DÜNYA MİRASINA JES DARBESİ

AKP iktidarı ülke topraklarında kalıcı izler bıraktı doğrusu. Derelerin aktığı yerlerde HES’ler, incir ve zeytin bahçelerinde JES’ler. Kuralına, kitabına uygun yapılırsa hidro ve jeotermal enerjiye karşı çıkmak mümkün değil elbette. Ancak ülkemizde kazın ayağı öyle değil. Can suyunu ortadan kaldıran, dereleri ve ormanları kurutan plansız HES’lerle, suyu yeraltında döndürmek yerine, atıklarını doğaya nehirlere salıveren JES’lerden söz ediyoruz.
Jeotermal santralin kurulması için yeraltında sıcak su kaynağı lazım. Aydın çevresinde 30’un üzerinde JES var. Hepsi sorunlu. Şimdi sıkı durun… Aydın’ın Karacasu ilçesinde sıcak su kaynağı yok, yani yeraltından sıcak su fışkırmıyor. Buna rağmen eski araştırmalara güvenmeyen Ankara merkezli bir şirket, burada kaynak arayıp santral kurmak için kollarını sıvadı ve Çevre Bakanlığı’ndan ruhsat aldı.
İki kazı yapılmış bile… İlk kuyuda 50, ikinci kuyuda ise 80 derece sıcaklıkta su bulunmuş. Karacasu’da santrale karşı büyük bir kitle oluşmuş. Belediye Başkanı Zeki İnal da, iki kuyuda tespit edilen sıcaklığın jeotermal için yeterli olmadığını söylüyor ve ekliyor; “Bu topraklarda tarım biter, üstelik JES’in yapılacağı yer tarihi bir mekan. Bakanlığın kararını gözden geçirmesini istiyoruz.”
Peki Karacasu’da nasıl bir tarihi mekan var?
DÜNYANIN EN DEĞERLİ 100 YERİ ARASINDA YERALAN AFRODİSİAS
Gerçekten öyle.. Nedenine gelince, Arkeoloji uzmanları, adını antik Yunan Tanrıçası Afrodit’den alan Afrodisias kentinin, kurulması üzerinden 2 bin 500 yıl geçmesine rağmen bir taş yığını olmadığını belirtiyorlar. Tapınak, stadyum ve bazı yapılar diğer arkeolojik alanlara göre daha derli toplu. Bu yüzden UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde. Eski adı Kayra, bizimkiler yüzyıllardan beri Geyre diyorlar. Bulunması da ilginç. Dünya çapında Foto Muhabiri Ara Güler tarafından 60’lı yıllarda keşfedildi. Uzun yıllar buradaki kazıları başarıyla sürdüren ve bu uğurda can veren Profesör Kenan Erim’i de unutmamak lazım. Mutlaka deniz ve güneş sefası için Ege’ye yolunuz düşerse uğrayın derim. Üzerine yazılacak çok şey var, sadece kazıların hala sürdüğünü ve çok değerli antik bulguların çıkarıldığını belirteyim.
İlgisi yok ama yazmak zorundayım. Ege’de en iyi pide ustalarının Karacasu’dan çıktığı söylenir. Karacasu’ya yolunuz düşürse, pide çeşitlerinin tadına bakmanızı öneririm. Safranbolu gibi ahşap evleri olduğunu da yazıvereyim.
BU KAZI BAŞKA KAZI
Parayla rantla gözü dönenlerin böylesine önemli tarihi mekanları umursamadıkları görülüyor. Yöre halkı güçlü bir tanıtım ve turizm atağı beklerken, sondaj makinalarıyla karşılaşınca elbette hem şaşırdılar, hem de kızdılar. Çünkü onlar, JES’lerin Aydın yöresinde nelere yol açtığını çok iyi gördüler. Aydın’ın bereketli ovalarındaki incir bahçeleri ve zeytinliklerin nasıl yok edildiğini artık biliyorlar.
Karacasu’da JES ne kadar mümkün? Sıcak suyun olmadığı yerde sondajların belki bir başka amacı vardır. Ancak sondajcıların Afrodisias gibi bir antik kent aradıklarını hiç sanmam. Aman Altın olmasın da! O zaman işin içine bir de siyanür giriyor. Sizler; bu zehri Bergama’dan, Kaz Dağlarından çok iyi tanır ve bilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi