Nuray Babacan
SİNAN ATEŞ VE ADLİ KOLLUK MESELESİ
Adalet Bakanlığı’nın, “Soruşturmaları yürüten adli kolluk bakanlığımıza bağlanacak” başlığını taşıyan seçim vaadi, eski bir tartışmayı gün yüzüne çıkardı. İçişleri Bakanlığı, savcılar için çalışan ve soruşturma için delil toplayan adli kolluk birimini kimselere vermek istemiyor. Acaba, Adalet Bakanlığı savcılara güçlü delil oluşturulmadığı, hatta bazı delillerin karartıldığını düşündüğü için mi, bu yapının kendilerine bağlanmasını istiyor? Özetle, hükümette iki bakanlık arasında adli kolluk çekişmesi sürüyor. Ne tetikledi derseniz… Sinan Ateş cinayeti ve yetersiz delil iddiaları… Yani kavga sandığımızdan daha derin…
YETKİ BENDE OLSUN
AKP iktidarının iki bakanlığı arasındaki yetki kavgası yeni değil. Yıllar öncesinde savcıları güçlü soruşturma, güçlü delil yaratması için kurulan adli kolluk biriminin Adalet Bakanlığı’na bağlanması sağlanamamıştı. İçişleri Bakanlığı bastırdı, adli kolluk bu bakanlıkta kaldı. O günden beri, delillerin yeterince derinlemesine araştırılmadığı, savcılara gelen dosyaların zayıf olduğu, hatta bazı delillerin karartıldığı, verimsiz ve etkin olmayan çalışma yapıldığı tartışmaları sürüyor. Bu konu, sadece iki bakanlığın bürokratları arasında değil, hukuk dünyasında da sık sık gündem yapılıyor.
EV DEVLETTİR, İŞGAL EDİLEMEZ
Gelelim konunun neden güncellendiğine… AKP seçim beyannamesine, “Adli kolluk birimi Adalet Bakanlığı’na bağlanacak. Bu alanda görev yapacak polisler, soruşturma, delil toplama, olayları yorumlama ve analiz gibi konularda özel eğitim alacak. Ayrıca adli kollukta çalışan emniyet mensupları, cinayet, kamulaştırma, soygun gibi branşlara ayrılacak ve uzmanlaşacak. Böylece daha etkin çalışmaları sağlanacak. Sabah erken saatlerinde evlere gidilip, insanların gözaltına alınması gibi uygulamalar ortadan kalkacak” bölümü koymaya hazırlanıyor. Hatta bu bölümü tanıtmak için de “Ev bir devlettir, kimse işgal edemez” gibi sloganlar kullanılması planlanıyor.
SİNAN ATEŞ DOSYASI
Konuyu gündeme taşıyan sadece seçim değil; eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti. Bu cinayete ilişkin gelişmeler son dönemde AKP kulislerinde en çok konuşulan konulardan biri. Özellikle cinayetin bağlantılarını ortaya çıkaracak mekanizmanın işlemediğine dikkat çekiliyor. İddialara göre, emniyetten gelen bilgilerin yeterli olmadığı, delillerin yetersiz kaldığı, savcıya ulaşan dosyanın eksik oluşturulduğu konuşuluyor. Kulislerde, “Sadece savcının değiştirilmesi sorun değil ki, cinayetin bağlantıları konusunda Tolgahan Demirbaş’tan öteye gidilmemiş. Yani yukarı doğru bağlantılar orada kesilmiş. Ayrıca olayla ilgisi olanlar özel bir haberleşme kanalını kullanmış. Bütün bunlar soru işareti ve eksik” değerlendirmesi yapılıyor.
ÇEKİŞMELİ İKİ BAKANLIK
Özetle, bugünkü adli kolluk yapısının delil toplama ve dosya oluşturmada yetersiz olduğu iddia ediliyor. Adli kolluk kuvvetleri, İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğu için Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendiriliyor. Ayrıca, Cumhuriyet savcılarının emrine verilen adli kolluk görevlilerinin sayısının yetersiz olduğu, uzmanlaşmanın göz ardı edildiği, hatta trafik polisinin adli kolluk görevlisi olarak görevlendirildiği öne sürülüyor.
Siyasi baskı iddiaları soruşturmalara gölge düşürürken, Sinan Ateş dosyasının İçişleri Bakanlığı ve emniyetin müdahalesiyle eksik oluşturulduğunu iddia edenler, aynı müdahalenin cinayeti araştıran savcının görevden alınarak, başka bir savcı atanmasıyla Adalet Bakanlığı tarafından yapıldığını unutuyorlar. Yani bugün savcı ve kolluk kuvvetlerinin sadece işini yapmasını sağlayan bir mekanizma yok gibi…
“Bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü, adil yargılama” talebi o yüzden hala geçerli…