Mutlu Hesapçı
Bir ‘beyaz yakalı’ kadının ilham veren köye dönüş hikâyesi
Kurumsal hayat son yıllarda herkese yorucu gelmeye başladı ve şehir hayatı eskisi kadar cazip değil. Kurumsal hayattan çıkıp doğaya ve toprağa kendini adamak isteyenler öyle çok ki herkesin hayallerinde şehir hayatını terk etmek ve organik tarım yapmak var. ‘Hepimiz arayıştayız, o yer neresi olabilir arayışındayız’ diyebilirim ve her gittiğimiz köye alıcı gözle bakıp ‘Burada yaşayabilir miyiz?’ diyoruz. En son bu soruyu sorduğum köy Şile’ye bağlı Ovacık Köyü oldu. Şile Belediyesi’nin davetiyle 35. Uluslararası Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali’nin basın toplantısına gittiğimiz zaman öğle yemeğimizin adresi Ovacık Köyü oldu. Binasından, yemesinden, içmesinden her şeyin organik olduğu ağaçlar arasında bir yerdeydim. Ovacık Köyü Kadın Tohum Derneği Başkanı, Slow Food Şile Palamut Birliği kurucusu, Ovacık Köyü’nde Bir Gün proje yöneticisi Fatma Denizci’ye nasıl bir yerde olduğumuzu ve hayata geçirdikleri projeyi, kadınlar ile kurdukları dünyayı sordum.
“Profesyonel hayatımı bitirip organik tarım yapmaya karar verdim”
Kurumsal hayatta bir beyaz yakalıyken ne oluyor da hayatınızı değiştirmeye karar veriyorsunuz, kırılma noktanız ne ve sizin hikâyeniz nerede, nasıl ve neden değişiyor?
Uzun süre beyaz yakalı çalışırken; sadece işe gidip gelip ay sonunda maaş aldığımı, kimseye (hayvan, ağaç, kadın) bir faydam olmadığının farkına vardım. Çalışma hayatım devam ederken hafta sonları Şile Ovacık Köyü’ndeki çiftliğimize geliyorduk. 2010 yılında profesyonel hayatımı bitirip organik tarım yapmaya karar verdim.
“Tohum Takas Şenliği ilk somut adımımız oldu”
Organik tarımla kişisel olarak ilgilenirken köyün kadınlarıyla buluşma nasıl oldu ve geniş kapsamlı bir projeye nasıl dönüştü bu hikâye?
Organik tarım yapmak için ata tohumu bulmam gerekiyordu ancak ata tohumu almanın ve satmanın yasak olduğunu bilmiyordum. Bunu fark edince ata tohumu arayışına geçtim. 2012 yılında Ovacık köylüleriyle konuşup Tohum Takas Şenliği yapmaya karar verdik. Biz köyün, köylülüğün, kadınların geleceğini değiştirmek, yoksulluğa karşı gücümüzü birleştirmek ve doğru tarımı yapmak için harekete geçtik. Tohum Takas Şenliği ilk somut adımımız oldu.
“Deneyim temelli turizm” modelini geliştirmeyi amaçlıyoruz
Ovacık köyünde bizi ağırladığınız yer nasıl bir mekân, sunduğunuz hizmetler ne ve biz nasıl bir projeye tanıklık ettik, anlamı ve önemi nedir?
Gelecek Turizmde kapsamında desteklenen, köylülerin sosyal ve ekonomik ihtiyaçları göz önünde bulundurularak özellikle kadınlarla geliştirilmiş bir projedir. Üreten kadınların görünürlüğünü sağlamak, kadınları toplumsal ve ekonomik hayata dahil etmek hedeflenmektedir. Tüm bunları yaparken doğaya saygılı, yerelliği, gelenekleri korumayı amaçlıyoruz. Ortak müştereklerimizi keşfederek hem yerel halkın hem de misafirlerin birbirine değer katmasını hedefliyoruz. Misafirleri sağlıklı gıda üretimine dahil ederek tüketim davranışlarını etkilemek, genç ve motive iş gücüne ihtiyaç duyulan istihdam fırsatı sunarak, göç etmiş olan gençleri köye geri dönmeye özendirmek, kaybolmaya yüz tutmuş tarifleri, gelenekleri, el sanatlarını ortaya çıkartmak, İstanbul gibi bir metropol için niş bir turizm ürünü sunmak, topluluk liderliği ile diğer köyler için örnek bir kırsal kalkınma modeli yaratmak için çaba gösteriyoruz. Misafirlerimizin tarladan sofraya yöresel lezzetleri, yöreye özgü kültür ve gelenekleri deneyimlemesini sağlayarak “Deneyim Temelli Turizm” modelini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Doğa yürüyüşü yapabilirler, köy hayvanlarını gözlemleyebilirler, ekmek, turşu, sirke, sabun, düdük makarna, erişte, kompost üretimi atölyelerine katılabilirler. Ovacık Köyü’nde üretilen ürünlerle kadınlarımızın yaptığı gıdaları satın alabilirler. Ekolojik bahçemizde tohum alma, ekim, dikim, hasat yapabilirler.
“Gelecek Turizmde kapsamında desteklenen bir proje”
Yaptığınız örnek proje bir pilot uygulama mı ve ne kadar zamandır yürütüyorsunuz? Şile ve çevresinde başka köyde uygulanıyor mu, buna benzer projeler Türkiye’nin başka yerlerinde var mı?
Şile Ovacık Köyü’nde Bir Gün Projesi 2018 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes ortaklığıyla yürütülen Gelecek Turizmde kapsamında desteklenecek projeler arasında yerini aldı. Diğer köyler için örnek bir proje oldu. Hedeflerimiz arasında diğer köylerle iş birliği yapmak onlara yol göstermek de var. Türkiye’nin başka şehirlerinden bizi arayan, gelip projemize bakan, yol göstermemizi isteyenler oluyor. Türkiye’nin ilk sürdürülebilir turizm programı olan Gelecek Turizmde programı 15 yıldır yerel kalkınmaya, kadınların güçlenmesine ve yerelde yeni istihdam olanakları yaratılmasına katkıda bulunuyor. Ovacık Köyü Gelecek Turizmde kapsamında öncü olan ve uygulama kapsamında başarılı olan yerlerden biri.
‘Köylü kadınların elinin lezzetini tarif edin’ desem neler söylersiniz ve onlarla nasıl bir işbirliği, yardımlaşma ve çözüm ortaklığı içindesiniz?
Her kadının ayrı özelliği, yeteneği var. Bazıları hamur işini bazıları tatlıyı, turşuyu, reçeli daha lezzetli yapıyor. Projede çalışan kadınlar gruplar halinde çalışıyorlar. Misafirlerimiz gelmeden önce sıra hangi gruptaysa tüm hazırlıkları onlar yapıyor.
“Kadınların kendine güveni arttı”
Kadınların hayatı nasıl ve hangi anlamda değişti?
Kadınların kendine güveni arttı. Sosyal, üretmekten zevk alan, aile içinde söz sahibi bireyler oldular. Köylüleri böyle projelere dahil etmek, iş birliğine teşvik etmek, istihdam yaratmak, genç nüfusun şehre göçünü engellemek, köy kadınlarının aile ekonomisine katkıda bulunmasını sağlamak istiyoruz. Ekonomik özgürlüğünü elde eden, üreten, kendine güvenen, haklarına sahip çıkan, söz sahibi olan kadınların olduğu toplumlarda refah düzeyi ve yaşam kalitesinin arttığını biliyoruz.
Ziyaretçileriniz kimler ve turizm açısından uğrak yerler arasına girdiniz mi?
Çocuklu aileler, doğaseverler, fotoğraf kulüpleri, kurumsal firmalar, üniversitelerin gastronomi öğrencileri ilgi gösteriyor. Sürdürülebilir turizm acente ve rehberlerinin ilgisini çekiyor.
“Para değil inandığım değerler için çalışıyorum”
Beyaz yakalıdan tabir yerindeyse ‘yeşil yakalı’ya geçiş zor olmadı mı ve bu dönüşüm kolay oldu mu ve nasıl hissettirdi?
Geçiş kolay oldu sürdürmek o kadar kolay değilmiş…
Kurumsal hayatta yaptığınız iş neydi, “Bazen benim ne işim var, ben şehir kadınıyım” derken buluyor musunuz kendinizi?
Finans konusunda çalıştım. Para işi yani... ;))) Artık para değil inandığım değerler için çalışıyorum.
“Keşke herkes bir işin ucundan tutsa”
Şimdi yaptığınız iş ne ve bazen kendinizi yabancılaşmış hissetmiyor musunuz ya da özünüze döndünüz ve ‘Darısı sizin başınıza’ mı diyorsunuz?
Ovacık Köyü Kadın Tohum Derneği ve Slow Food Şile Palamut Birliği kurucusuyum. Ovacık Köyü’nde Bir Gün proje yöneticisiyim. Olmam gereken yerdeyim... ;)))) Keşke herkes bir işin ucundan tutsa.
Destek olarak nelere ihtiyacınız var ve yeni projeler neler?
Kadınları ekonomik olarak güçlendirmek ve kendi güçlerinin farkına varmalarını sağlamak, iklim değişikliği eylemi, çevre ve afet riskinin azaltılması ile ilgili kadınların liderliğini ve katılımını geliştirmek, kadınların kırsal kalkınmaya katılımını teşvik etmek” eğitimlerini Doğayla Güçlen/ Empower With Nature kurucusu Maya Galimidi ile tamamladık. Bu projenin başarısı nedeniyle şimdi Nijerya'ya açılıyor "Toprağa Yaşam, İnsanlara Barış" projesine katkıda bulunmaktan mutluyuz.
“İkramlarımızda mevsimlik ürünleri kullanıyoruz”
Şile Ovacık Köyü’ne neden gelelim; şöyle ki menü tamamen sizin belirlediğiniz de bir şey... Mesela o gün ‘Menüde yoğurt yok’ da diyebilirsiniz, bu durumu açar mısınız?
Ovacık Köyü Deneyim Atölyemizde mevsimsellik çok önemli. İkramlarımızda mevsimlik ürünleri kullanıyoruz. Dışarıdan hiçbir şey satın almıyoruz. Gelenler bizim doğal menümüze göre hareket etmek durumundalar. Mesela köydeki mandalar hamileyken manda peyniri ya da yoğurdu menümüze koymuyoruz. Kışın domates yerine yazdan hazırladığımız domates soslarını kullanıyoruz.
“3-4 yıl öncesine kadar mutlu ve huzurluydum”
Şile’de olmak, köy hayatı ve organik hayat size neler hissettiriyor?
Doğayla iç içe olmak çok güzel tabii doğal hayatın, geleneklerin, kültürün korunması beni mutlu eder ancak artık pek mümkün görünmüyor. Şile çok fazla risk altında! Ormanların, biyoçeşitliliğin yok edilmesi, yanlış dere ıslahları, maden ocakları, köy dokusunun kaybolması gibi tehlikeler var. Bu riskler nedeniyle endişeliyim. Huzursuzum.