Nuray Babacan
Şimşek’in zor sınavı
Türkiye’nin son yıllarda içinde olduğu ekonomik girdap, emekliler ve dar gelirliler için çekilmez hale gelirken, ekonomi yönetiminin zamanı daralıyor. 10 ay arayla yapılan iki seçim, sert kemer sıkma politikalarını ertelemek için “bahane” olduysa da artık deniz bitti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in parti yönetimine anlattığı yeni dönem kararları ilginç. Bunlar uygulanabilir mi? Sonuçları ne olacak? Hep birlikte göreceğiz…
Seçim süresince, AKP’ye avantaj sağlayacak vaatlerin hayata geçirilmesinin önündeki engel olarak görülen Mehmet Şimşek, önce partinin üst yönetimine, sonra da partinin MYK’sına derdini anlattı. Sadece derdini anlatmakla, kalmadı dert de dinledi. Çünkü yaşanan başarısızlıktan kötü yönetimi değil, “seçim rüşveti” verilmemesini sorumlu tutanlar oldu. Asıl “perde arkası” bilgilerle başlayıp, bakan Şimşek’in sıraladığı “kemer sıkma” politikaları ile devam edelim.
Maaş artışının etkisi
Edindiğimiz bilgiye göre, bu toplantılarda Şimşek maaş artışları ve emeklilerle ilgili neden düzenleme yapılmadığıyla ilgili soruların muhatabı oldu. Verdiği yanıtlar ilginç:
“Seçim sonuçlarında sadece ekonomi etkili değil. Örneğin memura çok iyi zam verdik ama karşılığı olmadı. Ankara örneği ortada. Memur şehri 1,5 milyon memur var ama Mansur Yavaş yüzde 60 oyla kazandı…”
Saptaması haksız değil. AKP’nin ilçeler dahil tüm şehirdeki oy toplamı bir milyon 48…
Niye emekliye vermedik?
Diğer bir saptaması ise emeklilere yönelik düzenlemeyle ilgili. Bakan Şimşek’in MYK üyeleri, emekliler için neden gerekli adımların atılamadığı sorulduğunda, “Bunu yapmak için Türkiye’nin yurtdışından yüzde 50’den fazla faizle borçlanması gerekecekti. Böyle yaparsak gelecek nesilleri ipotek altına alacaktık. Buna izin veremezdik” dediği iddia ediliyor.
Planını anlattı
O nedenle artık Şimşek’in mazereti kalmadı. Özellikle kamu maliyesi açısından uygulayacağı politikalar konusunda önünde engel yok. Bakalım, bakanlıklar, bürokrasi en önemlisi de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na bu tasarruf önlemlerini uygulatabilecek mi?
Kamu ihalelerine mercek
Sorunun sadece tasarrufla yönetilemeyeceğini anlaşılmış olmalılar ki, DMO alımları ve kamu ihalelerinin de mercek altına alınacağı belirtiliyor. Asıl kayıp ve kaçağın orada olduğu geç de olsa anlaşılmış. Kayırılan şirketler, delinen ihale kuralları ve yüksek maliyetlerle yapılan alımlar, AKP kulislerinde bile konuşuluyor…
Kemer sıkma zamanı
Konuya, Şimşek’in parti yönetimine aktardığı ekonomi planıyla devam edelim:
“Kamuda tasarruf konusundan taviz vermeyeceğiz. Bugünden itibaren bir kuruş bütçe dışı ödenek verilmeyecek. Her kurum, bakanlık ve belediyeler, bütçelerinde öngörülen sınırların dışına çıkamayacak. Sadece fiziki gerçekleşmesi yüzde 60-70’in üzerinde olan yatırımlara ödenek verilecek. Bunun dışındakiler bekleyecek.
Alımlara kontrol
Yeni kamu binası alınmasına kesinlikle izin verilmeyecek. Bu konuda gelecek ödenek talepleri reddedilecek. Kamudaki servis hizmetine sınırlama getirilecek. Kamuda araç tasarrufu en çok önem verdiğimiz konulardan biri. Kiralama veya yeni araç alımında çok katı kurallar var. ‘Öncelikle ellerindeki mevcut araçları satın, yerine o zaman yenisini alın’ diyoruz. Toplantılar, seminer ve konferansları her kurum kendi binası içinde kendi bulunduğu yerde yapacak. Zorunlu yurt dışındaki organizasyonlara da personel sınırı olacak…”
Kapsam dışı olanlar
Bakanın tasarruf dışında tuttuğu konuları, “Tarımsal üretim, demiryolları liman gibi nitelikli yatırımlar ile baraj gibi sulama yatırımları” olarak sıraladığını duyduk. Tarımsal destekler de kesinti kapsamında değil.
Savunmaya mercek
Toplantıda ayrıca savunma alımlarındaki fiyatların çok yüksek olduğundan şikayet edildiğini de aktaralım. Bu alandaki alımların incelenmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Kamu maliyetini artıran en önemli başlıklardan biri bu olduğunu göre, rekabet esas alınarak tüm savunma şirketleri sürecin içine dahil ediliyor mu acaba?