünlerini satarak bütçe elde eden Karpuzlular, herkesin ortak kullanacağı bir köy odası inşa ederler. Dayanışmanın en güzel örneklerinden birini teşkil eden bu kararla ortak bir toplantı alanı elde etmişlerdir.
Peki burada neler mi yapılmıştır?
Gül Esin zamanında pek çok ailenin hayatını zorlaştıran “kız-kaçırma” âdetini sonlandırmak için gençlerle ve aileleriyle toplantılar düzenlemiş, gençler adına ailelerine karşı bir nevi avukatlık ve sözcülük yapmıştır. Eğitime ehemmiyet veren bir muhtar olarak kız çocuklarının okutulması için kapı kapı dolaşmıştır. Ayrıca, köyünün çok ihtiyacı olan yol ve köprü de yaptırmıştır. Belki evi yanmasa bugün Atatürk’ün mektupları üzerinden başka bir biyografi inşa edebilirdik ama Gül Esin’in de diğer “Kara Fatma” kahramanlarımız gibi hayatının ilerisinde unutulduğunu, bu konuda da serzenişte bulunduğunu üzülerek eklemek durumundayım.
Bu kadınların hayatını kaleme almak isteyenler türlü zorluklarla karşılaşır. Bizlerin ne kadar kolay unuttuğunu, çoğumuzun hürmet duymanın ötesine geçemediğini görür.
KADINLARIN TOPLU YÜRÜYÜŞÜ
Milletvekilliği seçimlerine gelince... 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 vekilin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanununda değişiklik önergesi büyük bir çoğunlukla kabul edilmiş, kadınlarımız 5 Aralık 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur. Bu zaferi kutlamak için Türk Kadınlar Birliği iki gün sonra Beyazıt Meydanı’nda büyük bir miting düzenlemiş, ardından da Beyazıt’tan Taksim’e kadar yürümüşlerdir. İnsanların coşkuyla toplu yürüyüşlere katılmasını kıskanacağımı, hem de Nazilerin hortladığı 1930’lu yıllara öyküneceğimi hiç düşünmezdim... Heyhat! Her şeyin yasak olduğu, sevinmeye bile korkar olduğumuz, acaba arkasında büyük bir hezimet/hayal kırıklığı mı gelecek endişesi, içimin pır pır ettiği işbu günlerde bile gitmiyor!
İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ
Konumuza dönecek olursak, bu hakları elde ettikten bir yıl sonra TBMM 5. dönem genel seçimleri 8 Şubat 1935 yılında gerçekleşmiş, önce 17 kadın vekilimiz ardından ara seçimlerle bir kadın vekilimiz de eklenerek, o tarihlerdeki pek çok ülkeden daha evvel bu hakkı kadınlarımıza kazandırmıştır.
Kadın vekillerimizin heyecanı ve gururu kürsüden yaptıkları konuşmalarından meclis zabıtlarına yansımaktadır.
Örnek verecek olursak, kız çocuklarının eğitimi için didinmiş olan Erzurum Milletvekili Nakiye Elgün’ün tutanaklardan okuyabileceğimiz konuşmasına bakalım:
“Bize bu güzel günleri ve bu güzel anları yaşatmış olan, ta ilk gününden beri bize rehberlik eden, önderlik eden Ulu Gazimiz Atatürk... Affınızı istirham ederim. Çünkü şu anda dünyada belki pek nadir olarak hissedilebilecek heyecan duyanlardan biriyim. Onun için affınızı istirham ederim.”
Bu konuşmadan okuduğumuz, ilk kadın vekillerimizden Nakiye Hanım’ın duyduğu müthiş heyecandır. Tutanaklardan öğrendiğimiz üzere bu konuşmanın ardından mecliste “Bravo” sesleri yükselmiştir.
Bu zabıtları okurken gözleriniz nemlenebilir çünkü aynı esnada Fransa, İtalya, İspanya gibi Katolik ülkelerde kadınların bu haklardan mahrum edildiği, bizim kadınlarımızın ise nasıl büyük bir kıvançla bu işi üstlendiklerini görüyoruz.
Bu yıllarda Simone de Beauvoir gibi muhteşem feministlerin yazdıklarını okuyup daha bir minnet duyuyorum, zira onların arzularını teoriden pratiğe geçiren bizim meclisimiz olmuş.
DEVAMI GELMEDİ, YÜZDE 5’İ GEÇMEDİ
Mamafih, bu gururun devamının gelmediğini, 7 Mart 1935’ten 2007 yılına kadar yani 72 yıl boyunca kadın milletvekili oranının yüzde 5’i geçemediğini de eklemek gerek. Şu parantezi de açmadan edemeyeceğim:
Kadın olmasına rağmen patriarkinin sözcüsü gibi davranan, kadınlara hak kazandırmak bir tarafa muktedirin kuklası gibi parmak kaldıran “kadın” vekilseniz, kadın olmanız ne yazar? Dolayısıyla nicelikle birlikte nitelik de önemli tabii.
İLHAM VEREN KADINLAR
Günümüze dönecek olursak, 31 Mart seçimlerinde 81 kentte yaşayan bizler 11 tane kadın belediye başkanı seçtik. 922 ilçenin 61’inde kadın belediye başkanımız var artık. Büyükşehir olan Aydın, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep ve Tekirdağ’ın kadın belediye başkanları var. Afyon, Ağrı, Batman, Bilecik, Edirne ve Siirt’te de kadın başkanlar seçilmiş bulunmakta.
Sizi bilmem ama bu bana çok ilham veriyor.
Kayırma olarak okunmasın ama yıllarca Üsküdar’da yaşadığım için Üsküdar’da çok başarılı bulduğum Sinem Dedetaş’ın seçilmesi beni uçuruyor!
Biliyorum ki mücadeleleri hiç adil ve kolay olmadı.
Bundan sonrası da olmayacak. Ama vekillerimiz ve belediye meclisi üyelerimiz bilsinler ki yalnız değiller.
Ve yaptıkları her icraat arkalarından gelen nice kız çocuğunu yüreklendirecek, bizler için daha iyi bir geleceği inşa edecekler.
Makberi zamanlarda bile, Pandora’nın Kutusu’ndan onca illet fışkırırken haklı mücadelenin nasıl meyve verdiğini gösterdiğiniz için müteşekkiriz.