Nuray Babacan
Valiye fırça atan danışman...
İktidar partisi yönetimi, “Nerede hata yaptık?” kampına hazırlanırken, buraya sunulacak rapor için nabız yoklamaya devam ediyor. Devlet yönetiminde beklenen adımları atamayan AKP yönetimi, kendi iç sorunlarına döndü. Yapılan toplantılar, Cumhurbaşkanlığı danışmanlarına yönelik tepkilerin, kamu sınavlarındaki mülakatlar ve hastanelerdeki randevu sistemine yönelik şikayetlerin arttığını gösterdi. Kemer sıkma politikasının kendilerine zarar vereceğini düşünenler de az değil.
SORUNLAR BİTMİYOR
Parti yönetiminin yaptırdığı anketin ardından SETA’ya, tüm adayları, milletvekillerini ve il yönetimlerini kapsayan farklı bir çalışmanın talimatı verildi. Partinin düşünce kulübü olarak çalışan SETA, Türkiye genelinde tüm AKP yöneticilerini arayarak, il düzeyinde ve Türkiye genelinde yapılan yanlışların raporunu kampa sunacak. Bu iki çalışmaya, bir de grup yönetiminin milletvekilleriyle yaptıkları sohbet toplantıları dahil oldu. Ortaya çıkan şikayetler ve sorunlar, durumun hiç de iç açıcı olmadığı gösterdi.
DANIŞMAN SORUNU
Öncelikle, parti içi her sohbetin konusu olan Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın tasarruf önlemlerinin dışında kalmasının yanı sıra hiçbir üretimi olmadığı öne sürülen danışmanlarının sayısının azaltılması, saraydaki kurulların işlevinin tartışılması gerektiğini düşünen çok kişi var. Partinin meclis grubu ve genel merkez politikalarına aykırı açıklamalar yapan, hatta zaman zaman tartışmaya giren isimlerin ayıklanması isteniyor.
KIZDIRAN TARTIŞMA
Özellikle son günlerde yaşanan bir olay, sayıları 45 civarında olan danışmanları yeniden hedef yaptı. Hepsinin kartvizitinde “Cumhurbaşkanı Danışmanı” yazan ve sanki “tek ve yeganeymiş” gibi muamele görmeyi isteyen bu danışman ordusundan biri, protokol krizine imza atmış. Bir kadın danışman, bir ilde katıldığı toplantıda, valinin yanına giderek, “Benim yerim sizin yanınız olmalıydı. Ben cumhurbaşkanlığını temsi ediyorum” diye oturtulduğu yere itiraz edip, valiyle tartışmış. Vali, bu konuyu cumhurbaşkanlığına taşıdığında kendisine “Boş verin yerini beğenmiyorsa çeksin gitsin” yanıtını almış…
VEKİLLER DERTLİ
Daha önce AKP milletvekillerinin, devlette yaratılan bu yapay kadrolar nedeniyle “Adam yerine konulmadıkları” şikayetlerinde bulunduklarını yazmıştık. Partiyi, “Kamuoyunda ve medyada biz temsil edelim” dediklerini aktarmıştık geçen hafta. Vekiller, son toplantılarda seçim bölgelerinde önlerine çıkan en önemli sorunları aktarmışlar. Hayat pahalılığı, emeklilerin ve dar gelirlilerin durumu ilk sırada olmasına karşın kamuya alımlarda mülakatların kaldırılmaması, sağlık sisteminde yaşanan sıkıntılar, hastanelerde randevu alma güçlüğü gibi birçok sorunu Ankara’ya aktardıklarını öğrendik.
KRİZ BİZİ VURURSA?
Parti kurmayları arasında uygulanacak kemer sıkma politikasının ekonomik durgunluğu artıracağı endişesi taşıyanlar olduğunu da söyleyeyim. Kamu alımlarının durmasının birçok sektörün bundan olumsuz etkilenmesi sonucunu doğuracağını, küçük işletmelerin kapanma noktasına geleceğini, bunun da işsizliği artıracağını anlatanlar var. Konut sektöründeki durgunluğun giderilmesi için farklı bir sistem geliştirilmesi gerektiği, aksi durumda birçok sektörün zincirleme etkileneceği yorumları yapılıyor. Uygulanan politikaların daha fazla mağduriyet yaratacağı endişesi çökmüş gibi.
UMUT VAR MI?
Bütün bunlardan, tüm kamuoyunu ilgilendiren büyük adımlar atmakta zorluk çeken iktidar partisinin, kendi kapısının önünü süpürmek ve evine çeki düzen vermek için uğraştığı anlaşılıyor. Zihniyetin değişeceğine ilişkin umutlu olanların sayısının az olduğunu belirtelim. Şimdi AKP yönetimi, kamuoyunda, “Farkındayız, gereği yapılacak” hissini yaratmaya çalışıyor. Hatta yeni dönemin sloganı da bu olacak. Ancak, “Somut hangi adımları atacaksınız?” sorusuna yanıt verebilen yok…