Ümit Sezgin
Mutsuzluğu Bana Sor
Yetmişli yılların sonlarında Ferdi Tayfur şarkılarıyla öğrendik biz sevmeyi, onun filmleriyle öğrendik aşkları. En derin acıları çekerek yaşadık en büyük aşkları… Ferdi Tayfur şarkısı gibi Fenerbahçe aşkımız. Büyük sevinçlerle, mutluluklarla, acıların, hüznün, gözyaşının iç içe geçtiği tutku dolu bir aşk…
Ferdi Tayfur’u kaybettik ama bize bıraktığı acı dolu mutlulukları Fenerbahçe yaşatıyor.
Fenerbahçe taraftarı bu aşktan, bu tutkudan yıprandı, yoruldu. Bir yandan Galatasaray’ın herkesin gözü önünde sergilediği rezilliklerle ve arkasındaki yapıyla mücadele ediyor, öte yandan Fenerbahçe’nin sergilediği kötü futbolla.
Galatasaray her hafta en ahlaksız hakem kararlarıyla maç alıyor, Fenerbahçe taraftarı
çıldırıyor. Göztepe maçında yan hakemin yüzüne karşı küfreden, orta hakemle dalga geçip alkışlayan Barış Alper sarı kart bile görmeden maç tamamlıyor. Torreira tekne atıyor, hakem lehine faul veriyor, o pozisyon Göztepe kalesinde golle sonuçlanıyor. Göztepe’nin net penaltısı verilmiyor, Galatasaray üç puan alıyor. Karaborsa bilet, yasadışı bahis, sahte sözleşmeler zaten unutturuluyor.
“Arkadaş kim var bunların arkasında, hangi güç nasıl ve neden koruyor?” diye çıldırıyor Fenerbahçe taraftarı. Gökhan Özoğuz yazdı, “Başkanı Galatasaraylı olmayan bütün takımlar ligden çekilsin, Galatasaray kendi kendine oynasın şampiyon olsun” dedi.
Taraftar bu halet-i ruhiyeyle doldurdu Hatay maçında tribünleri. On beş günlük aradan sonra çift forvet çıktı Mourinho, belli ki ligin dibine demir atmış Hatay’ı gözüne kestirmişti ve çok gol istiyordu. Sol beki Levent’e, sol açığı Kostiç’e vermişti. Takımı 3-5-2 dizdi zaman zaman da Tadiç’i biraz daha öne çıkararak 3-4-1-2 oynattı.
Beklendiği gibi etkili başladı Fenerbahçe… Çifte forvetin de katkılarıyla daha çok merkezden yüklenen Fenerbahçe, yine iki üç net pozisyonu harcadıktan sonra, Nesyri ile golü buldu.
Ancak Tadiç’in de merkeze girmesiyle neredeyse kanatsız oynayan Fenerbahçe, bu yıl sıkça şahit olduğumuz gibi öne geçtikten sonra gol iştahı düştü, Hatay’a kontratak şansı vermeye başladı. Nitekim 33. Dakikada kontratakla başlayan bir pozisyonun devamında , şansın da yardımıyla Levent’e çarpan topun kaleci irfan Can’ı kontrpiyede bırakmasıyla Hatay golü buldu.
Sonrasında sıkıntılı dakikalar başladı. Fenerbahçe ritm yakalamakta zorlanırken, tribünler yönetimi istifaya davet etmeye başladı. İlk yarının uzatmalarında Nesyri’nin ikinci golü geldi ama tribünler yine Ferdi Tayfur şarkısı havasındaydı.
Değişiklik yapmadan çıktı ikinci yarıya Mourinho… Fenerbahçe daha çok rakip ceza sahasına girmeye başlarken, Dzeko ikinci yarıda yıldızlaştı, sol kanattan üst üste pozisyonlar üretti. Ancak verdiği dört net gol pasını Nesyri birebirde kaçırmayı başardı.
Son on beş dakika Fenerbahçe geriye çekilip, galibiyeti korumayı hedeflerken Mourinho da çok fazla müdahale etmedi, sadece iki değişiklik yaptı. Tadiç’in yerine giren Syzmanski de iki gol kaçırdıktan sonra, kazandırdığı penaltıyı da Dzeko dışarıya attı. Penaltıyı kaçırdığı halde alkış alan Dzeko dışında tribünleri mutlu eden ne bir oyuncu vardı ne bir oyun. Mutsuz bir galibiyetle haftayı tamamladı Fenerbahçe.