Ümit Sezgin
Hoşgeldin Hoca…
Biz mutluyuz, keyifliyiz, Fenerbahçe’ye kavuştuk ama sezonu erken açmak her zaman zor… Hoca yeni, takım oturmamış, eski oyuncular dinlenmemiş, yeni oyuncular adapte olmamış gibi bir sürü gerekçeyle, bu maçlara eziyet diyebiliriz. Bir de bu dönem oynanan maçların önemi göz önüne alınırsa işin vahameti daha net görünür, düşünsenize elenirseniz Şampiyonlar Ligi gitti.
Böyle bir atmosferde Lugano deplasmanında sahaya çıktı Fenerbahçe. Ancak teknik direktör olarak kenarda Mourinho varsa bu klasik serzenişlere pek pas veren olmaz.
Böyle maçların teknik analizi de pek yapılmaz, önemli olan bir kazaya uğramamaktır.
Fenerbahçe kazaya uğramadı, maçı almayı bildi ama yine de önemli birkaç not, birkaç soru var. Tatsız sorularla başlayalım.
Öncelikle ilk 11’le başlayabiliriz. Karşımızdaki Mourinho olmasa itiraz edecek şeyler var ama daha erken. Mesela nedir bu Ryan Kent tercihi, neden Kruniç gibi gibi.
Yenilerden hiç kimse hazır değil mi? Neden Cenk Tosun dışında birilerini izlemedik.
Her mevkiye oyuncu isimleri geçti, geçiyor ama Livakoviç’in yerine bir isim düşünen var mı acaba? İkinci ve üçüncü gollerde bu soru takıldı aklıma.
Ve tabii bütün bunlardan önemlisi neden Lugano gibi bir takımdan 3 gol yedik? Mourinho maçtan sonra bu üç gol yüzünden mutsuz olduğunu söyledi, cevabını bulup gereğini yapacaktır diyelim.
Maçı kazanmak, Kadıköy’e galibiyetle dönmek tabii maçın en büyük artısı. Bunun dışında kimi oyuncular çok hazır. Avrupa kupalarında bir maçta üç gol atan az sayıdaki Fenerbahçeli oyuncu arasına katılan Dzeko ile başlamak lazım. Sadece attığı üç golle değil, yine rakip ceza sahasında verdiği paslarla da “kim gelirse gelsin, benden kolay vazgeçilmez” dedi.
Tadiç çıkana kadar sahanın en iyisiydi. Futbolda akıl ve yetenek bir araya geldiğinde nasıl güzel işler yapılabileceğini gösterdi.
Syzmanski, Osterwolde, Osayi bu takımın vazgeçilmezleri olmaya aday ama Ferdi yine Fenerbahçe taraftarlarının yüreğini hop ettirdi. O iyi oynadıkça, “yahu bu çocuğu bize bırakmayacaklar” diyen sayısı artıyor. Oyuna girdikten sonra maçın temposunu arttıran, göstere göstere şahane bir gol atan Ferdi kalırsa Mourinho onu sol açıkta oynatırsa şaşırmayın.
Mourinho’nun İrfan Can Kahveci’ye sarılarak yaşadığı gol sevinci bu yılın çok renkli geçeceğinin işaretiydi… Devre arasında oyunculara “bu maçı tek ayaklı olarak düşünün, Kadıköy’e güvenmeyin” diyerek motive ettiğini söyleyen Mourinho motivasyon ustalığını yalnız oyuncular değil tribünler üzerinde de gösterecek gibi.