Mehmet Şandır
Yeni yılın gerçekleri
Kendimizi kandırmayalım; gerçekleri doğru okuyalım; Dünyanın en değerli coğrafyasında yaşıyoruz; küresel savaş etrafımızda yaşanacak/yaşanıyor. Öncelikle savunma sanayi açığını en kısa zamanda yerli kaynakları ile kapatmalıyız. 2024 yılı bir “tasarruf seferberliği yılı” olmalıdır! Yeni yılda herkese huzur diliyorum.
Şimdi muhasebe ve muhakeme zamanı;
Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olması dolayısıyla heyecanla karşıladığımız ve “Yeni yıl güzel olacaktır; Bu toplum bunu hak ediyor” diye hüküm kurduğumuz 2023 yılı, ne yazık ki, Türkiye’yi çok yordu, çok üzdü. Depremle başladık, şehitlerle bitirdik; daha önceki yıllarda yaşanan tüm olumsuzlukların daha fazlasını bu yıl içinde yaşadık. Sevdiğimiz birçok değerimizi kaybettik. Geçen yıl ahlaki çürüme ve çözülmenin toplumsal yaşamı tehdit boyutuna ulaştığını daha yakından hissettik; bize yakışmaz olaylar yaşıyoruz; öfke, şiddet, sevgisizlik, hoyratlık, adaletsizlik, hukuksuzluk toplumsal hayatın doğalı oldu.
Gelir dağılımı adaletsizliği daha da büyüdü; bir yanda yoksulluğun soğuk yüzü bir yanda “Lale Devri” yaşayanların saltanatı; ateşle barut misali aynı sokakta birlikte yaşıyor; patlamaya hazır yanardağ homurtuları duyulmaya başlandı.
Daha da kötüsü, sorunların çözüm sorumlusu olan siyaset kurumu ve Devlet yönetimi çaresizlik hatta duyarsız; esas tehlike bu… Güvendiğimiz dağlara kar yağdı; yargının üstüne siyasetin gölgesi düştü. Adalet dağıtması gereken yüksek mahkemeler vatandaşın haklarını ihlal eden bir zulüm aracına dönüştü. Yine de gidenin arkasından kötü konuşmak bize yakışmaz. Geçen yılın en değerli olayı demokrasinin yaşaması oldu; genel seçimlerin yapılması ve toplumun çok büyük kısmının sandığa giderek irade beyanında bulunmuş olmasının değerini iyi bilelim. Ayrıca,
Cumhuriyet Kupası maçı dolayısıyla Türk toplumunun Atatürk’e sahip çıkma coşkusunu yaşaması giden yılın giderayak bize hediyesi oldu.
Güle güle geçen yılımız, hoş geldin yeni yıl. “2023’te olmadı bu yıl inşallah olacak” diyerek, umutlarımızı, sevinçlerimizi yine yarıştıralım yeni yılın her sabahında, “Umduklarımıza nail, korktuklarımızdan da emin olalım” diye dua edelim. Toplum olarak bu yılı “sağ-salim” ve “kazasız-belasız”
geçirmeyi dileyelim.
Gücünü toplumundan/demokrasiden ve hukuktan alan güçlü bir hukuk devleti olmayı bu yıl başarmalıyız; buna mecburuz; yolun sonuna geldik; cumhuriyet değerlerinden vazgeçmek ve geri dönüş olmaz!
“Birlikte yaşamak iradesi” hukuk devleti ve bağımsız yargı en değerli varlıklarımızdır; gözbebeğimiz gibi koruyalım. Tüm sorunlarımızın çözümü ve umutlarımızın güvencesi bunlar olacaktır. 2024 yılına ümitle bakabilir miyiz? Umduklarımıza kavuşacak korktuklarımızdan korunabilecek miyiz?
Öncelikle hayat pahalılığı artışı durdurulacak mı? 2024 yılı bütçesi kabul edildi. Buna göre, devletin yaklaşık 8.5 trilyon lira geliri 11 trilyon lira gideri olacak. Bütçe 2.5 trilyondan fazla açık verecek. Devlet bunu karşılayabilmek için 1.2 trilyon faiz ödeyerek 3.6 trilyon lirası borçlanacak. Mevcut 490 milyar dolar dış borcumuz birikmiş. Vatandaşın borcu bu rakama dahil değil icradaki bazı alacaklardan yasayla vazgeçilmesine rağmen UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı 22 Aralık itibariyle 21 milyon 569 bin olmuş; Millet borç içinde…
Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerini yapan müteahhitlere 2024 yılı bütçesinden 162.4 milyar, Avrasya Tüneli’ne 4.9 milyar, köprü ve otoyollara 73.8 milyar ve şehir hastanelerine de 83.7 milyar lira ödeme yapılacak. Vatandaşın yoksulluğuna ayrılacak kaynak kalacak mı? 2024 yılı özellikle de mart ayı sonunda yapılacak yerel seçimlerden sonra vatandaşlar açısından çok sıkıntılı geçmesi bekleniyor. Ayrıca Türkiye’yi dünyadan soyutlamak mümkün değil; küresel gelişmelerden en çok etkilenen ülkelerin başında gelmekteyiz. Savaş sınırlarımıza dayandı; uzmanlarınca Üçüncü Dünya Savaşı’nın başladığı konuşuluyor. Soğuk Savaş döneminin sona ulaşmasından sonra artık çok kutuplu dünya düzeninde birçok ülke “çıkar savaşları” için mevzilerini kazdılar; bakmayın birbirlerine gülücükler attığına aslında; eller tetikte bekleşiyorlar. Günümüzde ticaret savaşları, ulaşım koridorları rekabeti, değerli maden ve enerji kaynaklarını kontrol etme yarışı hiçbir hukuk ve evrensel değer tanımadan savaştan daha acımasız bir kararlılıkla yapılır oldu. Bilgi ve teknoloji erişilmesi çok zor bir güce dönüştü.
Yoksul Güney Zengin Kuzey’e akıyor; “İklim Krizi” diye tanımlanan doğal afetler nedeniyle yaşanan gıdaya ve içme suyuna ulaşım zorluklarının tetiklediği göçler/ göçmenler, sığınmacılar artık dünyanın en yalın gerçeği. Ülkeler için sınırlarını korumak en acil ve hayati sorun haline geldi.
2024 yılını böyle bir dünyada yaşayacağız. Bu dünyanın karar verici ülkelerinin hemen tamamında bu yıl seçimler yapılacak, bu seçimlerde Ortaçağ’ın sömürgeci, faşist zihniyetine sahip partilerin kazanma ihtimali çok yüksek. Kısaca, insanlığı daha güzel bir dünya beklemiyor…
BENCE
Kendimizi kandırmayalım; gerçekleri doğru okuyalım; Dünyanın en değerli coğrafyasında yaşıyoruz; küresel savaş etrafımızda yaşanacak/yaşanıyor. Öncelikle savunma sanayi açığını en kısa zamanda yerli kaynakları ile kapatmalıyız. 2024 yılı bir “tasarruf seferberliği yılı” olmalıdır! Yeni yılda herkese huzur diliyorum.