Onlar hakemle yeniyor, biz hakemi yeniyoruz. Yıllardır yaşanan tiyatro dün akşam da az daha sergilenecekti. Aslında hakem Karaoğlan elinden geleni yaptı, her türlü saçma sapan kararı verdi.
Anlamsız fauller, manasız sarı kartlar. Dörde iki yakalamışız, gole gidiyoruz, faul deyip durduruyor. Kardeşim beklesene VAR’ı, derdin ne? Dün bana göre uzaktan yakından alakası olmayan bir pozisyonda en yakın takipçimize penaltı verildi. Daha ağır müdahale dün akşam Syzmanski’ye yapıldı, ama VAR bile yoktu, gidilmedi. Bu hakemler aynı eğitimi almıyor mu? Orada penaltı var da burada nasıl yok? Böyle bir saçmalık olabilir mi derseniz, olur, yıllardır da oluyor. Bakınız Kim Min Jae’nın Trabzon maçındaki kırmızı kartı, geçen sene deplasmandaki Adana Demirspor kepazeliği, böyle dolu örnek var. Hep aynı hikaye.
Fenerbahçe ne zaman seriye bağlasa bir iki maç sonra hakemle güzel bir operasyon, sonra psikolojik olarak baskı altında kalan takım sonrası malum. Dün takım o kadar güzel direndi ki, kelimenin tam anlamıyla hakemi de yendi. Yapmamız gereken şu, bu tip operasyonlara direneceğiz. Sahada futbolcular, dışarıda tribün ve yönetim. Serhat Akın, Ümit Özat gibi Fenerbahçeli görünen ama her fırsatta her türlü bel altı eleştiriyi yapan, futbolla alakası olmayan arkadaşlara prim fırsatı vermeyeceğiz. Ve en önemlisi, bu takım elbet maç da kaybedecek, o gün takımımıza sonuna kadar destek göstereceğiz.
Yapalım bunu nisanda turu biz atarız. Gerisini de onlar düşünsün. Ben bu gece de rahat uyuyorum, ama öyle böyle rahat uyumuyorum. Çünkü yıllar sonra ilk defa, hakem operasyonuna müsaade etmeyen bir takım izledik. Ne kadar gurur duysak az. Onlar hakemle yeniyor, biz hakemi yeniyoruz.