Cengiz Erdil
BİSİKLET DEYİP GEÇME!
Bisiklet; diğer araç sürücüleri uygar olursa tadına doyulmaz bir ulaşım aracı. Düşünsenize İstanbul nüfusunun yüzde 50’si bisiklet kullansa, ne trafik sıkışıklığı kalır, ne de hava kirliliği… Bisikleti semtten semte kullananlar amatör meraklı sınıfına girerler. Ya kentten kente, ülkeden ülkeye bisikletle gezenler… İşte bu kişiler kendilerini adeta bisikletin parçası olarak görüyorlar.
Ülkemizde adı duyulmayan ilginç kişiler var. Sessiz sedasız büyük başarılara imza atıyorlar, birileri istediği için değil, yaptıkları işi hayatlarıyla bütünleştirmekten keyif aldıkları için… Benim tanıdığım bisikletli adam da öyle biri…
BİSİKLETLE BÜTÜNLEŞEN ADAM
İrfan Özden 60 yaşında. Zaman zaman İzmir’de yaşıyor, zaman zaman diyorum, çünkü Özden bisikletinin üstünde yaşıyor demek lazım. İrfan Özden Hava Kuvvetlerinden emekli bir astsubay… Askerliği sırasında da aktif bir sporcuydu. Atlet ve dağcıydı. Şimdi 60 yaşında olan Özden, 20 yaşından beri ülkenin tüm dağlarına tırmandı. Türkiye Dağcılık Federasyonun aranan bir elemanıydı. Bazı zirvelere 3-4 kez tırmandığı oldu. “ Van Gölü’nün kıyısındaki Süphan Dağı eteklerinde, doğdum, büyüdüm. Dağların çocuğuydum yani. Dağlara tutkum belki bu nedenledir. Dağcılık bana keşif ruhu kazandırdı. Türkiye’nin tüm dağlarına solo tırmanış gerçekleştirdim. Bazı gruplara da rehberlik yaptım” diye anlatıyor dağcılık yıllarını.
Özden’in atletizm yıllarını da yabana atmamak lazım. 10 yıl boyunca maraton dahil uzun mesafe koşularında yarışmış.
Dağ yürüyüşlerine katılan bisikletli arkadaşları etkilemiş Özden’i ve başlamış bisiklet sürmeye. Seleye oturduktan sonra da kalkmamış. Emekli olduktan sonra da bisikletiyle ülke yolarını arşınlamaya başlamış. Öyle düz yollar falan değil… Devlet karayollarını neredeyse hiç tercih etmiyor. Köy yollarından, keçi yollarından geçiyor, kentler, kasabalar ve köyler arasında rota buluyor.
100 BİN KİLOMETRE YOL KATETTİM
İrfan Özden sekiz yıl önce başlayan bisikletli hayatına neler sığdırdığını şöyle anlatıyor; “2013 yılından buyana 100 bin kilometreyi aşan yol kat ettim. Ülkenin tüm bölgelerini, kentlerini, köylerini dolaştım. Genellikle dağlarda, yaylalarda kamp yaptım. Son yıllarda antik kentler arasında bir rota haritası çıkarıyorum. Bu çalışma meraklılar için iyi olacak. Yılın yedi sekiz ayını kamplarda geçiriyorum. Yaz kış fark etmez, bu tür gezilerde teçhizat önemli, sizi soğuktan, sıcaktan, böcekten koruyacak teçhizat var.”…
“Ya vahşi hayvanlar” diyorum… yanıtı çok çarpıcı… “ Doğu Karadeniz’de bir ayı ile yüz yüze geldim. Bir süre karşılıklı bakıştık, yürüdü gitti. Yanında yavrusu yoksa ve bir tehlike sezinlemediyse size asla yanaşmaz. Bu kadar zamandır, çoğu zamanda yalnız kamp yapıyorum. Hayvanların hiçbir kötülüğünü görmedim. Kötü olan biziz. Onların mekanlarını kirletip, yok ediyoruz. Ben asla kamp ateşi yakmıyorum. Söndürülmüş ateşe bile güvenmiyorum çünkü”
İrfan Özden’in Avrupa macerası da var. 3 ay boyunca 20 ülkeyi bir arkadaşıyla birlikte turlamış.
BU BİSİKLET BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL
Aldığı gıdaya son derece dikkat eden İrfan Özden’in bisikleti de elbette farklı. Bir kere çok ağır değil ama yük taşımaya uygun. Özden, gözü gibi baktığı bisikletini anlatırken bile heyecanlanıyor, iki tekerli araç O’nun her şeyi… “ Bisikletimle günde en fazla 80 kilometre yol kat ediyorum. Bizim işler aceleye gelmez, önce benim ve elbette bisikletimin sağlığı. Bu bisiklet çelik ve krom alaşımlı, 40 kilogram kamp malzemesi taşıyabilir”
“Ya kas ve kıç ağrıları, malum sele üzerindesin, hemorid gibi sorunlara yol açmıyor mu? “diyorum.. “İlk günler biraz ağrı olur ama alışırsın. Alışma dönemi deneyimlerime dayanarak söylüyorum, 20 günü geçmez. Kıçın da başın da alışır bisiklete”
İrfan Özden’in gençlere isteği mi desem tavsiyesi mi desem birkaç sözü var;
” Bu ülke bir cennet, tanıyın ülkenizi ve insanlarınızı. Doğasına sahip çıkın. Ve mutlaka ama mutlaka bir sporu mutlaka yapın.”