KAZ DAĞLARI’NDA SONDAJLAR DURMAK BİLMİYOR

Milletin derdi başka, bazıların derdi bambaşka… Ekonomiden, hukuk ve adaletten yana türlü türlü sıkıntının ülkeyi yangın yerine çevirdiği günlerden geçiyoruz. Salgın, aşı, işsizlik ve hayat pahalılığıyla yuvarlanıp gidiyoruz. Yatırımcı olduğunu, ülkeye değer katacaklarını iddia edenler ise iş makinalarıyla dağları, ovaları, güzelim kıyıları delik deşik ediyor.

Bunu ülke kalkınması için yaptıklarını sananlar büyük yanılgı içindeler, yok olan bu ülkenin gelecek kuşaklara bırakacağı doğal miras halbuki. 

TEMA Vakfı Kuzey Ege’de yeniden büyük tehlikeye dikkat çekiyor, TEMA  “Kaz Dağları’nda sondajlar durmak bilmiyor” duyurusuyla orman ve derelerin kıyımına son verilmesini talep ediyor.

İKİ OVA TEHDİT ALTINDA

Altın ve bakır madenleri için sondajın yapıldığı alan köylere içme suyu sağlayan Çanakkale’nin Kaynarca yöresi. Bölge Bayramiç ve Ayvacık Barajlarını besleyen yüzey sularının akış sahası. Zaten kuraklık nedeniyle inim inim inleyen yörede, gelişigüzel, plansız yapılan sondajlar araziye ve su kaynaklarına büyük zarar veriyor, kesilen ağaçların sayısı bile belli değil…

TEMA duyurusunda şunların altını çiziyor; “ Kaz Dağları zirvesine yakın bir noktada yer alan maden arama sondajları dağlardaki yaban hayatını yok edecek. Sondaj alanı Ezine, Bayramiç Ovaları gibi Türkiye’nin önemli tarım ovalarının yanı sıra bölgenin turizm potansiyelini de tehdit ediyor.”

ÇİFTÇİLERDEN SUÇ DUYURUSU

Bölgede zeytincilik ve bağcılık yapan arkadaşım Cem Tüzün’den aldığım bilgiye göre, sondaj yapılan yöre Kazdağı su toplama havzasının tam üzerinde. Sanki halkı ve toprağı susuz bırakmak için özellikle seçilmiş gibi bir yer.

Kaynarca Deresi ve Yağlı Alanı yöresinde bir ay önce başlayan ve gün 24 saati süren sondajlar, iki barajın yanı sıra Akçin, Çavuşlu, Yassıbağ ve Örenli gölet sularının kirlenmesine yol açıyor. Bu yöre tarımının geleceği için tehlike oluşturuyor.

 Yöredeki çiftçiler sondajın durdurulması için suç duyurusunda bulundular bile. 

Suç duyurusunda şöyle deniyor; “ Bölgemiz Ayvacık, Bayramiç ve Ezine tarım ve hayvancılıkla geçinmektedir. Su kaynakları biricik hazinemizdir. Bölgenin su kaynaklarını geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip eden bu sondajlar derhal durdurulmalıdır.”

MİLLİ PARK SINIRI NEREDEN BAŞLAR, NEREDE BİTER?      

Daha önce de bu köşede yazmıştık. Kaz Dağları’nın neredeyse yarıdan fazlası parsel parsel bölünüp ruhsatlandırıldı. Ruhsatların bazıları maden ocakları açılması bazıları da sondajlar için.

Bu sondajlardan biri de Çanakkale’nin Kirazlı Köyü Balaban mevkiinde altın madeni için yapıldı, 300 bin ağaç kesildi. Yöre halkının itirazları sonucu, Tarım ve Orman Bakanlığı müfettişleri bölgede inceleme yaptı ve şu sonuca vardı; “Kesilen ağaçlar mili park sınırları dışındadır.”

Bu müfettiş saptaması(!) doğrusu çok bilimsel. Kesilen ağaçların günahı milli park içinde olmamalarıymış. Oysa Kaz Dağları sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli oksijen deposu. Bu yöreyi milli parkıyla dağları ve vadileriyle bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Kasımpaşa ağzıyla söylemek  gerekirse… “Başka Kaz Dağları yok.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi