‘Dünya devi’nin Devi’si: İlk kadın başkan olabilecek mi?

5 Kasım 2024’te Amerikan seçimlerinde Amerika’nın ilk kez kadın bir başkanı olabilir. Biden seçimlerden çekildikten sonra başkan yardımcısı Kamala Devi Harris başkan adayı oldu. Economist’e göre zamanlama anlayışı kötü ve karizması olmayan bir insan bile olsa, Trump’ın karşısında, her anlamda zıddı olan Asyalı-siyahi bir kadının olması manidar. Bana soracak olursanız, Trump gibi cahil bir popülistin karşısına saksı koysanız bile onun seçilmesi lazım.

Ve fakat gördüğümüz üzere konu ABD olunca, dünya için Cumhuriyetçi olsun Demokrat olsun pek fark etmiyor! Soykırımı destekleyen, mütecaviz, pek çok ülkedeki darbeyi kışkırtan, faşizan parti ve liderleri besleyen, küresel ısınma vb. çevre felaketlerinde başrolü kapmak için yarışan yönetimlerin devamı olacağı aşikâr.

Dolayısıyla, içimdeki reelpolitik ses diyor ki “Ha Trump, ha Kamala; Gazze yok olmaya, Afrika sömürülmeye, dünya tüketilene kadar süper güçlerin arsızlığı ve şımarıklığı tam hız devam edecek gibi görünüyor...”

Ayrıca ne yalan söyleyeyim, kadın olduğu için daha çok sempati duymakla birlikte Biden hükümeti sırasındaki performansı, şayet başkan seçilirse başka bir Thatcher modeliyle karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor.

Dolayısıyla, benim için bu seçimler ehvenişerin seçimi olacak. Dünya daha güzel bir yer de olmayacak. Yine de kadını merak ediyorum ve araştırıyorum...

kamala-devi-harris.jpg
Kamala Devi Harris

BİYOLOG ANNESİ HİNDİSTAN’DAN ABD’YE GELMİŞ

Harris’in annesi Shyamala Gopalan 1958’de 19 yaşındayken Hindistan’dan Amerika’ya gelmiş başarılı bir biyolog. Gopalan’ın genetik üzerine araştırmaları göğüs kanseri vb. çalışmalar için ufuk açıcı olmuş. Annesi kariyeri boyunca Amerika ve Kanada’nın çeşitli üniversitelerinde ders vermiş ve araştırmalar yapmış bir kadın.

JAMAİKALI BABASI EKONOMİ PROFESÖRÜ

Kamala’nın babası ise 1961 yılında Jamaika’dan Amerika’ya taşınmış, Stanford gibi dünyanın en iyi üniversitelerinden birinde ekonomi bölümünde profesörlük yapmış Donald J. Harris.

Gopalan ve Harris, Berkeley Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparken tanışıyor ve beraber pek çok protestolara katılıyor. İlk kızlarının ismini Sanskrit dilinde “lotus çiçeği” anlamına gelen “kamala” koyup çocukları pusetteyken “sivil haklar” için yürüyüşlere katılıyorlar.

20 Ekim 1964’te içine doğduğu ev, gayet iyi eğitimli, açık görüşlü, bilim insanlarıyla çevrili bir ortam. Annesinin babası Hindistan’ın bağımsızlığı için savaşmış saygıdeğer bir adam, anneannesi fakir köylerde doğum kontrolü bilincini yaymak için uğraşan bir kadın. Anne ve babası, Kamala 7 yaşındayken boşanıyor, çok geçmeden anneleri çok iyi bir üniversite olan McGill’den teklif alınca Kamala ve kız kardeşi Maya’yı alarak Quebec’e taşınıyor, o yüzden liseyi Kanada’da bitiyor. Daha sonraları otobiyografisinde Harris annesiyle ilgili, “Annem iki tane siyahi kız yetiştirdiğinin farkındaydı ve ikimizin de kendine güvenen, gururlu siyahi kızlar olmamızda kararlıydı” diyor.

13 YAŞINDAYKEN PROTESTO EYLEMİNDE

Annesi başarılı olmuş ki Kamala ve Maya daha 13 yaşındayken apartmanlarının önündeki yeşillikte oyun oynama hakları ellerinden alınınca orada bir protesto düzenliyorlar. Ağaç yaşken kendini belli ediyor. Üniversite eğitimine Kanada’da başlayan Kamala, ABD’nin başkentindeki ilk siyahi koleje geçip orada önce babası gibi ekonomi ve siyaset bilimi okuyor ardından doğduğu eyalete dönüp Kaliforniya Üniversitesi’nde hukuk eğitimi alıyor. Yani Trump’ın akademik CV’si ile kıyasladığımızda, Harris Trump’tan katbekat önde.

Harris’in üniversiteden sonraki kariyerine baktığımızda, istikrarlı ve hızlı bir şekilde tırmandığını görüyoruz, ki bahsettiğimiz kadın ABD tarihinde başkan yardımcısı olarak en üst mertebeye gelmiş bir kadın.

Keza 2010 yılında Kaliforniya Eyaleti’nin başsavcısı seçilmiş olan ilk siyahi ve kadın. Ama unutmayalım ki bu seçimi de kıl payıyla kazanmıştı.

Peki buraya nasıl geldi?

TİKSİNDİRİCİ KARALAMA KLİŞESİ

Ondan nefret eden Cumhuriyetçiler, sevgilileri vasıtasıyla diyerek onu karalıyorlar.

Evet doğru, 1994 yılında çıktığı sevgilisi, Demokrat Parti’nin sevilen siyasetçilerinden ve 90’lı yıllarda San Francisco’nun belediye başkanlığını yapmış olan Willie Brown kariyerinin başlangıcında ona bazı kapıları açmış. Kendisinden 30 yaş büyük olan (Kamala o sırada 29 yaşında) Willie Brown konusunu hiç uzatmak istemiyorum, zira şu “Kadın başarılıysa birilerinin yatak odasından geçmiştir” klişesinden tiksiniyorum.

İYİ BİR SAVCILIK KARİYERİ VAR

Ayrıca Kamala’nın iyi bir savcılık kariyeri olduğu biliniyor. Savcılık mesleği boyunca özellikle cinsel taciz, cinayet, çocuk istismarı gibi konulara eğilmiş, nitekim Trump’ı kastederek, “Bu tipleri çok iyi bilirim” derken onu ne kadar sert bir şekilde yerdiğini anlıyorsunuz.

Zaten San Francisco başsavcılığı yaparken sokaktaki çocuk seks işçilerini “suçlu” olarak değil de “kurban” olarak görmesi de bundan.

2002 yılında ilk kez Kaliforniya’nın başsavcısı olarak çok başarılı olduğu, demir bir irade ile adi suçluların hayatını zorlaştırdığı ama hiçbir zaman da idam kararını uygulamak istemediği biliniyor.

Kendisi de Amerika’ya göç etmiş bireylerin çocuğu olarak mülteci meselesine çok daha açık, bununla ilgili 18 yaşın altındaki mülteci çocukları için eğitim programını yasa olarak çıkartmış bir kadının, Trump gibi artık espri konusuna dönüşen Meksika sınırına duvar inşa etmesi söz konusu bile değil. Zaten 2016 yılında Kaliforniya senatosuna seçildikten sonra ilk yaptığı konuşmalardan biri mültecileri koruyacağına dair söz vermesiydi.

Harris’in hukukçu olarak en büyük başarıları, bir nevi şeffaf hukuk sistemi dediğimiz, “open justice” platformu.

Ayrıca savcılığa başladığı yerlerde hapis oranının gözle görülür bir şekilde artmasından, işleri ne büyük bir ciddiyetle takip ettiği anlaşılıyor. Eleştirildiği konular yok mu, var tabii... Mesela polis şiddeti meselesinde, özellikle de siyahi sivillerin öldürülmesiyle ilgili renkli bir kadın olarak mesafeli davrandığı için eleştirilmişti. Bugün Biden’ın tüm hatalarına rağmen bazı konularda ses çıkartmadığı gibi...

‘KÖTÜNÜN İYİSİ’ AMA...

Tüm bunlara rağmen Harris, Trump ile kıyaslanınca çok daha güçlü bir aday.

Heyhat!

Obama dönemini hatırlarsak, mükemmel poster çocuğu ve mükemmel belagata sahip Mr. President olsanız bile Bush’ların başlattığı Irak ve Afganistan savaşından öyle pat diye çıkamıyorsunuz.

Dolayısıyla Harris için kötünün iyisi deyip beklentilerimi çok da yüksek tutmuyorum, en azından global siyaset açısından.

Son olarak da şunu söyleyeyim, her ne olursa olsun başarılı kadınları seviyorum...

Yeter ki patriyarkinin sözcüsü olmasınlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Batu Arşivi