Nasıl bir İstanbul?

Şu bizim televizyon dizileri bir alem… Yapımcıları İstanbul’un gecesi ve gündüzünü drone ile çektirmeyi pek seviyorlar. Gündüz vakti boğaz üzerinden kentin iki yakasına akan görüntüler beton yığınlarını bile farklı gösteriyor. Gece ise ışıklar içinde bir kentteyiz, kentin hemen her yerine darı gibi dağılmış gökdelenler arasında karanlıkta kalan sokak ve caddelerin sessizliğine kapılıp gidiyoruz.

Bu yalan rüzgarlarının çoğu köşklerde, yalılarda geçiyor. Beyin yakan dizilerin havasına girerseniz İstanbul’un bir cennet bahçesinde kurulduğu hissine kapılırsınız.

Kazın ayağı öyle değil… Son 20 yılda iyice betona gömülen İstanbul’a damga vuran iki yapı topluğundan bahsedeceğim; gökdelenler ve alışveriş merkezleri…

Batı ülkelerine bakarsanız, yüksekliği rekor kıran gökdelenlerin belli bir bölgede toplandığını görürsünüz. Merak ettim, biraz araştırdım, günümüz kapitalizminin lokomotifi ABD’de bile bir kentin her yerine kafana göre yüksek bina dikemiyorsun, hatta bazı yerlerde gökdelen ve alışveriş merkezi için halk oylaması yapılıyor.

İstanbul’un siluetine gökdelen diken, önce küsülen sonra barışıldığı söylenen inşaat yapıcının kazıklı marifetini unutmadık.

Bir zamanlar bağ ve bahçeleriyle anılan kentin son 20 yılda nasıl beton yığınına dönüştüğünü, kafalarındaki kentsel dönüşümün yükselen İstanbul olduğunu anlıyoruz. “Toprağa yakın olmak” ve “konu komşular” gerilerde kalan kavramlar artık; ölünce zaten bir toprağınız olacak. (İstanbul’da fakire mezar bulmak da zor)

AVM REZALETİ

İstanbul’da gökdelenlerin yanı sıra aşırı fiyat artışları yüzünden pek dolu olmayan AVM’ler de son 20 yılın eseri… “Halkımız sosyalleşiyor” ayağıyla yapımına milyarlarca lira harcanan bu yapılardan bazılarının kimliğine kısa sürede “modası geçmiş” kaydı düşüldü. Yani diğerleriyle rekabete yenildi veya tüketim eğrisi aşağı mahalleye doğru sarktı.

Kentin Bakırköy sahilindeki ilk AVM’si Galeria çürümeye terk edildi. Şişli Mecidiyeköy’de İstanbul’un ilk alışveriş merkezi olan Profilo şimdi yıkılıyor, yerine mezarlık manzaralı rezidans yapılacakmış!

“İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” demiş şair… Siz İstanbul ile ilgili fazla hayale kapılmayın.

Şimdi seçim vakti ya; vaatler havada uçuyor. 22 yıldır iktidarda olan son beş yıl hariç, 1994 yılından beri İstanbul’u yöneten muhafazakarların yeni vaatleri beni şaşırtıyor.

İstanbul’a önümüzdeki beş yıl içinde fazla bir şey beklemeyin, çünkü hazine tamtakır, kuru bakır…

Acı gerçek şu; Batı kentlerine göre İstanbul, daha uzun yıllar metro ve yeşil alan fakiri olarak kalacak. Çünkü son 20 yıl başta olmak üzere 50 yıldır alnına böyle yazılmış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi