Mehmet Şandır
Rüzgar eken fırtına biçer
Bence; Atalar çok güzel söylemiş.
Sözün Özü; “Vesayet odaklarını bitireceğim” diyerek iktidar olan AKP, bizzat kendisi, Devlet ve milli irade üzerinde bir vesayet odağı haline geldi. 22 yıldan bu yana Devleti tek başına yönetiyor ve “milli irade” bir şekilde ona emanet…
Her dönemde yeni bir yol arkadaşı edinerek bunu yapıyor; Vesayet ortağının biri gidiyor biri geliyor. Gidişler sancılı gelişler bir tuhaf(!) oluyor!
Sonuçta AKP, toplumu bir “korku tüneli” içinde yaşatıyor!
Geçen hafta yaşadıklarımız; “yeni bir gidişin” sancılarını ve yeni bir ortaklığın hazırlığını yansıtıyor gibi…
Neler oluyor?
Bir hafta boyunca yeniden “darbe” hayaleti ile boğuştuk; haber kanallarının tamamı tüm haber saatlerinde ve akşam programlarında kadrolu tartışmacılarına bu konuyu konuşturdular.
Sayın Devlet Bahçeli’nin grup konuşması ile başladı; “17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayan bir komplo devrededir, hedef Milliyetçi Hareket Partisi, AK Parti, Cumhur İttifakı ve son tahlilde Türkiye’dir.”
Kim bu komplo kuranlar ve darbe heveslileri?
Sayın Bahçeli’ye göre, “İç işgal cephesinde toplanıp aynı zamanda emniyet ve yargı içine yuvalanmış soysuz ve kripto çeteleri”
Yani, FETÖ’cüler.
Sayın Bahçeli’nin söylediklerine Sayın Cumhurbaşkanı da katıldı. “Milletin maslahatı ve ülkenin selameti yerine belli bir zümrenin menfaatini gözeten dar kadrocu anlayışların, adalet teşkilatımız dahil devletimizin kurumları içinde tekrar yuvalanmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Kuklayı da kuklacıyı da biliyoruz. Fitne odaklarına kesinlikle göz açtırmayacağız.”
Aslında korkuyu ısıtıp toplumun önüne yeniden getiriyor.
Geçen haftanın konu başlıkları şöyle;
MHP ve Ülkü Ocakları’nı töhmet altında tutmak için bazı merkezler tarafından sürekli gündemde tutulan Sinan Ateş cinayetinin iddianamesi tamamlandı ve mahkemece kabul edildi. Devlet Bey, “Kimin elinde bir belge varsa mahkemeye getirsin. Hodri meydan” dedi.
AKP’nin eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bir şekilde ilişkilendirilen organize suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’ın yardımcısı olan ve hakkında müebbet hapis istemiyle dava açılan firari sanık Serdar Sertçelik’in medyaya yansıyan videoları ve ses kayıtlarıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinden bazı üst düzey müdürlere işten el çektirildi ve haklarında “Anayasal düzene karşı suç işlemek” suçlaması ile başlatılan bir soruşturma yürütülüyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Kimler, FETÖ taktikleriyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli oyun kurmaya çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz." açıklamasında bulundu.
Söylenilmek istenilen ”FETÖ’nün adamları yeniden işbaşında.”
Bu defa mafya üzerinden toplum tehdit ediliyor!
AKP İktidarı’nın bir başka yanılgısının/aldatılmışlığının yargılama sonuçları açıklandı.
“Analar ağlamasın” diye başlatılan Çözüm Süreci, 6-7 Ekim 2014 tarihinde HDP’nin, Selahattin Demirtaş’ın ve PKK’nın “Kobanê'deki kuşatma ve vahşi saldırganlık son bulana kadar SÜRESİZ DİRENİŞE çağırıyoruz!” açıklaması ile 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde başlayan toplu isyan ve şehir merkezlerinde yaşanan “hendek savaşları” sonucunda hüsranla bitmişti. “Çözüm Süreci Ortakları” ayrılmıştı. Karar geçen hafta açıklandı.
Aslında, Kobani Davası’nda Selahattin Demirtaş ve HDP yöneticilerine verilen cezalar “siyasi bölücülüğün” ve Çözüm Süreci ortaklığının cezalandırılmasıdır.
FETÖ ile “yol arkadaşlığı” 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünde yüzlerce vatandaşımızın ölümü ve yaralanması ile son buldu. PKK ile kurulan Çözüm Süreci ortaklığı da kurban eti dağıtırken işkence ile şehit edilen 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşlarının kanı ile son bulmuştur.
“Körle yatan şaşı kalkar” demiş atalarımız.
Sözün sonu; Toplumun darbe ihtimali ile yeniden korkutulması, 31 Mart seçimlerinde yerel iktidarı kaybeden AKP’nin, iktidarını devam ettirmek için yeni yol arkadaşı arayış gayretidir.
“Yumuşama”, “Normalleşme” ve Yeni Anayasa yapmak heveslilerine duyurulur!
Unutulmasın; rüzgar eken fırtına biçer!