Fatma Acar Ünlü
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE 1960-1980 PLANLI KALKINMA DÖNEMİ
İTHAL İKAMECİ SANAYİLEŞME
İthal ikameci sanayileşme politikası temelde 3 aşamadan oluşur:
1- Nihai mallarda ithal ikamesi (Tüketim Malı,temel Gıda Maddeleri)
2- Ara Mallarda İthal İkamesi
3- Sermaye Malı üretimi
İthal İkameci Sanayileşme Stratejisinde; daha önceden ithal edilen malların yurt içinde üretimini öngörmektedir. İlk önce tüketim, sonra aramalı ve sonra da yatırım malları üretilerek ikame edilmeye çalışılır. Bu üç aşama gerçekleştirildiği takdirde ekonomi kendi kendine yetebilmektedir ve buna OTARŞİ denir.
PLANLI KALKINMA DÖNEMİ
1950 – 60 döneminde yaşanan istikrarsızlık 1960’larda Planlanma kavramını gündeme getirmiş ve bu kavram 1961 anayasasında da yer almıştır. Ekonomi politikalarında planlama döneminin başlaması ile yeni bir döneme girilmiştir. Bu yeni dönem; ithal ikameci, korumacı dış ticaret politikalarının sürdürüldüğü ve iç piyasaya yönelik bir sanayileşme politikasının benimsendiği dönem olmuştur.
Türkiye ekonomisinde 1960’lı yıllar boyunca dış ticaret politikalarının eksenini: Sabit döviz kuru - Kambiyo kontrolleri - Kotalar oluşturmuştur.
Planların ortak özellikleri:
- Ekonomik ve toplumsal yapıyı veri almaları
- Ekonomik büyüme ve yıllık artış oranının temel belirleyici değişken olarak almaları
- Belli bir uzun dönem stratejisinin parçası olmaları
- Özel sektör için yol gösterici nitelikte olmaları
- Sanayileşmeye öncelik vermeleri
1961’de kurulan Devlet Planlama Teşkilatı tarafından ilk kez hazırlanan ve diğer kalkınma planlarına da model olan, 1. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Harrod-Domar Kalkınma ve Büyüme Modeli dikkate alınarak hazırlanmıştır. Bu planlama modelleri, devletin ve özel sektörün desteklendiği, stratejik sektörleri belirler, gelir dağılımı, nüfus her şeyi dikkate alan makroekonomik planlardır.
1. Beş Yıllık Kalkınma Planı ( 1963-1967 )
Ekonomide planlı kalkınma döneminin ilk adımıdır. Planın temel amacı; milli hasılada büyümenin gerçekleştirilmesidir. Planın temel hedefleri;
- Gelir dağılımı ve bölüşümünde adalet sağlama,
- Ekonomide enflasyonist ve deflasyonist eğilimlerin önlenmesi,
- Tarım, sanayi ve hizmetler sektöründe dengeli büyümesi,
- Cari ödemeler açığının azaltılması, ithalatın yerli üretime dönüştürülmesi
- Nüfus artış hızının düşürülmesi (çünkü bunu besleyecek sanayi yok)
Bu amaç doğrultusunda milli gelirde % 7 oranında artış görülmüştür. Sonuç % 6,8 lik bir ekonomik büyüme hızı yakalanmıştır. Sanayide belirlenen % 12,3 lük hedef, % 10,6 olarak gerçekleşmiştir. Plan dahilinde yapılan politikalar neticesinde, sonuçlara yakın değerler elde edilmiştir.
2.Beş Yıllık Kalkınma Planı ( 1968-1972 )
- Büyüme hızının ortalama % 7 olması,
- Sanayi sektörünün sürükleyici görev üstlenmesi,
- Tarım sektörünün %4.1 büyümesi,
- Sanayi sektörünün ortalama %12 büyümesi, bu başarılmıştır.
- İthalat yerine yerli üretim teşvik edilmiş ve ara malı üretimi önem kazanmıştır.
- Cari işlemler açığının düşürülmesi,
- Ara ve yatırım mallarında kamu sektörüne öncelik verilmiştir.
İkinci beş yıllık kalkınma planının, birincisinden farkı çok kesimli olmasıdır. Tarım, imalat sanayi, madencilik, inşaat, hizmetler ve kamu kesimi tek tek ele alınarak, plan ulusal ve uluslararası kesim olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Yatırımları, sektörlere dağılımına bakıldığında ise imalat sanayi, ulaştırma ve turizm yatırımlarına ağırlık verilmiştir.Başarılı olmuş bir plandır.
3. Beş Yıllık Kalkınma Planı: ( 1973- 1977 )
- Büyüme Hedefi; %7.9 Sonuç; %6.5
- Niteliksek kalkınma öngörülmüş, Kamu kesiminin öncülük etmesi gerekliliği vurgulanmış Avrupa Ekonomik Topluluğu ( AET ) ilişkilerine önem verilmiştir.bu tarihten başlayan uzun vadeli perspektifin bir amacı da ekonomiyi AET’ye hazırlamaktır.
- Toprak, tarım, maliye, vergi, eğitim ve petrol gibi alanlarda reformlar yapılması da hedefler arasında yer almıştır.
1973’deki 1.petrol krizi ve 1974’deki Kıbrıs Barış Harekatı Türkiye’ye ambargo bütçeye yük getirmiş ve döviz ihtiyacın tekrar artışına yol açmıştır.
NOT: 1. Ve 2. BYKP döneminde tüketim mallarının ithal ikamesi süreci bitirilmiş ve
3. BYKP en zor olan aşama yani ara ve yatırım mallarının ithal ikamesine başlanılmıştır. Bu plan döneminin sonunda, ülke vadesi gelen borçları ödeyemez düzeye gelmiş ve Türkiye IMF ile dış açıklar için borç ödeme planı hazırlamış, bu durum ülkenin itibarını yok olma düzeyine getirmiştir.
NOT: 1970- 74 arasında dış krediler açısından bir rahatlama yaşanmış, işçi dövizleri girişi de arttığı için dönem dış ticaret açısından sorunsuz atlatılmıştır.
4. Beş Yıllık Kalkınma Planı : ( 1979 - 1983 )
1978 de uygulanmaya konulması gereken bu plan, ağır ekonomik ve siyasi bunalımlar nedeni ile bir yıl gecikmeli olarak uygulamaya geçirilmiştir.
1980 yılına gelinmeden önceki son yılları Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hem ekonomik hem siyasi açıdan en zor yılları olarak tanımlanabilir. Nitekim 1973’ten 1980 yılına kadar onlarca hükümet işbaşına gelmiş, 1974’de Kıbrıs Barış Harekatı ile ülke bir savaş atmosferi yaşamış, 1977’de tüm dünyayı etkileyen petrol şoku ile ekonomik bir darbe yemiş ve en önemlisi terör sonucunda ülke siyasi bir karmaşa içine düşmüştür. Ekonomik anlamda ülkenin içinde bulunduğu bu bunalımı mevcut stratejilerle aşmanın olanaksızlığı 24 OCAK KARARLARI’nı doğururken siyasal tıkanıklık ve terör ise 1980 müdahalesini davet etmiştir.
1973 de sona eren Bretton-Woods sistemi ile dünyada esnek kur sistemine geçilmesi ile Türkiye’nin uyguladığı sabit kur sisteminin meydana getirdiği küçük çaplı devalüasyonlar dönemine geçilmiştir. Uluslararası para sistemi çökmüş, petrol fiyatları, 1973 1.petrol krizi ve 1978’de 2.petrol krizi sonucu artmış, dünya ticaret hacmi bundan etkilenmiş ve dolayısıyla dünya ekonomileri durgunluğa girerken maliyet artışına bağlı enflasyonist ve STAGFLASYONİST baskılar artmıştır.
Türkiye ekonomisinin sorunu, büyük ölçüde ekonominin kıt döviz kaynaklarının ülke sanayine tahsis edilmesine karşın bu sektörün ihracat yoluyla bu kaynakları yeniden dövize dönüştürememesinden kaynaklanmıştır. Dünya Bankası’nın tavsiyesi üzerine 1978 ve 1979 yıllarında yapılan devalüasyonlar ihracat gelirlerini artırmak yerine yurtiçi üretim maliyetlerini artırarak maliyet enflasyonuna neden olmuştur.
NOT: Süleyman Demirel altıncı kez başbakan olurken Turgut Özal da Başbakanlık Müsteşarlığına ve DPT Müsteşar vekilliğine getirilmiş ve 24 Ocak 1980 Kararlarını hazırlamışlardır. 4.BYKP döneminde yürürlüğe konan 24 Ocak kararları Türkiye ekonomisi açısından çok önemli bir virajdır.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi gerçekleşmiştir.
NOT: 1960 ve 1980 askeri müdahalelerinin her ikinsinde de ekonominin yön değişimi söz konusudur. Nitekim 1960’da liberal söylem müdahale ile birlikte yerini planlı bir kalkınma stratejisine terk ederken; 1980’de ise liberal söylem ve piyasa ekonomisi yeniden dünya ekonomisine eklemlenme çabaları doğrultusunda yükselen değer haline gelmiştir.
FATMA ACAR ÜNLÜ ANKARA 28.11.20
KAYNAKLAR:
BORATAV Korkut, Türkiye İktisat Tarihi 1908-1985, Gerçek Yayınevi 1993.
HATİPOGLU Zeyyat, Türkiye İktisadının Geçmişi, Bugünü ve Geleceği, İstanbul, 1993.
PARASIZ İlker, Türkiye Ekonomisi: 1923’den Günümüze Türkiye’de İktisat ve İstikrar Politikaları Uygulamaları, Bursa, 1998.
ŞENSES Fikret, 1980 Sonrası Ekonomi Politikaları Işığında Türkiye’de Sanayileşme, Ankara, 1989.
DAĞDEMÎR Özcan, KÜÇÜKKALAY Mesud; Türkiye’de 1960-1980 Müdahale Dönemi Ekonomileri: İktisat Politikaları Ve Makro Ekonomik Göstergeler Açısından Bir Karşılaştırma,