Nuray Babacan
Önce kamu ihaleleri ve DMO’ya bakın: Asıl savurganlık kamuda
Ekonomiyi hizaya sokma çabalarının sürekli engellere takıldığını görüyoruz. Kararlar bütüncül uygulanmayıp sistem tam işletilmeyince bu girdaptan çıkmak zorlaşacak. Örneğin kamuda "kırtasiye, seyahat, benzin" üzerinden tarif edilen tasarruf anlayışı herkese komik gelmişti. Öğrendiğimize göre kamu ihaleleri ve Devlet Malzeme Ofisi aracılığıyla yapılan alımlar mercek altında. Kamuya yüksek bedelle yapılan alımlar, kayırılan şirketler; örneğin sağlık malzemelerinin aşırı fiyatları dikkati çekmiş…
Herkes onları konuşuyor
Sorun neredeyse siyaset sürekli onu konuşur. Hangi masaya otursanız tek konu, ekonomik kriz. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, AKP içinde de dışarda da sürekli gündem. Eksik atılan adımlar, geçit verilmeyen kararlar tartışılıyor.
Kendi içlerinde hedef oldular
Planlanan kararlara ve atılacak adımlara geçmeden önce, birkaç kulis bilgisi paylaşalım. Ak trollerin ve bazı iktidar gazetelerinin Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan’ın kararlarını hedef alan haberleri ile yapılan paylaşımlar partide rahatsızlık yaratmış. Özellikle faiz kararları konusundaki haberlere uyarı gitmiş. Yeni Şafak gazetesinin tavrı eleştiriliyor. Trollerin de Berat Albayrak’ın ekibi olduğu öne sürülüyor.
Kamu alımlarına mercek
Gelelim, kamu tasarrufu adına atılması planlanan adımlara. Ne kadar gerçekleşir bilinmez ama kulislerdeki iddiaya göre yeni ekonomik düzende başarılı olmak üzere kamu harcamaları mercek altına alınacak. Öyle "kırtasiye, benzin, seyahat" gibi küçük giderler değil, kamu ihaleleri ve DMO alımları üzerinden bir çalışma başlatılıyor.
İhaleler ve kayırılan şirketler
Kamu ihalelerinde, kamu ihale yasası kapsamı dışına çıkartılan istisnalar, çok önemli bir konu. Lütfi Elvan Maliye Bakanlığı görevini yaparken tüm ihaleleri bu kapsama almak istemiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la ilk çatışmaları bundan kaynaklanmıştı. Lobi yapan güçlü AKP şirketleri, sistemin dışında olmak istiyor. Çünkü yüksek bedellerle avantajlı alımlar, ihaleler, haksız zenginleşmenin de kapısını açıyor.
DMO alımları dikkati çekti
Bu konu yeniden gündeme geldi. Öncelikle Devlet Malzeme Ofisi üzerinden yapılan kamu alımlarına çek-düzen verilmesi planlanıyor. Yüksek bedelli alımları önlemek için çok sayıda şirketten fiyat alınması gibi planlamalar yapılıyor. Ancak bu şirketlerin AKP yöneticileri, AKP’li siyasetçilerle olan ilişkileri ciddi sorun. Kamuyu zarara uğratmadan, toplanan vergilerin doğru kullanılması için neşter vurulması gerekecek ki bu adım atılırken hangi engellerle karşılaşılacağını az buçuk tahmin ediyoruz.
Sağlık harcamaları
Kulislerdeki konuşmalarda özellikle sağlık alımlarındaki yüksek bedeller üzerine vurgu yapılıyor. Belli şirketlerin kayırılması, alımlarda kamunun zarara uğratılması, belli şirketlerle iş birliği içinde olan kamu yöneticilerinin varlığı gibi "açıkça rüşvet ve yolsuzluk" denebilecek ciddi sorunların yaşandığı iddia ediliyor.
Söz savunmanın
AKP kurmayları, hem Merkez Bankası’nın açıkladığı son kararların hem de kamudaki tasarruf kararlarının israfı önlemeye, verimliliği arttırmaya yönelik olduğunu savunuyorlar. Kamu harcamalarının ve aşırı bireysel harcamaların kontrol edilmesine yönelik kararlar alındığını, "İhracat, deprem ve istihdama dayalı kredileri" artırıp diğerlerinin sınırlandırıldığını öne sürüyorlar.
Umutlar Körfez'de
Örneğin Körfez ülkelerine yapılan ziyaretlerden sonra deprem finansmanı için 10 milyar dolar civarında fon girişi olacağı belirtildi. Hazine’nin çıkaracağı tahvillerin, belli bir süre geri ödemesiz olacak şekilde, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri tarafından alınacağı, 10 milyar dolara yakın bir kaynak girişi olacağı iddia ediliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı bunun hazırlığını yapıyormuş.
Umut vermiyor
Gördüğünüz gibi kafalar karışık. Birden fazla adım atılmaya çalışılıyor ama zorluklar da ortada. Öyle olmasa aldıkları kararlardan 24 saat içinde geri adım atmazlardı. Yani, sorunu görüp, saptamayı yapmakla, sonuçlandırmak arasında büyük fark olduğunu yaşayarak görüyoruz…