İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Yüzde seksen muhalif

Hani Afyonkarahisar Belediye Başkanı, ‘Yıllık, 140 bin biniş garantili’, yap-işlet-devret modeliyle teleferik yaptırıyormuş da, “Muhalifler binmesin” diye ferman buyurmuş ya!..
· · ·
Emrin olur beyefendi!
Sen çakma efeler gibi bol keseden üfürdün diye muhalifler teleferiğe binmez artık!
· · ·
Arkadaş! Teleferiği babanın parasıyla mı yaptırıyorsun da kimin binip kimin binemeyeceğine yönelik racon kesiyorsun?
Sen maaşını sadece “halif” olanlardan mı aldığını sanıyorsun bre nabekaide?
· · ·
Belediye Başkanı olduğun Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı Kahramanlarından; misal, Afyon düzlüklerinde ırgat iken bir efsane olup işgalciye kök söktüren; Nazım Hikmet’e anlı şanlı bir destan yazdıran ‘Karayılan’ın, kenarından köşesinden sana bir yiğitlik bulaşaydı, bu cümleyi şöyle kurardın!
· · ·
“Teleferiğe Muhalifler binmesin! 140 bin yıllık biniş garantisinin eksik kalanını ben bizzat cebimden tamamlayacağım!
Hadi!
Petka sıkıyor mu?

Ohh! Amerika ile yeniden dostuz!

Erdoğan, Roma’da Biden’le 1 saat görüştü.
Amerika yeniden dostumuz oldu.
· · ·
10 büyükelçi olayı zaten tatlıya bağlanmıştı, şimdi amerikan bezi ile sarıldı sarmalandı.. Pekiştirme işlemi tamamlandı!..
Zira; ‘Persona non grata’ denilen hadisenin öyle “van munit!” demek, portakal bıçaklamak, BMW satın almamak gibi bir iş olmadığı iyice bir anlatıldı Reyiz’e…
· · ·
Şimdi Erdoğan’dan şöyle bir “sıvatgen çıkış” bekliyoruz:
“Gördünüz mü?.. Ben, ‘Kimse bizim dışişlerimize talimat veremez!’ demiştim, ben bile veremedim!”

Günaydın

Ali Babacan, “Erdoğan gitmeden ekonomide hiçbir şey düzelmez!” demiş.
El Hak doğrudur!..
· · ·
Velakin, Ali Babacan’ın bu cümlesini; Babacan Erdoğan’ın Ekonomi bakanı iken söyleyenler, yazıp çizenler hapse girdi, hapisten çıktı, sonra işlerinden mesleklerinden atıldı…
İşlerinde uzman oldukları halde başka iş bilmedikleri için kimileri beş parasız kaldı, kimileri açlığı onuruna yediremeyip intihar etti!
· · ·
Hayatın garip bir tezahürü ile
Şimdi Babacan, hiçbir fatura ödemeden onlarla aynı hizaya geldi…
· · ·
Biz kendisini, geç de olsa, gerçeği gördüğü için elbette bağrımıza basıyoruz.
Ama balık hafızalı da değiliz.

Uyku

Tam da burada, Usta oyuncu Ferhan Şensoy‘u bir cümle ile analım!
“Uyumak güzel de, kitle halinde uyuyunca sıkıntı büyük oluyor!”

Farkında mısınız?

Bu iktidarın özellikle de son birkaç yılında o kadar komik olaylar izliyoruz ki, siyasal bir sitcom yapılsa ve sitcom yazarı bu olup biteni aynıyla yazıya dökse, ossaat yapımcının tekmesini poposuna yer!
· · ·
Bunları komedi senaryosu olarak kaleme alan yazarın “O kadar da abartma!” diye kalemi elinden alınır…
· · ·
Sanki birileri bunları sıraya koymuş!
Her gün yeni bir kreasyon sahneye sürülüyor..
Son komedi “Zeytinyağlı yiyemem amman!” olayı!
· · ·
Biliyorsunuz, Ayvalık Uluslararası Zeytin Festivali’nde konuşan AKP Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, aklınca ortama uygun bir buluş yapmış:
“Zeytinyağlı yiyemem amman, basma da fistan giyemem aman, türküsü ile yıllarca bu millete zeytinyağını yedirmediler!” deyivermişti.
· · ·
Doğru, 1951’de Amerika’nın, Marshall yardımı yaptığı ülkelere, yardımın diyeti olarak mısırözü yağı satışını dayattığı bir hikayeden türemişti bu şarkı.
Amerika’da dağlar gibi yığılmış mısır stoklarını, mısırözü yağı halinde ihraç etme cin fikri ile neredeyse bütün Avrupa’ya kaskalladığı kampanyanın, Türkiye ayağında bestelendi, “zeytinyağlı yiyemem amman!”
· · ·
Amaç zeytinyağını kötüleyip, mısırözü ve margarin yağı tüketimini pompalamaktı.
Binlerce zeytin ağacı söküldü. Margarin yağı fabrikaları kuruldu.
Elde kalan -o zararlı- zeytinyağlarını çil çil dolarlar karşılığında bizzat Amerika satın aldı.
Yeni ağaçlar dikilip yeni ürün alana kadar, Türk halkı yıllarca yağsız kaldı!
· · ·
Doğru da, Sayın Canbey bir ayrıntıyı atlamış!
Bu süreçte iktidarda, Canbey’in partisinin, adına sıfırdan “demokrasi adası” inşaa ettiği Adnan Menderes vardı!
· · ·
Yani zeytinyağlıyı yedirmeme; yerine margarin yedirme hadisesi, Canbey’in ekolünden gelmekle övündüğü, Demokrat Parti’ye kısmet olmuş bir hadiseydi.
· · ·
Şimdi ben yeri gelmişken size naçizane, o türkünün üçüncü mısrasını da hatırlatayım!
Ne diyor üçüncü mısrada:
“Senin gibi cahile ben efendim diyemem aman”
Ne güzel diyor değil mi?
Anladınız siz onu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi