İ. Bülent Çelik
Teknoloji: 1 - İnsan: 0
Bir hayalimiz vardı!
Gelişen teknoloji işimizi çok kolaylaştıracaktı.
Robotlar üretim yaparken biz denize girecek, güneşte tas kebabı yapacaktık!
Ağır işleri enayi robotlara devredip rahatımıza bakacaktık!
Meğerse bize rahat batmış!
···
Önce gidebildiğimiz her yere bilgisayarlarımızı taşımaya, denize rahat girelim derken “bildiğin şamrelin üstünde bile” çalışmaya başladık!
O kadarla kalmadı…
···
Bir de baktık, ‘karanlık fabrikalar’ çıktı…
İçinde hiç insan çalışmayan ve ampule ihtiyaç olmayan fabrikalar!
Bu fabrikalar işimizi elimizden almaya, bizi işsiz bırakmaya başladı!
···
Bilim adamları: “Bundan on yıl sonra, çalışma hayatının %70’ini kapsayacak en gözde mesleklerin adını şu anda bilmiyoruz!” diyor…
···
Hadi Amerikalısı, Avrupalısını anlaşılır da işin enteresanı şu ki bizim insanımız bu kuşkuyu başka bir karadeliğin merkezinden dile getiriyor..
···
Ekonomist Meriç Köyatası, hastanın durumunu kendi Youtube kanalında tıp dersi gibi anlattı…
Bulun izleyin!..
25 milyar dolarlık IMF borcunu dilinden düşürmeyen iktidarın bugün dış borcu getirdiği zirve tam 453 milyar dolar!
İç borç ise daha 2019’da bile 1.3 trilyon lira iken, bu gün 3.2 trilyon lira..
Borcumuz milli hasılamızdan çok fazla ve kasamız yani Merkez Bankamız ekside.
···
Evrene şöyle bir bakın!..
Bundan daha büyük bir karadelik bulamazsınız!
Adanalıyık!
Uzun yaşamanın sırrını anlatan Tibet atasözü diyor ki:
“Yarısı kadar ye, iki kat yürü, üç kat gül, ölçüsüz sev!”
Buna ben de naçizane bir şart ekleyeyim, “Adana’da yaşa!”
···
Seyhan’da, Otogar’da bir motosiklet yanmaya başlıyor!
Sağdan, soldan bulunan yangın tüpü çalışmıyor.. İtfaiye yolda.. Herkes korku içinde kaçışıyor!
Çünkü motosikletin benzin deposu patladı, patlayacak!
···
Bir anda ortaya çıkıyor Şalgamcı Veysel.. Mardin’e şalgam göndermek için otobüs bekleyen Veysel, beşlik şalgam şişelerini birer birer açıp boşaltıyor yangının üstüne…
Yüzellinci litrede yangın sönüyor ama motosiklet de kullanılmaz halde!
Güzelim şalgama mı yanarsın, motosiklete mi?..
···
Olaydan sonra Şalgamcı Veysel’in haleti ruhiyesi şu şekilde:
“Vatandaş patlayacak diye korkuyordu. 150 litre şalgamı döktük, yangını söndürdük ama motosikletin sahibi bize bir teşekkür bile etmedi!.. Olsun biz Adanalıyık, Allahın adamıyık!.. Bize yangın sökmez, biz güneşe sıkan adamık abiy! Vatandaşımız için şalgam feda olsun!”
Bu ne perhiz!
Biliyorsunuz, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin lüks giyim üzerine iş yapan bir aile şirketi var!
İsmi lazım değil; Nureddin Nebati’nin Bakan olmazdan önce yöneticiliğini yaptığı bu şirketin lüks giyim ürünlerinin satış fiyatı, son bir yılda yüzde 117 oranında zamlanmış.
···
Oysa, hazinesinin başında bulunduğu devletin istatistik kurumu, son bir yıldaki enflasyonu yüzde 69,97 olarak açıkladı..
···
Şimdi şöyle bir baktığımız zaman, Nebati’nin şirketinin zam oranı, ekonomi profesörlerinin yayınladığı fakat iktidarın zinhar karşı çıktığı ‘ENAGrup’ tarafından yayınlanan yıllık% 156,86’lık enflasyon hesabına daha yakın! Kendi istatistik kurumunun açıkladığının ise iki katı!
···
Anlıyoruz ki, Hazine’nin başı, emekliye para verirken TÜİK’in açıkladığı % 69.87 ‘lik enflasyona inanmıyor, kendi ürünlerine zam yaparken ise ENAGrup’un açıkladığı yüzde 156,86 zam oranına inanıyor!
Ata Toprağı!
Size, 19 Mayıs törenleri için, bisiklet sporcularının, Selanik’ten Samsun’a iki ayrı kutuda iki ayrı organizasyonla ‘Ata toprağı’ getirişinin ilginç ve manidar hikayesini anlatacağım.
Öyle bir hikaye ki, ülkemizde gittikçe derinleşen kutuplaşmanın, aynı kentte yapılan en önemli kutlamaya bile nasıl yansıdığını ister ibretle ister çekirdek çitleyerek izleyin!
···
ROBİS isimli bisiklet kulübünün üç kişilik Rodop’lu bisiklet ekibi elemanları, Atatürk Evi’nden aldıkları toprağı, 3 Mayıs’ta Selanik’ten yola çıkarak, 1350 km pedal basmak suretiyle, 19 Mayıs’ta, CHP’li Atakum Belediyesi’nin kutlama etkinliğine, rüzgar, yağmur demeden, bizzat ulaştırdılar. 17 Mayıs’ta Atakum Belediyesi tarafından güzel bir törenle karşılandılar.
Aynı proje 2019 yılında da yapılmış, pandemi nedeniyle sonra tekrarlanmamıştı.
···
Aynı dakikalarda, Samsun Valiliği’nin yaptığı 19 Mayıs kutlama programına da; bu kez ilk ekipten 4 gün sonra yine ROBİS kulübünün başka üyeleri tarafından yola çıkarılan ancak diğerinden farklı olarak, sınırda Türk bisikletçilere teslim edilmek suretiyle elden ele birçok ilin bisikletçileri tarafından Havza’ya kadar ulaştırılan ve Havza’da Samsun’lu bisikletçilere aktarılan Ata toprağı..
Bu toprak da yine aynı gün bisikletçiler tarafından Samsun’a getirildi.
Onlar da bu kez Spor İl Müdürü tarafından karşılandı ve kırmızı kutu içindeki toprak, 19 Mayıs günü yapılacak törenlerde Vali’ye sunulmak üzere törenle teslim alındı.
···
“Eee, Ne var bunda?” diyeceksiniz..
Şu var!
Aynı kentte, aynı önemli tarihsel anma için, birkaç yüz metre mesafede, o kentin iki önemli kamu kurumu tarafından iki ayrı tören yapılıyor…
İki kamu kurumu arasında öyle bir boşluk var ki, bu iki ayrı törene, aynı bisiklet grubundan iki ayrı ekip, taa Selanik’ten, aynı bahçeden, aynı nar ağacının altından aldıkları Ata toprağını, iki ayrı kutuda, ayrı ayrı yetiştiriyor..
Bir ekip Karadeniz sahilinden, Kastamonu, Ayancık, Sinop üzerinden…
Diğer ekip yukarıdan, Gerede, Tosya, Merzifon üzerinden…
···
Son ana kadar, yani toprak getiren bisikletçilerin, ulaştıkları yörelerin yerel medyaları tarafından haber yapılmalarına kadar, Samsun Valiliğinin bu ikiz durumdan haberdar olduğuna ihtimal vermek istemiyorum! “Vay, muhalif Atakum Belediyesi, Selanik’ten Ata toprağı getiriyor, biz de varıp ondan önce getirelim!” dediğini sanmıyorum!
Bu ayrı bir hadise!
···
Ama bu her iki etkinlikten de haberdar olan bir “big brother” var!
Atatürk ve Selanik temaları üzerinden projeler yapıp her iki kamu kurumuna “pazarlayan” KARDEF, yani Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu… ,
···
Lakin, Allah için, ben KARDEF’in yöneticilerinin, aynı projeyi, birbirine çaktırmadan, hem o mahalleye hem bu mahalleye sunarak ‘kazanım’ sağlamak gibi bir dertlerinin de olduğunu sanmıyorum!
···
Ama böyle giderse Atatürk’ün doğduğu Selanik’teki evin bahçesinde toprak kalmayacak!