Oğuzhan Aygören
Salgında Girişimcilik
Hayatlarımız bir sene öncesine göre oldukça değişti. Salgın sebebiyle birçok sektördeki şirket zor durumlar yaşıyor. Durum değerlendirmesi yapmak amacıyla Hedefler İçin İş Dünyası Platformu’nun Mart, Mayıs ve Eylül 2020 döneminde gerçekleştirdiği anketlerde firmalar en önemli riskin talep yetersizliği ve yatırımların azalması olduğunu ifade ediyorlar.
Öte yandan aynı anketlerde firmaların 6%’sı Kovid-19’un olumsuz etkilerinden sıyrıldıklarını ve kriz öncesi seviyesini aştıklarını belirtiyor. Endeavor etkin girişimcilik derneğinin Mart 2020 döneminde yaptığı ankette ise firmaların 25%’i kar hedeflerinde bir sapma beklemediğini ve hatta artış beklediğini ifade ediyor. Bu firmalar o tarihten bu yana gerçekte ne kadar kar artışı elde etti bilmiyorum. Ancak şunu biliyorum ki her iki anketi dolduran şirket profilinde önemli bir farklılık var. İlk anketi dolduran geleneksel firmalar talep ve sermaye konusunda daha karamsar bir tablo çizerken yenilikçi ve teknoloji odaklı yeni nesil startup girişimleri bu krizde olumlu bir şekilde ilerliyorlar.
Bunun sebebi, daha çok var dediğimiz ve belki pek de ihtimal vermediğimiz dijital dönüşümün bir anda çıkıp gelivermesi oldu. Twilio’nun Avrupa, Amerika ve Asya kıtasında bulunan ve 500’ün üzerinde çalışanı bulunan 2569 şirket üzerinde yaptığı araştırmaya göre altı sene sonrasında gerçekleşeceği öngörülen geleceğe bugünden ulaştık. Şirketler, hiç olmadığı kadar dijital iletişime önem veriyor ve dijital dönüşüme yatırım yapıyorlar.
Hal böyleyken startup yatırımları da artıyor. PIIE isimli bir enstitünün çalışmasına göre kurulan yeni iş sayısında Amerika ile beraber en çok artış Türkiye’de gerçekleşmiş. Bu iki ülkede bir önceki seneye göre kurulan yeni iş sayısı %23 artmış durumda. Bu sayı, Şili için %14, İngiltere için %9, Çin, Estonya, İsviçre, Avustralya ve Hollanda için %2-3 arasında iken Fransa’da aynı kalmış. Bununla beraber, kurulan yeni iş sayısı Macaristan ve Almanya’da %4, İspanya’da %21, Romanya’da %24, Portekiz ve Rusya’da ise %26 azalmış.
Rapor bu oranları açıklamak için üç ayrı hipotezden bahsediyor. Buna göre ilk açıklama çevrimiçi satışların artmasından kaynaklı yeni hizmetlerin ortaya çıkması olarak ifade edilmiş. İkinci açıklama ise ülkelerdeki yeni firma kurma süreçlerinin kolaylığı ile bir korelasyon kurularak ifade edilmiş. Buna göre yeni şirket kurulumunun kolay olduğu ülkelerde şirket sayısı daha fazla artmış. Üçüncü açıklama ise artan şirket kurulumu sayısını işsizlik ile ilişkilendirmiş. Bu konuda 2019 yılında danışmanlığını yaptığım bir yüksek lisans tezinde de işsizlik oranının girişimcilik niyeti ile pozitif bir ilişkisini ortaya koymuştuk. Dolayısıyla, ihtiyaçtan ve krizden doğan bir girişimcilik arayışından bahsetmek mümkün.
Tüm bunlarla beraber Startups Watch verilerine göre 2020 yılında startuplara yapılan yatırımların miktarı ve bunun için kurulan fonların sayısı hatırı sayılır ölçüde artmış. 165 girişime toplam 139 milyon dolar yatırım yapılmış. Ayrıca yeni kurulan fonlar önümüzdeki 3-5 sene içinde yatırmak üzere 328 milyon dolar toplamış durumda. Hatta Peak Games’in 1,8 milyar dolar değerlemeye ulaşarak Zynga tarafından satın alınması da bu yıl gerçekleşti.
Bu durum bize şunu gösteriyor. Her ne kadar krizin olumsuz etkilerini konuşsak da startup dünyasında teknolojiyi üreten ve kullanan girişimler pozitif bir şekilde büyüyorlar. Yatırımcılar da aynı şekilde pozitif bir getiri elde ediyorlar. O halde soru şu; siz krizden yakınıp Kovid’den önceki dünyanın geri gelmesini bekleyenlerden misiniz yoksa şimdiden dönüşüp geleceğe bugünden yatırım yapanlardan mısınız? Bunun yolu, yeni nesil startup girişimciliği ile geleneksel ticaret arasındaki farkı anlamak ve bir şekilde bu dünyaya yatırım yapmanın yolunu bulmak ve iş dünyasının yeni normalini öğrenmek olmalı.