Mehmet Şandır
Satranç zamanı
Küresel satranç Baltık kıyısında başladı.
NATO ülkelerinin liderleri, Litvanya’nın başkenti Vilnius'ta bugün toplanıyor; gündem yoğun ve ağır; NATO’nun son yıllarda yaptığı en stratejik toplantı olacağı iddia ediliyor. Liderler, İsveç ve Finlandiya devletlerinin üyeliklerinin ötesinde öncelikle Ukrayna’nın ve şu anda ismi telafuz edilmeyen bazı ülkelerin üyeliğe hazırlanması konularını konuşacaklar ve muhtemel bir sıcak (veya soğuk) savaşın ön hazırlıklarını gözden geçirecekler.
Toplantıda, İttifak'ın savunma ve caydırıcılığını artırmak üzere hazırlanan yeni askeri planlar liderlerin onayına sunulacak. NATO, bu askeri planlar üzerinde yıllardır çalışıyor. Kırım'ın Rusya tarafından 2014'te yasa dışı ilhakından sonra 2018'de Rusya ve terör gruplarını tehdit olarak algıladı ve savunma planlarında değişikliğe gitti. 2019'da yeni bir NATO askeri stratejisi oluşturuldu, 2020'de Avrupa-Atlantik bölgesinin caydırıcılık ve savunması için neler yapılabileceği ortaya konuldu. 2021'de ise demografik ve teknolojik değişimler gibi faktörler göz önüne alınarak kapsamlı muharebe konsepti geliştirildi. Ardından NATO'nun bölgesel planları oluşturuldu. Detaylı ve kapsamlı çalışmalardan oluşan bölgesel planlar sadece NATO sınırları içindeki bölgeleri kapsıyor. Bu gizli planlar, üç bölge için oluşturuldu. Bunlardan ilki Atlantik ve Avrupa'nın kuzeyini, ikincisi Baltıklar'dan Alp Dağları'na kadar uzanan Orta Avrupa bölgesini, üçüncüsü ise Akdeniz'den Karadeniz'e kadar olan bölgeyi içeriyor.
Planlar, NATO'nun bu bölgelerde kara, deniz, hava, uzay ve siber alanlarda hangi kuvvetin ne zaman, nasıl konuşlanacağını, tehdit durumunda nasıl harekete geçileceğini belirliyor. Planlar dahilinde yaklaşık 300 bin askerden oluşan bir kuvvetin en fazla 30 gün içinde doğu kanadına intikal etmesi planlanıyor. İngiliz BBC, liderlerin bu gündemle toplanacağını duyurdu.
Yüzyılın kaderini belirleyecek olan bu planların ön cephesinde Türkiye bulunmaktadır.
Türkiye, NATO’nun genişlemesine karşı değil aksine savunmaktadır. Sayın Cumurbaşkanının, “Ukrayna NATO’ya üye olmayı hak ediyor” derken aslında bunu ifade etmektedir.
Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine itiraz etmesi bir başka konudur.
Bilindiği gibi, İsveç ve Finlandiya devletleri, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine daha önce takip ettikleri tarafsızlık politikasından vazgeçerek NATO üyesi olmaya karar vermişler ve müracaat etmişlerdi. Bu iki devletin talebi uygun bulunmuş ve davet edilmişlerdi. Ancak bir ülkenin üye olabilmesi için tüm üye devletlerin meclislerinde çıkarılacak bir kanunla bu durumun tescil edilmesi gerekmektedir.
Türkiye, bu iki devletin, terör örgütü PKK ve FETÖ’ye destek verdiği gerekçesi ile bazı şartlar ileri sürdü. Haziran 2022'de Madrid'de imzalanan Üçlü Muhtıra kapsamındaki taahhütlerin İsveç tarafından yerine getirilmesini istedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son olarak, "… Türkiye, sokaklarında teröristlerin cirit attığı bir ülkeye nasıl güvenebilir? Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan bir devlet NATO'ya nasıl katkı yapabilir? Terörizmle mücadele etmeyenler İttifak'ın hasımlarıyla nasıl mücadele edebilir?" diyerek aslında NATO’nun tüm üyelerine mesajlar vermektedir.
Bu süreçte İsveç, samimiyetle bir şeyler yapmaya çalıştı; anayasasını değiştirdi ve yeni terörle mücadele mevzuatını yürürlüğe koydu, Türkiye'ye silah ihracatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırdı ve terörle mücadelede işbirliği yapacağını yazılı, sözlü beyan etti, bunlar önemli gelişmelerdir ancak Türkiye, müttefiklerine, İsveç üzerinden kurulan satranç oyununda vazgeçilmezliğini ve bunun gereğinin yerine getirilmesini ikaz etmektedir.
BENCE
Terör bizim gerçeğimiz; her çeşidini, terör örgütlerinin yapısını, metodlarını, amacını, kimler tarafından desteklendiğini biliyoruz.
Terörle mücadele bizim işimiz. Terörün arkasında kim olursa olsun; dost, müttefik, rakip, düşman küçük büyük devlet, örgüt farketmez; Türkiye, bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü ve vatandaşlarının can güvenliğini savunmaya kararlı ve yeterlidir; bunu tüm dünyaya gösterdi. Kimseden korkmuyoruz ve yardım da beklemiyoruz!
NATO üyesi olacak İsveç’ten gelecek terör bizden korksun!
Küresel satranç, “NATO, Çin Halk Cumhuriyeti’nin yayılmasına karşı nasıl tedbir geliştirmelidir” sorusu üzerinde kurulmaktadır. Çünkü, Çin, Asya, Ortadoğu ve Afrika’da hatta Avrupa’da yatırım, ticaret, kredi, teknoloji üzerinden siyasi varlığını hızla arttırmaktadır. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, “2025 yılında bir çok sektörde Batı’yı geçmiş olacağız, artık ayağa kalktık” diye meydan okumaktadır. Özellikle ABD’nin “korkusu” Çin’in bu yükselişidir.
İran’ın Şangay Örgütüne tam üye olduğu bir dönemde Türkiye’nin satranç oyunundaki rolü stratejik düzeydedir. Okyanus önümüzde, derede boğulmayalım!
Türkiye, coğrafyasının jeopolitiğinin değerini bilmeli; oyunu büyük oynamalı, satrançta pozisyonunu kendi belirlemelidir. Liderler Zirvesinde terörden önce müttefikleri ile AB üyeliği konusunu, F-35’leri konuşmalı, F-16 uçaklarının satışına onay istemeli.
Küresel satrançta biz de varız demeliyiz!.
‘Usta’ bu oyunu ustaca oynayacaktır!