Alaaddin Dinçer
LGS ve YKS’de başarılı olmak sosyo ekonomiktir
Haziran ayı içinde kısa zaman aralıkları ile LGS ve YKS gerçekleştirilecek. LGS’de 8 yıl YKS’de 12 yıl hazırlanmanın sonuçları ölçülüp değerlendirilerek adayların/öğrencilerin bir üst öğrenim kurumlarına yerleşmelerine karar verilecek. Bu yıl YKS’ye 3 milyon 36 bin başvuru yapıldı.
Başvuru için ek süre verilerek geçen yıla göre azalan sayının artırılması hedeflendi. Bu yıl LGS’ye ise 8.sınıfta okuyan 1 milyon 280 bin öğrencinin başvurması beklenmekte. Sonuçta an itibarı ile her iki sınava başvuranların sayısı 4 milyon 316 bin olacak. LGS ve YKS ‘ye başvuranların ne kadarının sınava gireceği bilinmemekte. Ancak geçmiş yıllara bakıldığında sınava girmeyenlerin yaklaşık yüzde 15 oranında olacağını söylemek mümkün. Ekonomik krizin derinleştiği, gelir adaletsizliği ile kent yoksulluğunun arttığı bir dönemde gerçekleşecek olan bu sınavlara girecek adayların/öğrencilerin akademik başarısını belirleyen zihinsel olmayan hem sosyal hem de ekonomik ve kültürel faktörlerin bulunduğu bir gerçek.
Bu faktörleri üç başlıkta ele alabiliriz bunlar;
1-Eğitime, öğretmene, öğrenciye ve okula ilişkin faktörler.
-Derslikteki öğrenci sayısı, ikili eğitim, öğretmenin statüsü ve niteliği, okul dışı ücretli özel kurs, destekler, bilişim araçlarına ve bilgiye erişim, okulun sosyal donatısı ve ortamı, yapısı ve sunduğu olanaklar.
2-Toplumsal, ekonomik, sosyal ve kültürel faktörler.
-Ebeveynlerin ekonomik, sosyal ve kültürel durumu, ebeveynlerin tutumları, öğrencinin/adayın yaşadığı çevre, beslenme, barınma ve sağlık durumu, aile yapısı, kardeş sayış ve kardeş tutumları, yetişme tarzı ve yaşantısı.
3-Kişiye bağlı faktörler.
-Bilişsel, duygusal ve fiziksel faktörler, benlik algısı, motivasyon, sınav kaygısı, cinsiyet, arkadaşlık ilişkileri, ders çalışma yöntemleri.
Birinci kategoride yer alan faktörler
MEB’in İdari Faaliyet Raporu verilerine bakıldığında ilkokul, ortaokul ve liselerde yaklaşık 16 milyon öğrenci örgün eğitimde devam etmekte. Bu öğrencilerden 3 milyon 704 bini 30’un üzerinde mevcudu olan dersliklerde eğitim görürken, 4 milyon 117 bin öğrenci ise tam gün eğitim olanaklarından yoksun. İlkokul birinci sınıfta okumaya başlayan öğrencilerin yüzde 20’si herhangi bir okulöncesi eğitim almamış. Öğretmen niteliği ve deneyimi çocuğun okul yaşamında süreçlere etki eden çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmakta. Sınavlara hazırlık süreçleri ve bu süreçlerde alınan takviye destekler sonuca etki eden belirleyenler olarak öne çıkmakta.
İkinci kategoride yer alan faktörler
Çocuğun ebeveyn yapısı, ebeveynlerin ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitim durumu, Kardeş sayısı barınma ve beslenme, sağlık sorunlarına anında müdahale ve tedavi gibi durumlar. Ebeveyn ve kardeş tutumları, akran zorbalığı, ekonomik ve sosyal dışlanmışlık cinsiyet ayrımı, çevresel etkenler ve arkadaşlık ilişkileri, yaşam ve yetişme tarzı.
TÜİK’in Çocuklara yönelik yaptığı sosyo ekonomik araştırmalar ve çocuk istatistikleri çocukların yaşadığı yukarıda belirtilen ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları ortaya koymakta.
*Bkz; TÜİK’in Gelir, Yaşam, Tüketim ve Yoksulluk Araştırmaları, Çocuk İstatistikleri ile TIMMS ve PİSA Değerlendirme Raporları
Üçüncü kategoride yer alan faktörler
Çocukların engellilik, biyolojik, fiziksel durumuna ve psiko sosyal gelişimine bağlı olarak başarı ya da başarısızlığı etkileyen faktörler bulunmakta. Çocuğun yaşam hikâyesinde travmaya yol açan yakın akraba kayıpları ve doğa olayları da süreçlere, başarı ve başarısızlığa etki eden diğer nedenler olarak gösterilmekte.
Sonuç olarak, standart sınavlar sadece 3 saat ile sınırlı olmayan, çocuğun bütün bir yaşamını geçmişi ve geleceği ile birlikte ele alınması gereken bir örüntüyü ve döngüyü içermektedir. O nedenle standart sınavlarda başarılı olmak akademik olduğu kadar esas olarak politik, sosyal ve ekonomiktir.