Alaaddin Dinçer
Yükseköğrenimi kazanmak, okumak ve bitirmek yetmemekte!
Son yıllarda açılan yükseköğrenim kurum sayısı 200’ü geçerken (208) okuyan öğrenci sayısı örgün, açık ve uzaktan öğretimde 7 milyonun üzerinde. (7 milyon 81 bin 289) 2023-24 yükseköğrenim yılında örgün yükseköğretimin lisans ve ön lisans programlarına yeni kayıt yaptıranların sayısı 981 bin 509 olurken, örgün yükseköğretimde okuyan öğrencilerin toplam sayısı ise 3 milyon 658 bin 784 oldu. Üniversite bitirenlerin sayısı hızla artarken, mezunların iş bulma olanakları bu sayıya paralel artmamakta. Ülke genelindeki tüm işsizlerin yaklaşık üçte birini üniversite diplomalılar oluşturmakta. 8-9 Haziran 2024 tarihinde yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) 3 milyon 120 bin 878 aday başvurdu. Başvuru yapmasına rağmen son beş yılda sınava girmeyenlerin oranı sürekli artış göstermekte. Son beş yıl verilerine göre, 2023 yılında adaylardan yüzde 15,07’si, 2022’de yüzde 6,98’i, 2021’de yüzde 6,77’si,2020’de yüzde 5,30’u, 2019’da yüzde 4,95’i sınava girmedi.
Türkiye'de eğitim veren üniversite sayısı 129'u devlet, 75'i vakıf ve 4'ü vakıf MYÖ olmak üzere toplam 208 oldu. 2002 yılında 73 olan üniversite sayısı 2012’de 184’e, öğrenci sayısı 1,7 milyondan 4,1 milyona ulaşmıştı. Buna göre son 22 yılda üniversite sayısı 2,85 kat, üniversite öğrenci sayısı 4,16 kat arttı. Üniversite bitirenlerin sayısındaki hızlı artışa karşılık, beyaz yakalı istihdamının buna paralel artmaması, yüksek öğrenimli işsiz sayısını hızla büyüttü. 3 milyon 533 bin işsizin ise yüzde 32,7 oranındaki bölümünün üniversite diplomalı olduğu görülmekte. Ülke genelindeki tüm işsizlerin içinde yükseköğretim diplomalı işsizler 1 milyon 155 bin kişi ile bütün işsizlerin yaklaşık üçte birine karşılık gelmekte.
2002 yılında yaklaşık 9 işsizden, 2012 yılında ise 5 işsizden birini yüksek öğrenimliler oluştururken, TÜİK’in açıkladığı son (2022) veriler artık her 3 işsizden birinin üniversite diplomalı olduğunu göstermektedir. Üniversite bitirmiş işsizlerin sayısı 2002 yılında 306 bin, 2012 yılında ise 590 bin kişi düzeyinde bulunuyordu. TÜİK Verilerinde mezun olunan bölümler bazında bakıldığında en yüksek işsizlik oranının yaşandığı alanların başında sosyal hizmetlerle ilgili bölüm mezunları gelmekte. Bunu sanat, gazetecilik, iş sağlığı ve ulaştırma, mimarlık ve inşaat, bilişim ve iletişim teknolojileri alanları izliyor. En az işsizlik yaşayanlar ise güvenlik hizmetleri, matematik ve istatistik ve hukuk.
TÜİK’in 2022 son çeyrek verilerine göre ülke genelinde 15-24 yaş grubundaki 11 milyon 909 bin genç nüfusun 2 milyon 682 bini (yüzde 22,52) ne çalışmakta ne de okumakta. Ne eğitimde ne de istihdam da olmayanların en büyük bölümünü 1 milyon 11 bin kişi ile lise altı eğitimliler oluşturmakta. Ne çalışan ne de okuyan gençlerin 600 binini düz lise, 478 binini mesleki ve teknik lise mezunları oluştururken, bu kategoride yükseköğrenim görmüş 469 bin genç de bulunmakta. Çalışmayan ve okumayan gençlerin 123 bininin ise okuryazar olmadığı dikkati çekmekte. OECD verilerine göre Türkiye eğitimde ve istihdamda olmayan genç nüfus oranında Güney Afrika ve Brezilya ile birlikte ilk üçte yer almakta.
Sonuç olarak, YKS’yi kazanarak bir örgün yükseköğrenim programına yerleşenlerin oranı 2023 yılında yüzde 42,79 oldu. Adayların yaklaşık yüzde 57’si herhangi bir örgün yükseköğrenim programına yerleşmedi. Türkiye’nin eğitim sistemi engelli koşu pistine benzemekte. Her aşaması çocuk ve gençlerin akranlarıyla yarışmaya odaklanmış. Sistem olabildiğince sınıfsal ayrımlara dayanan adaletsizlik ve eşitsizlikler barındırmakta. YKS sonuçlarına göre bir yükseköğrenim programına yerleşmek için yeterli puanı almak oldukça zor ve maliyetli olan bir hazırlık süreci gerektirmekte. Ebeveynler ve çocuklar daha ilkokul sıralarından başlayarak bu sürece hazırlanmakta sonucu ekonomik ve sosyal güç belirlemekte. Ayrıca yükseköğrenimi kazanmak, okumak ve diploma almak yetmemekte, bir istihdam olanağı bulabilmek için farklı sertifikalar almak ve objektif olmayan başka engelleri de aşmak gerekmekte.