Mehmet Şandır

Mehmet Şandır

SON DÜZLÜKTE POZİSYON ALMAK…

Gündemin boğucu havası ve yaşamın dayanılmaz ağırlığı altında ezildik. Hayat pahalılığı, sığınmacılar sorunu, asayiş olayları, adalet arayışı, siyaset tartışmaları ufkumuzu kararttı; önümüzü göremez, geleceği düşünemez, hayal kuramaz hale geldik, tamamen içe kapandık.

Durup bir dışımıza ve zamanın ötesine bakmamız gerekiyor.

Yeni bir dünya kuruluyor. Milyonlarca insanın hayatına mal olan.

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin “son düzlüğe” girdiğini birçok siyaset bilimci, tarihçi, stratejist, emekli diplomat ve siyasetçi ifade ediyorlar.
Tarihen sabit ki hiçbir doğum sancısız olmaz, bugüne kadar da olmamış.

Avrupa merkezli dünya düzeni; (ekonomik, siyasi, sosyal yapı) insanlığın uzun yüzyıllar boyunca ödediği ağır bedellerle kurulmuştur. İnsan hakları, eşitlik, adalet, milliyetçilik, özgürlük, laiklik, demokrasi gibi değerlere dayanan insanlık medeniyetinin hamuru insan kanı ve gözyaşı ile yoğrulmuştur. 20. Yüzyılda yüz milyondan fazla insanın ölümü ve büyük bir yıkımla yaşanan iki dünya savaşı bunun en yakın şahididir.

İnsanlık şimdi yeni bir yüzyıla hatta yeni bir bin yıla girdi; yeni bir dünya düzeninin doğum sancılarını yaşıyor. Günümüzün küresel güçleri özellikle bizim coğrafyamızda yeni bir dünya savaşının hazırlıklarını yapıyorlar, mevzilerini kazıyorlar.

Ukrayna’daki savaş kısa süreli bir bölgesel çatışmadan bir küresel savaşa doğru evrilmektedir. Saldırgan Rusya geri çekilirken ABD ve AB, Ukrayna ve Rusya’ya komşu NATO üyesi ülkelerde hızla yığınak yapmaya başladı. Baltık ülkelerinden sonra şimdi de İsveç ve Finlandiya devletlerine NATO’ya üyelik hazırlığı yaptırılarak Rusya tahrik edilmeye çalışılıyor. Ukrayna’da iyice yorulan Rusya’ya yakın zamanda Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan üzerinden bir darbe daha vuracağı iddia ediliyor.

ABD, 2023 mali yılı için 813 milyar dolarlık savunma bütçesi hazırladı, bu rakam son 20 yıllık süreçte talep edilen en yüksek savunma bütçesi. Biden, İkinci Dünya Savaşı’ndaki uygulamaya benzer bir Ödünç Verme ve Kiralama Yasası’nı çıkartarak bir şeylere hazırlık yapıyor. Ukrayna’ya savunma silah sistemlerinden sonra saldırı silahları göndermeye hazırlanıyor. Bunun için Kongre’ye 40 milyar dolarlık bir yardım paketi sunuldu.

Almanya çok uzun bir aradan sonra silahlanma projeleri ve savunma harcamaları için 100 milyar Euroluk özel bir fon kuruyor. Başta Yunanistan olmak üzere diğer Avrupa devletleri ve ABD’nin kontrolündeki Ortadoğu Bölgesi ülkeleri savunma(!)/savaş bütçelerini büyük oranda arttırdılar.

ABD, Yunanistan ile imzaladığı stratejik işbirliği antlaşması gereği temmuz ayından itibaren Girit adasındaki Suda Körfezi’ndeki üssüne çok sayıda yeni nesil F-35 savaş uçaklarını konuşlandıracağını açıkladı. Yunanistan adeta tamamen bir ABD üssü haline getirildi. Türkiye’nin kıyılarındaki tüm adaları uluslararası hukuka rağmen tamamen silahlandırdılar.

İsrail, Yunanistan, GKRY, Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Ürdün Devletleri, Doğu Akdeniz konusunda kurdukları ekonomik işbirliğini ABD’nin katılması ile özellikle İran’a karşı bir bölgesel savaş ittifakına dönüştürdüler.

ABD’nin, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde ikinci İsrail niteliğinde bir PKK Devleti kurma kararlılığı ve çalışmaları aralıksız devam ediyor. IŞİD ile mücadele gerekçesiyle savunma bütçesinden 541 milyon doları bu proje için ayırıldığını biliyoruz. Bunun 183 milyon doları PYD’nin; bu rakam geçen yıldan 58 milyon dolar daha fazla, yani ABD, bize rağmen güneyimizde/Suriye’de Irak’ın kuzeyindekine benzer bir yapıyı oluşturmakta kararlı görünüyor.

Suriye iç savaşı Türkiye ile ABD’nin artık bölgede stratejik ortaklık yapamayacaklarını, çıkarlarının örtüşmeyeceğini, ABD’nin artık Türkiye’yi, Orta Doğu’da, Doğu Akdeniz’de, Kuzey Afrika’da ittifak yapacağı ülkeler arasında ve merkezi konumda olan bir ülke olarak görmediğini ortaya çıkardı. Ukrayna savaşı konusunda da ayrıştık; Türkiye, ABD’nin, AB’nin ve NATO’nun Rusya için aldığı yaptırım kararlarına da uymuyor, yani Rusya’ya ambargo uygulamıyor.

Türkiye, dış politikada daha bağımsız (Fuat Keyman’a göre esnek) hareket etmekte kararlılık gösteriyor. Kendi çıkarlarını ve değerlerini merkeze alarak her meselede taraflarla özel ilişki kurmaya çalışıyor.

BENCE

Türkiye’nin bu tavrı çok önemli ve değerlidir.

“İttifaklarımızdan” vazgeçmeden çıkarlarımızı; öncelikle güvenliğimizi merkeze alarak değişken ittifaklar kurmak ve bağımsız/esnek bir dış politika takip etmek çok stratejik bir karardır, son düzlükte pozisyon almaktır.

Yeni bir dünya düzeni kuruluyor ve tarih yeniden yazılıyorsa Türkiye kendi kararını kendisi verebilmelidir. Coğrafyamızın stratejik değerini bilmeliyiz; Türkiye, Doğu’nun batısı, Batı’nın doğusudur. Türkiyesiz her iki ikisi de eksik kalır.

Son düzlükte, “doğru pozisyon” almak için ülke yöneticileri, gündelik tartışmaların ötesinde toplumun tüm dinamikleri ile birlikte; ortak aklı üretmelidir.
Bu tarihi sorumluluktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Şandır Arşivi