Mehmet Yaşin
Bayram tatiliniz lezzetli olsun!
Yalancı veya gerçek bahar. Hangisi olduğu fark etmez. Ben gökyüzüne, kuşların sesine inanırım. Gökyüzü uzun bir süredir masmavi. Pamuk pamuk bahar bulutları uçuşup duruyor. Serçelerin sesi de yükseldi. Saka kuşları da cıvıl cıvıl ötmeye başladı. Erik ağaçları buket buket çiçek açtı.
Bahar demek, erguvanların ebruli çiçekler açması, katırtırnaklarının tepeleri sarıya boyaması, mor sümbüllerin salkım saçak sarkması demektir. Hepsi tüm güzelliklerini sergilemeye başladı.
Bu mevsimde kurulan pazar yerlerine bayılırım. Özellikle güney kasabalarındaki pazarları. Sakin, taze ve ucuz olurlar. Tezgahlarda baharın tüm lezzetleri sergilenir. Ebegümeci, radika, kaz ayağı, turp otu, su otu, çiğdem, çıtır çıtır ıspanaklar, dikenli şevketi bostan, zümrüt yeşili pazı yaprakları... Bunları fileme doldururken, nasıl haşlayacağımı, üstlerine zeytinyağlı, sarımsaklı, limonlu soslar dökeceğimi, bu lezzetlerle bir duble de rakı içeceğimi düşünüp heyecanlanırım.
İçime yaşam sevinci dolar.
Sizin baharla aranız nasıl? Bugünlerde doğaya çıkıp toprak ananın yüreğinin telaş telaş çarptığını hiç dinlediniz mi? Kırlardaki çiçeklerin en güzel zamanı olduğunu aklınızdan geçirdiniz mi? O güzellik ki insanın aklını başından alır, insana şiir yazdırır. İnsan baharda her şeye sevdalanır: Beyaz bulutların oynaştığı masmavi gökyüzüne, laleye, sümbüle, gelinciğe, papatyaya… Daha çok sever, daha çok coşarız bu mevsimde. Bahar insana kendini tüyden de hafif hissettirir, çiçek kokulu rüzgarların önüne katıp masal diyarlarına uçurur. Sonra Nâzım gibi gökyüzüne doğru haykırtır insanı:
“Bahar geldi bahar geldi bahar/ bahar geldi ulan/ tomurcuklandı içimdeki kan”.
Ben baharı çok severim. Her şeye sebepsiz sevinirim. Karşı damdan görünen güneş parçasına, serçelerin cıvıltısına, çingene kadınların köşe başlarına yığdıkları bahar çiçeklerine, şarkıların her türlüsüne, beyaz martıların süzülmesine, daha birçok şeye sebepsiz sevinirim.
Bahar renkli olduğu kadar da lezzetlidir. Sözün özüne gelirsek, baharda pişen yemekler insanın damağını çatlatacak kadar lezzetli olur. Onun için size bu hafta lezzetli rotalar önereceğim.
Bahar lezzetlerinin peşinde
Oğlak kebabının tam zamanı
Baharda, Trakya’ya renkli halılar serilir, hâkim renk yeşildir. Trakya denince akla hemen köfte gelir ama bu mevsimde oğlak tandırın da lezzeti damakları şaşırtır. Köfte her köşede ayrı biçimde pişer. Keşan civarında satır köftesi, Tekirdağ civarında klasik köfte... Neredeyse her kasabanın kendine özgü bir köftesi vardır. Hepsi de birbirinden lezzetlidir. Hele bahar kuzusunun etiyle yapılan köftelere hiç doyum olmaz.
Fırında oğlak yemek istiyorsanız, Karadeniz’e yakın köylere doğru direksiyon kırmanız gerekir. Buradaki kır lokantalarının çoğu oğlak kebabını çok lezzetli yaparlar. Oğlağın tam zamanıdır. Oğlak pişiren lokantaları bulmakta hiç güçlük çekmezsiniz. Çünkü fırından çıkan kokular tüm çevreyi kaplar, insanın ağzını sulandırır. O kokuları izlediğinizde, kendinizi lokantanın kapısında bulursunuz. Oğlağın tadı baharda çıkar. Onun için acele etmenizi öneririm.
Trakyalılar ayrıca çok lezzetli sucuk yaparlar. Hemen her kasabın kendi sucuğu vardır. Sucuk seviyorsanız, bu kasaplardan birinden birkaç kangal almanızı öneririm. Buraya kadar gelmişken, peynir helvasının tadına bakmadan gitmek olmaz. Bu helvayı Trakya’da her yerde bulmanız mümkün. Helvanın üstüne bir top kaymaklı dondurma koyarsanız, damağınızı bayram yerine çevirmiş olursunuz.
Mezeler yarışıyor
Baharın gözdesi Ayvalık'ta size önereceğim adreslerin çoğu Cunda Adası'ndadır. Buranın sahiline sıralanmış restoranlar, birbirleriyle meze çeşidi yarıştırırlar. İnsan hangisini yiyeceğini şaşırır. Hele bahar yeşillikleriyle yapılan mezelerin hepsi çok lezzetli ve tazedir. Kuzey Ege’de diğer önemli bir uğrak yeri de Eski Foça’dır. Deniz kıyısındaki eski taş konakları, şirin dar sokakları, lacivert denizi, pitoresk limanı ile Ege'nin bu şirin ilçesi, sizi kendine mutlaka âşık edecektir. Burada, limanın çevresindeki tüm restoranlar lezzetli yemekler sunarlar.
Bahar sebzeleri testiye girince
Eğer Kapadokya’ya gidecekseniz, bir masalın içinde dolaşacağınızdan emin olabilirsiniz. Yüzyıllar öncesinde yapılan kiliseler, manastırlar, evler, yer altı şehirleri insanı şaşkına çevirir. Burada size, baharın lezzetli sebzeleri ve kuzu etiyle testi kebabını, Niğde’nin ünlü tavasını, kuru fasulyesini öneririm. Çünkü bu yemekler, bahar kuzularının etiyle yapıldığı için diğer mevsimlerden biraz daha lezzetli olurlar. Buraya kadar gelmişken, yine kuzu etiyle yapılan söğürmenin tadına bakmalısınız.
Balık koydum tavaya
Eğer yolunuz Batı Karadeniz’e doğruysa, kendinize dikkat etmeniz gerekir. Çünkü bu güzergahta yemek çeşidi oldukça boldur. Bu yolculukta ilk lezzet durağı, Adapazarı'ndaki Meşhur Köfteci Mustafa olacaktır. Burada yiyeceğiniz ıslama köftenin baharla hiçbir bağlantısı yoktur ama lezzeti insanın aklını başından alır. Akçakoca’da ise Karadeniz’in lezzetli mezgitleri, tekirleri tavanın içinde sabırsızlıkla sizleri beklemektedir. Ayrıca bahar aylarının sebzesi ‘mancar’la çok lezzetli yemekler pişirirler. Karadeniz Ereğlisi’nde, bahar yemekleri arayacağım diye zaman harcamayın. Çünkü Pideci Hasan'da yiyeceğiniz pidelerin tadı tüm bahar yemeklerinin pabucunu dama attıracaktır. Bu pidelerin lezzetini uzun süre unutmayacaksınız. Karadeniz'in cennet mekanlarından biri olan Amasra, özel tavalarda kızaran mezgitleri, tekirleri ve salatası ile ünlüdür. Baharda bu ünlü salata tam sekiz katlı olur. Çünkü bu mevsimde salata için kullanılacak sebze sayısı çok artar.
Kebabın yanındaki yeşil süsler
Akdeniz’e gidecek olanlara da dikkatli olmalarını önereceğim. Çünkü yemekler çok lezzetli. İnsan burada kendini tutamıyor. Yolculuğa Adana'dan başlayacak olursak, tabii ki karnınız acıkınca hemen kebapçı aramaya koyulursunuz. Çünkü Adana demek kebap demek. Onun için adım başı bir kebapçı bulmak mümkün. Hepsinin de çok lezzetli olduğundan emin olabilirsiniz. Hele bu mevsimde masanızın bir sebze bahçesine döneceğinden şüpheniz olmasın. Bu mevsimde çevrede yetişen tüm yeşillikler kebaba eşlik eder. Mersin, Tarsus, İskenderun ve Hatay’da bahar yemekleri arayarak vakit geçirmeyin. Buradaki yemekler yılın her mevsiminde çok lezzetlidir.
Ege pazarları okul gibi
Ege’ye doğru yolculuk edeceklere, baharın tüm lezzetleriyle kucaklaşacaklarını müjdeleyebilirim. Çünkü Ege, baharda coşar, tarlalardan, bahçelerden lezzet fışkırır. Lokantaların menüleri baştan aşağı değişir. Zeytinyağı ile tatlandırılmış otlar art arda sıralanır: Enginar, kaz ayağı, turp otu, cibes, deniz börülcesi, taze bakla, arapsaçı, şevketi bostan, sarmaşık otu, kuşkonmaz ve adını bilmediğim daha nice otlar.
Alaçatı’ya giderseniz, bu mevsimin otlarıyla yapılmış böreği yemenizi öneririm. Hele yanında koyun yoğurdu ile yapılmış buz gibi ayran varsa, bir ziyafetin tam ortasına düşmüşsünüz demektir. Aklınızda bulunsun koyun yoğurdunun tam zamanıdır. Nisan sonunda başlar, haziran sonunda tükenir. Buralara gelince hem Urla hem de Alaçatı pazarlarına uğramayı aman ihmal etmeyin. Çünkü bu pazarlarda ot bilginizi artırır, Ege’nin ot cenneti olduğunu gözlerinizle görürsünüz.
BAHARIN İLK SABAHLARI
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar,
Bağıra çağıra düşerim yollara,
Döner döner durur başım havalarda.
Sanırım ki günler hep güzel gidecek,
Her sabah böyle bahar,
Ne iş güç gelir aklıma ne yoksulluğum.
Derim ki: “Sıkıntılar duradursun!”
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.
ORHAN VELİ KANIK