Nüfusu 100 bin, bilemedin 200 bin olan bir beldeye üç buçuk milyon insanı sığdırmaya çalışırsan sistem çöker. İstanbul’un da diğer büyük kentlerin de sorunu budur.
Ders mekanımız Bodrum… Kış aylarında 200 bin nüfuslu ilçede sıcaklar bastırıp güneşe akın zamanı geldiğinde hiçbir kamu alt yapısı bu kadar insanı kaldırmıyor. Çünkü Bodrum Yarımadası o kadar dolup taşıyor ki, alt yapı sorunları bitmiyor.
Elektrik sıklıkla kesiliyor, internet ve GSM sistemleri yetersiz. Yarımadanın iki anayolundaki trafik İstanbul’u aratmıyor.
“Biz burada zaten kazanıyoruz” zihniyeti de Bodrum’un sorunlarını katlayıp duruyor. İlçede yıllardır bir çöp sorunu var; CHP’li belediyeler bir türlü işin üstesinden gelemedi. Sokaklar çöp yığınlarıyla dolu, milyonlarca pet ve cam şişenin toplanabileceği ilçe merkezi ve mahallelerde (önce belediye idi) toplama istasyonu yok.
Ancak yarımadada asıl önemlisi su sorunu…
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’a kulak vermenin tam zamanı…
Yıldız’a göre, su talebindeki aşırı artış, hatalı yapılan ve sürekli patlayan isale hattı, şebeke kayıp ve kaçakları ve su temin edilen barajların kuraklık nedeniyle yetersiz kalması ve sorunun dönemsel tedbirlerle çözülmeye çalışılması için yeraltı sularının kontrolsüz çekilmesi Bodrum’un su sorununu kronikleştirdi.
NE YAPILMALI?
Dursun Yıldız’a göre öncelikle, “Bodrum Su ve Kanalizasyon Master Planına “ihtiyaç var. Bu plan sadece Bodrum’a alternatif ilave su kaynağının yerini tespit için değil su yönetiminin yol haritası için de gerekli.
Ayrıca ek su kaynağı için deniz suyu arıtılacaksa da bunun yapılan planda öncelikli bir ihtiyaç olduğu gösterilmeli. Burada suyun maliyetindeki artış da gözden kaçırılmamalı.
Bodruma yeni baraj, atık su arıtma ve su altyapı tesisleri için merkezi hükümet ile yerel yönetimin iş birliği şart. Gerekli ödenek ayrılmalı ve işletme ve bakım hizmetleri için uygun bir finansman modeli de oluşturmak lazım.
Dursun Yıldız’ın tespitleri böyle…
Peki; merkezi hükümetin kıyı beldelerdeki su ve diğer altyapı sorunlarını çözmek için bir çabası var mı? Onların derdi doğa harikası koyları pazarlayıp betonlaştırmak. Yeni yıldızlı oteller ve marinalarla sorunların katlanarak büyüyeceğini bir türlü anlamak istemiyorlar. Yerel yönetimler ise sorun çözmeyi bırakın, sorunları anlatmaktan aciz.
