Nuray Babacan
AKP'de damat vakası
AKP’yi uzun süredir izleyenler, partideki evrilmeyi çok kolay görürler. Doğru analiz için ‘aile faktörünü’ mutlaka hesaba katarsınız. Partideki, ‘damat-oğul denklemi’, küçük damat Selçuk Bayraktar’ın siyasete kapı aralayan ‘gerekirse mücadeleden kaçmayız’ sözleriyle yeniden radarımıza girdi. Zaten bir süreden beri Bayraktar’ın danışmanlar aracılığıyla ‘siyaset dersi aldığı’ iddiaları, özellikle savunma bürokrasinin atanmasında tek yetkili isme dönüştüğüyle birleşince ilginç oldu. ABD uçak gemisinde verilen pozla, TEKNOFEST röportajının zamanlaması da hayli çarpıcı…
Konuşmayan yok gibi
AKP’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sonrasını konuşmayan veya buna kafa yormayan tek bir kişi bile yok. Ancak zaman içerisinde partide güç kazanacağına inanılan odaklar birbirinden farklı. AKP masalarında dikkatimizi çeken üç isim ve üç odak üzerinden bakarak bir fotoğraf ortaya koymak istedik…
Damat olma avantajı
Kulislere göre, Erdoğan’ın ailesinde yıldızı parlayan isim küçük damat Selçuk Bayraktar. Berat Albayrak’ın başarısız siyasi deneyimiyle aile içinde bir küskün bir barışık hali gücünü kaybetmesine neden oldu. Bürokraside halen var olan birkaç eski arkadaşı dışında etkisi kalmadı. Selçuk Bayraktar ise gücünün bir kısmını yaptığı işten alıyor. BAYKAR şirketinin savunma alanında hızla yükselişinde geçmiş birikimi yok saymak mümkün değil ama ‘damat enerjisi’ şirketi bambaşka bir seviyeye taşıdı!
Atamalardaki etkisi
Şirketin savunma alanındaki yatırımlarının dışında, damat Selçuk Bayraktar’ın savunma atamalarındaki gücü, AKP içinde sıradan bir konu gibi dillendiriliyor. Aselsan, Savunma Sanayii ve Sanayi Bakanlığı yönetimini küçük damadın belirlediği, TSK yönetimiyle ilişkileri, hangi paşalara yakın ya da uzak olduğu gayet açık ve net şekilde anlatılıyor.
Hazırlık mı yapıyor?
Bayraktar’ın gelecekte siyasi bir figüre dönüşmesini sağlamaya çalışan yeni bir danışman kadrosu olduğu da anlatılanlar arasında. Paylaşılan fotoğraflardan, yapılan açıklamalara kadar planlandığı, iktidar medyasından özel fotoğrafçıların çağrılıp özel çekimler yaptırıldığı konuşuluyor. Osmanlı’daki ‘sadrazam damat’ geleneğinin yaşatılmaya çalışılmasından rahatsız olan bazı AKP’liler, bugünün Türkiye’sinde bundan sonuç alamayacağını söylüyorlar.
İkinci odak; sessiz güç
Partideki odaklaşmanın ikinci adresi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan. AKP’nin kuruluş aşamasından bu yana etkin olan bir ekip, eski MİT Başkanı Fidan’ın sivil siyasette başarılı olması durumunda, onun çevresinde bir hareketlenmenin yaşanacağını savunuyorlar. Fidan’ın özellikle dış politikadaki gücü ve sessiz diplomasi başarısının bu kapıyı açacağını ancak kamuoyundaki ‘istihbarat şefi’ imajından sivil siyasetçi kimliğine geçiş yapması gerektiğini belirtiyorlar. Fidan’ın özellikle dış politikadaki sorunlu başlıklar konusunda son zamanlarda üstlendiği rol, adından sıkça söz edilmesine neden olurken yeni dönemin taşlarının ‘diplomatik bir incelikle’ döşeneceği savunanlar var.
Soylu beklemede
Son odak isim ise bir süreden beri sessizliğe gömülen Süleyman Soylu. Soylu’nun sessizliğinin geçici olduğu, uygun zaman ve zeminde yeniden gün yüzüne çıkacağını iddia edenler az değil. Soylu’nun Erdoğan sonrasında açıktan mücadele başlatacağı, kendisini ziyaret edenlerin sayısının hiç eksilmemesinin buna en iyi örnek olduğu söyleniyor. Ayrıca iddianın sahipleri, üç isim arasında kamuoyunda karşılığı olan tek kişinin Soylu olduğunu dile getiriyorlar.
Planlar tutar mı?
Evdeki hesap çarşıya uyar mı; bilinmez. Ama bu üç ismin de orta vadede bir hesabının olduğu kesin. Bu hesapları etkileyecek yüzlerce faktör var tabii. İlginç olansa partide yıllarca ‘odak olduğu sanılan’ Binali Yıldırım, Numan Kurtulmuş gibi isimlerin hiçbirinin adının geçmemesi. Sanki onların defteri kapatılmış gibi… Bu yüzden siyasette 24 saat bile uzun derler!