Yerel seçimlerde başka ilerden seçmen taşınmasını önlemek için yapılan çalışmalar, geçmiş yıllarda 2 milyon seçmen hareketinin normalin dışında olduğunu gösterdi. Türkiye’de her ay bir milyon kişinin taşındığı, bu sayının seçimlerden önceki üç ayda toplam 2 milyon arttığı saptandı.
Yüksek Seçim Kurulu’nun başı geçen yıl çıkartılan yasa nedeniyle sıkıntıya girdi. “AKP’nin genel seçimlerde avantaj sağlamak için yaptığı bir yasal düzenleme ‘normal seçmene’ sıkıntı yarattı. Seçimlere üç ay kala yapılan adres değişikliklerin sahiplerinin seçimde oy kullanmasına engel getiren madde başa bela oldu. ‘Taşıma oyla’ hiçbir ilgisi olmayan çok sayıda vatandaşın bu madde yüzünden mağdur olacağı ortaya çıktı.
Normal seçmeni cezalandırmak
Çünkü yapılan taramalar gösterdi ki; Türkiye’de rutin olarak her ay adres değiştirenlerin sayısı bir milyonu buluyor. Seçim sahtekarlığını önlemek için yapılan bu düzenleme çok sayıda vatandaşı mağdur edecek. 1 Ekim’de başlayacak bu süre yüzünden tayin ve iş değişikliği gerekçesiyle adres değiştirenlerin mağdur olmaması için işyerinden belge ya da mahkeme kararı gerekecek. Tam bir zorlama.
İki milyon taşıma oy
Amaç ‘taşıma seçmeni’ önlemek olsa da normal vatandaşın oy hakkı zorlaştırılmış oldu. Öğrendiğimize göre, seçim dönemlerinde bu normal tayin-taşınma rakamlarının dışında 2 milyon kişinin hareketliliği saptanmış. Özellikle yerel seçimlerde muhtarlar ve küçük ilçelerin belediye başkanlarının ‘taşıma seçmen’ ile sonuç değiştirebildiği belirtiliyor. Çünkü küçük yerlerde 20-30 oy farkla sonuç alınıyor.
Misafir seçmen artık yok
‘Kaş yapalım derken, göz çıkarma durumu’ yaşandığı için şimdi normal seçmenin mağdur olmaması için çözüm aranıyor. Her hafta toplanarak, ortaya çıkan sorunları çözmeye çalışan Yüksek Seçim Kurulu toplantılarında karara bağlanan başka bir konu ise ‘misafir seçmen’. Bu da başka bir sahtekarlık konusu. Artık aynı adreste ‘misafir seçmene’ izin verilmeyecek. Yani, başka illerdeki akrabalarını köye-ilçeye getirip, sonuç almak isteyen muhtar ve ilçe başkanlarına geçit verilmeyecek.
Bakalım, alınan kararlar adil bir seçim yapılmasını sağlayacak mı?”
